Çin işkencesi bitmiyor

Çocuklarına Müslüman isimlerinin dahi verilmesi yasaklanan Uygurlulara uygulanan Çin zulmü aralıksız devam ediyor. Temmuz ayı başından itibaren işgalci Çin hükümeti, namaz ibadeti için ezan, tekbir, tesbih ve dualarda nelerin söyleneceği ve talep edileceği yolunda bir genelge yayımladı.

Eklenme Tarihi: 02 Ağu 2017
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
 Çin işkencesi bitmiyor

Dünya Uygur Kongresi Genel Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Çin’in Uygur Türkleri’ne zulüm politikasının sürdüğünü söyledi. Tümtürk, “Temmuz ayı başından itibaren Çin Hükümeti namaz ibadeti için ezan, tekbir, tesbih ve dualarda nelerin söyleneceği ve talep edileceği yolunda bir genelge yayımladı” dedi.

Dünya Uygur Kongresi Genel Başkanı Rabia Kadir’in yardımcılığı yapan Seyit Tümtürk, Çin Hükümeti’nin sistemli olarak Müslüman Uygur Türkleri’nin dini ibadetlerini kısıtladığını belirtti. Tümtürk, “Çin yönetimi Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman toplumlardan sadece Uygur Türkleri’ne karşı icra edilmek üzere 1 Nisan 2017 tarahinde 17 bölüm,15 başlık ve 50 maddeden oluşan ‘Aşırı Diniciler ve Terörcülerle Savaş’ (!) adı altında resmi Çin devlet terör yasasını kabul etti ve hemen uygulamaya başladı” diye konuştu.

Yazılı açıklamada, Uygur Türkleri’ne, Doğu Türkistan’da yapılan dini baskılara yönelik uygulamalar şöyle sıralandı: “Dini Radikalizmle Savaş- Aşırılıklarla Mücadele’ adı altında devlet memurları, işçi, öğretmen ve öğrenciler ve tüm devlet memuru emeklilerin oruç tutmalarını yasakladı. Bununla yetinmeyen Çin halkı öğle saatlerinde yemek salonlarına toplayarak zorla su içirerek ve yemek yedirerek oruçlarını bozdurmuştur. 2017 yılı Ramazan ayında Çin asker ve Polisleri Müslüman halkın evlerinde zorla kontrol ederek onların oruç tutmalarını ve sahur yemeği yemelerini bu polisler marifetiyle engellemiştir. Ramazan aylarında lokanta ve restoranların zorla açılmasını ve mecburi olarak yemek servisi yapmaya zorlamışlardır. Ramazan dolayısıyla kapatılan lokanta ve restoranların çalışma ruhsatını iptal ettirerek kapatılmıştır. İşletmeci ve sahiplerine mali ve fiziki cezalara çarptırılmıştır. Çocuklarının İslâm dinini öğrenmeleri için kurslara veren velileri ve buralarda bu öğrencilere din eğitimi veren din adamlarını tutuklayarak uzun süreli hapisle cezalandırılmaktadır.”

“Çin, bir yasak isimler listesi yayınlayarak İslâmî içerikli 20 isimin yeni doğan çocuklarına vermelerini yasaklayan bir genelge yayınlamıştır. Daha önceden dini içerikli isimler alan ve bunu resmi olarak kayıt ettirenlerin isimlerini değiştirmelerini istenmiş olup isim değiştirme kampanyası başlatılmıştır. Gıda maddelerinin İslâm’a uygunluğunu belirten Helal ibaresinin yer alması yasaklanmıştır. Bunlardan sadece süt, et ve yağ gibi temel gıda ve ihtiyaç maddeleri için Çin dilinde yenilebilir anlamına gelen ‘Çingcin’ ibaresinin konulabileceğini, Arapça, Latince ve diğer yazılarla veya dini motifli işaret ve resimlerle Helal kelimesinin kullanılması engellenmiştir. Geçtiğimiz Mayıs ayında iktidardaki ÇKP Hoten İl Teşkilatı tarafından yayınlanan ‘Namaz ibadetinde geçen 7 Hususun Birleştirilmesi’ adı ile bir genelge yayınlanmıştır. Son olarak, Temmuz ayı başından itibaren namaz ibadeti için ezan, tekbir, tesbih ve dualarda nelerin söyleneceği ve talep edileceği yolunda bir genelge yayınlanmıştır. Bu genelge hükümlerini içeren Uygurca ve Çince afişler çerçeveletilerek Cami duvarlarına asılmıştır.”

Ayrıca yeni yönetmeliğe göre, ortaokul seviyesi de dahil olmak üzere lise ve üniversite eğitiminde Uygurca’nın tamamen yasaklanması öngörülüyor. ÇKP yetkilileri tarafından, Doğu Türkistan’da Uygur dilinin eğitim alanında tamamen yasaklanması maksadıyla bir yönetmelik yayınlandı. Sözde “iki dil” uygulaması ile 90’lı yıllardan itibaren Uygur dilini kademeli olarak eğitim dili olmaktan çıkaran Çin hükümeti, mevcut faaliyetleri ile kendi anayasasıyla da ters düşüyor. Çin Anayasası’na göre, özerk bölgelerde yaşayan etnik toplulukların kendi dillerinde eğitim görme hakkı bulunuyor. Özellikle Çin’in Batı’yla ilişkilerini güçlendirdiği 80’li yıllar boyunca birçok Uygur, Çince eğitim görmeden öğrenimini tamamlamıştı.