15 Temmuz’da ilk talimatı veren savcı konuştu: Önceden biliyorlardı

15 Temmuz darbe girişiminde nöbetçi olan Savcı Hikmet Pak, o gece olanları İsmail Saymaz’a anlattı. Pak, darbenin beklendiğini söyledi. 15 Temmuz gecesi İstanbul Adliyesi’nde nöbetçi savcı olan Hikmet Pak, darbe girişimini haber alır almaz soruşturma talimatı verdiğini anlattı. Gece boyu Adliyede gelişmeleri takip eden Pak, yetkili isimlerin olayların gidişatı belli olduktan sonra Adliyeye geldiklerini belirtti, … 15 Temmuz’da ilk talimatı veren savcı konuştu: Önceden biliyorlardı Devamı »

Eklenme Tarihi: 15 Tem 2024
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 15 Tem 2024
15 Temmuz’da ilk talimatı veren savcı konuştu: Önceden biliyorlardı

15 Temmuz darbe girişiminde nöbetçi olan Savcı Hikmet Pak, o gece olanları İsmail Saymaz’a anlattı. Pak, darbenin beklendiğini söyledi.

15 Temmuz gecesi İstanbul Adliyesi’nde nöbetçi savcı olan Hikmet Pak, darbe girişimini haber alır almaz soruşturma talimatı verdiğini anlattı. Gece boyu Adliyede gelişmeleri takip eden Pak, yetkili isimlerin olayların gidişatı belli olduktan sonra Adliyeye geldiklerini belirtti, Gülen’in bir darbe hazırlığı içinde olduğunun bilindiğini ve o geceki gibi ani bir girişimin beklendiğini açıkladı. Hikmet Pak o geceyi İsmail Saymaz’a şöyle anlattı:

“Hikmet Pak, 15 Temmuz’da Çağlayan Adliyesi’nde yaşananlar ve darbe hakkında ilk kez konuşuyor.

O gece neredeydiniz?

Adliyeden biraz geç ayrılmayı düşünmüştüm. Nöbetçi olduğum için arama el koyma kararları geliyor. Adliyenin çevresinde beklemeye, en azından saat 21 olana kadar işleri bir an evvel halletmek için oralarda oyalanmaya karar verdim. Genç savcı arkadaşımızla oturduk, birkaç duble içtik, yemek yedik. Darbe girişimi olduğuna ilişkin birtakım şeyler çıkmaya başladı. Saat 21.30-22.00 gibiydi, adliyeye geçtik. Yürüme mesafesindeydik.

Adliyede kim vardı?

Kimse yok. Genç savcı arkadaşımla yedinci kata çıktık. Başsavcı Vekili İrfan Fidan’la görüştük. Memleketindeymiş. Başsavcı yurt dışındaymış.

Bir albay arkadaşımla konuştum. Bana ‘TSK’nın emir komuta zinciri içerisinde gerçekleştirdiği bir girişim değil’ dedi. FETÖ’nün organize ettiğini ima etti. Tahmin ediyordum ben de.

Nereden tahmin ediyordunuz?

Yüksek Askeri Şura’da birtakım cemaat mensubu rütbelilerin tasfiye edileceğini okumuştum. Dershaneler olayından sonra ortam gerginleşmişti. Bir şeyler olacaktı.

İrfan Fidan size ne dedi?

Dedim ki, ‘Talimat yazacağım derhal soruşturma başlatılması için.’ ‘Yazalım, ben de yola çıkıyorum’ dedi. Ama katip bulamadık, faks odası kilitli. Bilgisayarda talimatı ben yazdım. Saat kaçta?

Saat 23 civarıydı.

Nereye gönderdiniz?

Terörle Mücadele müdürünü aradım, ulaşamadım. Bir komiser vardı, adli işleri yapan. Ona ulaştım. Dedim ki ‘Talimat gönderiyorum WhatsApp’tan, 155’ten okusunlar ve telsizle dağıtsınlar.’ O da 155’e bildirmiş.

Bu, 15 Temmuz’la ilgili ilk talimat mı?

Başka bilmiyorum.

O aşamada adliyede siz ve genç savcıdan başka kimse yok muydu?

