Bozdağ: Anayasa Mahkemesi’nin Beraat Kararı Verme Yetkisi Yoktur

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, AYM'nin kararına ilişkin, "Anayasa Mahkemesi vaka değerlendirmesi yapıyor ve anayasanın çizdiği sınırları tek tek aşıyor. Bu kararı hak ihlali değil beraat kararıdır. Anayasa Mahkemesi’nin beraat kararı verme yetkisi yoktur" dedi.

Eklenme Tarihi: 14 Oca 2018
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
 Bozdağ: Anayasa Mahkemesi’nin Beraat Kararı Verme Yetkisi Yoktur

Anayasa Mahkemesi, gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan'ın bireysel başvurularını gündeme aldı ve 'hak ihlali' kararı vererek tahliye hükmetti. AYM'nin altı olan 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu karara direndi ve gazetecileri tahliye etmedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, AYM'nin kararına ilişkin, "Anayasa Mahkemesi vaka değerlendirmesi yapıyor ve anayasanın çizdiği sınırları tek tek aşıyor. Bu kararı hak ihlali değil beraat kararıdır. Anayasa Mahkemesi’nin beraat kararı verme yetkisi yoktur" diyerek AYM'nin bu kararı veremeyeceğini savundu.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, AYMK'nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında verdiği kararla ilgili şunları söyledi: "Bir hususun altını çizmekte fayda görüyorum; AYM bireysel başvurular hakkında karar verme hakkına sahiptir. Ama AYM bu konuda karar verirken ilk derece mahkemesi, istinaf mahkemesi, temyiz ya da süper temyiz mahkemesi gibi hareket edemez. AYM bunlar değildir. Anayasa ile sınırları belirlenmiş yetki ve görev alanı vardır. Anayasa'nın 148’inci maddesi açıkça diyor ki bireysel başvuruda kanun yolunda gösterilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. AYM’nin Alpay ve Altan kararının açıklanan gerekçesini incelediğinizde kanun yollarında gözetilmesi gereken hususlarında fazlası gözetildiği gibi onunda ötesine geçilerek ilk derece mahkemesi gibi inceleme yapılmıştır. Pek çok hukukçu eleştiriyor. Hepsine söylüyorum. AYM bir davanın esasına girecek şekilde bireysel başvuru incelemesi yapabilir mi- yapamaz mı, vaka incelemesi yapabilir mi- yapamaz mı? AYM, bireysel başvuruyla kendine gelen bir konuda vaka incelemesi yapamaz. Delillerin yeterliliğini değerlendiremez. Böyle bir yetkisi yoktur. Can Dündar kararında delillerin yeterliliğini değerlendirdi, vaka incelemesi yaptı. Şimdi aynı kötü ve yanlış uygulamayı Altan ve Alpay kararında da verdi. Gerekçeyi okuduğunuz zaman insan diyor ki; ilk derece mahkemesine, istinafa ne gerek var? Yargıtay’a ne gerek var? AYM sadece hak ihlali olup olmadığını tespitle yetkilidir. Onun ötesine geçemez. Hak ihlali olduğuna dair karar verir. O zaman ilk derece mahkemesi yargılamanın yenilenmesi yoluna gidebilir ya da bu imkân yoksa tazminat istenir ya da genel mahkemelere müracaat yolunu gösterebilir. Ama şimdi bakın ben okuduğum zaman gerekçeyi AYM’nin saygın hukukçularına soruyorum. Siz hak ihlali kararı mı verdiniz yoksa beraat kararı mı verdiniz? İlk derece mahkemesi bu sınırı aşan kararınız karşısında ne yapacak? AYM’nin bu kararı hak ihlali kararı değil berat kararıdır. AYM’nin beraat kararı verme hak ve yetkisi yoktur. Burada suç yok diyor. AYM burada suç yok diyemez. Hak ihlali var ya da yok diyebilir. Suçun varlığına ya da yokluğuna sadece ilk derece mahkemesi karar verebilir. İstinaf karar verebilir. AYM maalesef burada aynı şekilde vaka değerlendirmesi yapıyor, suç değerlendirmesi yapıyor, Anayasa’nın çizdiği sınırları tek tek aşıyor.”

AYM’nin kararına 2. kez direnerek Şahin Alpay hakkındaki tahliye kararına direnen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de Anayasa Mahkemesi’nin “yetki gaspı” yaptığını öne sürerek AYM’nin “tahliye talebini yerine getirmenin kanunen mümkün olmadığı” kararını vermişti.

Mahkemenin açıklaması şöyle: AYM, kendini mahkememiz yerine koyarak özetle, ‘Dosyadaki delillerin tutukluluk için yeterli olmadığına’ karar vermiştir. Hatta AYM’nin gerekçesi dikkatli okunduğunda 140. paragrafta sanığın yayımladığı yazılar haricinde herhangi bir somut olgunun dosyada olmadığı ifade edilmiştir. Bu tespit dikkate alındığında mahkememiz sadece sanığın tahliyesine değil, beraatine de karar vermek gerekir.” Yukarıda yaptığımız açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, AYM’nin böyle bir hak ve yetkisi yoktur. Dosyada tutukluluk halinin devamını gerektirir olguların olup olmadığını takdir yetkisi mahkememize aittir’

ALPAY VE ALTAN'IN AVUKATLARI: AÇIKLAMALAR ANAYASAYI İHLAL EDİYOR

Avukatlar, Anayasada yer alan “Anayasa Mahkemesi kararları herkesi ama herkesi bağlar. Hiç kimse mahkeme ve hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz” ifadelerini hatırlatarak, hükümetten gelen açıklamaların Anayasa’yı ihlal ettiğini söyledi.

Avukatlar açıklamada “Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan ve Anayasa’nın amir hükümlerini ihlal eden mahkemeler, siyasi iktidar tarafından yapılan açıklamalarda yer aldığı üzere nöbetçi mahkemeler değil, yargılamayı yapan mahkemelerdir” dediler.

Avukatlar, “OHAL KHK’leri için iptal kararının reddine karar verirken Anayasa Mahkemesi saygın, temel hak ve özgürlükler noktasında karar verirken ise saldırılan bir mahkeme olmamalıdır" diyerek hukuk vicdanı olan tüm hukukçuları, hukuk güvenliği altında ülkesinde yaşamak isteyen ve hukukun üstünlüğüne inanan herkesi, hukuka sahip çıkmaya, gerçekler üzerinden konuşmaya ve tartışmaya davet etti. (HABER MERKEZİ)