Yakın zamanda vefat etti; Savcı Şenay Baygın çıktı geldi. Bu arada uçaklar uçmaya başladı. Sonik patlamalar, şu bu… Yazıyı yazdık, gönderdik. Bekliyoruz. Saat 2 gibi, işin rengi değişmeye başlayınca başsavcı vekillerinden gelenler oldu.

Hava netleşince mi geldiler?

E tabii. O gelenlerin çoğu ayrıldı. Birkaç uçak daha geçince…Çil yavrusu gibi dağıldılar. Üç-beş kişi kaldık. Sürekli aranıyoruz, talimat veriyoruz. Mücadele sürüyor. Cumhurbaşkanı TV’ye çıkıca hava tersine döndü. Selalar okundu. Sabah herkes geldi. Olaya birlikte el koymuş oldular.

Ertesi gün gözaltılar başladı.

1500-2000 kişiydi herhalde. Hepsini cezaevine gönderdiler ve cezaevinde ifade alma süreci başladı. Bir sürü savcı görevlendirdiler. Bir sürü kişi tutuklandı. Sonra Anadolu Yakası’ndaki olaylara benim bakmamı uygun gördüler. Aslında istemiyordum.

Niçin?

Binin üzerinde tutuklu var. 14 bölge var. Evrak yok. Evraklarını oluşturacağım. Kimin, nerede, nasıl gözaltına alındığını öğreneceğim. Çok zor. Hayır diyemedik. Anadolu Yakası’ndaki, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri dahil, 14 bölgenin darbe iddianamesini yazdım. Her biri biner sayfadan… İlk etapta 800 civarında eri tahliye ettik.

Bir de askeri öğrenciler var.

Onlar üç bölgeye üç otobüsle gelmişlerdi. Birisi kaza yapıyor köprüye gelmeden. Yakalanıyorlar.

Askeri öğrencilerin hepsine suçlu ya da masum demek mümkün mü?

Hayır, değil. Zaten birçoğunun evinde arama yaptık. Gülen’in kitapları çıktı. ‘Hepsi masumdur’ demek mümkün değil. Sadece bir bölgedekiler olaya karışmamış. Onların tahliyesini istemiştim.

Bu bir FETÖ darbesi midir?

Kesinlikle. Rütbelilerden birçoğu cemaat bağlantılı.

Neden yaptılar?

Dershaneler mevzusundan sonra hükümetle aralarında gerilim çıktı. İktidar paylaşma kavgası son hadde ulaştı. Son bir hamle yapıp iktidarı tasfiye etmeye kalktılar.

İktidar önceden haber almış olabilir mi?

Elimde bilgi belge yok. Ama bence öyle bir girişimin olacağını biliyorlardı. Öngörüyorlardı ve önlem de almışlardı. Öyle bir anda ne yapacaklarını dair öncesinde hazırlık vardı. Sokaklara inmesi, köprüye gitmesi kendiliğinden olabilecek, çok çabuk örgütlenebilecek şeyler değil. Onlardan yola çıkarak söylüyorum.

TSK’da Fethullahçı yapılanmanın bu kadar güçlü olduğunu tahmin ediyor muydunuz?

Ediyordum. Tüm kurumlarda güçlü oldukları 2013’te belli olmuştu.

Darbeye Fetullahçılar dışında katılan var mı?

Var. Kurunun yanında yanan yaş da var.

Hangi motivasyonla katılmışlar?

İktidardan kurtulmaya çalışan farklı kesimler desteklemiş olabilir. TSK’nın emir komuta zinciri içerisinde gerçekleştirilen bir faaliyet olduğunu düşünenler olabilir. Muhalif insanlar da olabilir. Var yani. Tutuklanan bir üsteğmeni şahsen tanıyordum. Omuzunda Atatürk dövmesi olan biri… Darbeye katılmıştı.

Başarsalardı ne olurdu?

Herhalde İslam Cumhuriyeti filan kurulurdu.

Fetullahçı yapı temizlendi mi?

Kesinlikle hayır.

Siyasi ayağı nerede? Siyasette hiç mi örgütlenmeleri yoktu?

Bir tane siyasi duymadım, Fethullahçıydı da tutuklandı.”