Çarlık Rusyasının Çerkesleri anavatanları Kafkasya'dan sürmesinin üzerinden 152 yıl geçti ancak sürgünün neden olduğu acı hafızalardaki yerini koruyor.
Resmi olmayan rakamlara göre, 1,5 milyona yakın Çerkes sürgüne tabi tutulurken yol şartları, salgın hastalıklar, açlık gibi nedenlerden dolayı 400 bin ila 500 bin kişi hayatını kaybetti.
Çerkeslerin Çarlık Rusyasının nüfus politikası kapsamında sürgüne tabi tutulmasının üzerinden bir buçuk asrı aşkın bir süre geçmesine rağmen Moskova yönetimi ana vatanlarından kopartılan Çerkeslerin acılarını bir nebze de olsa dindirecek adımları atmadı.
Çarlık Rusyasının mirasçısı konumunda olan Rusya'dan özür bekleyen Çerkesler, 21 Mayıs'ın “Çerkes Soykırım ve Sürgünü” olarak tanınmasını istiyor.
Ana vatanlarından sürgün edilen Çerkeslerin yaşadığı tarihi acı her sene 21 Mayıs'ta anılıyor.
Çerkes sürgünü nedir?
1763-1864 yıllarındaki Rus-Kafkas savaşları, tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak kayıtlara geçti. 101 yıl süren savaşlarda 500 binden fazla Kafkasyalı hayatını kaybederken, savaş sonunda yüz binlerce Çerkes ana vatanını terk etmek zorunda kaldı.
21 Mayıs 1864’de Soçi yakınlarında Kbaada Vadisi'ndeki savaş Çarlık Rusyasının galibiyetiyle sonuçlanırken, Çerkesler için de "sonun başlangıcı" oldu.
Çarlık Rusyasının nüfus politikası çerçevesinde yaklaşık 1,5 milyon Çerkes,Tuapse, Soçi ve Sohum gibi liman kentlerine toplanarak başta Varna, Samsun, Sinop ve Trabzon olmak üzere Osmanlı topraklarına sürüldü. Ancak sürgün sırasındaki yol şartları, salgın hastalıklar, açlık gibi nedenlerden dolayı, resmi olmayan rakamlara göre 400 bin ila 500 bin arasında Çerkes hayatını kaybetti. Ağırlıklı olarak Anadolu ve Rumeli topraklarına sürülen Çerkesler, daha sonra Suriye ve Ürdün gibi bölgelere göç etti.
"Türkiye'den Çerkes soykırımını tanımasını istiyoruz"
Çerkes Dernekleri Federasyonu (Çerkes-Fed) Başkanı Nusret Baş, "Biz Türkiye Cumhuriyeti parlamentosundan Çerkes soykırımını araştırmasını ve soykırımı tanımasını talep ediyoruz." dedi. 1864'ün bir toplumun yok edildiği, zulme uğradığı, vatanından sürüldüğü, bütün hak ve hukukunun yerle bir edildiği, Çerkesler için bir kalp sızısı, unutulmaz acıların hatırlandığı bir tarih olduğunu ifade eden Baş, bundan sonra da bu kalp sızısının devam edeceğini söyledi.
Çerkes soykırımını dünyada tanıyan tek ülkenin Gürcistan olduğunu anımsatan Baş, şöyle devam etti:
"Ama Çerkeslerin en fazla yaşadığı ülke Türkiye’dir. Onun için biz Türkiye Cumhuriyeti parlamentosundan Çerkes soykırımını araştırmasını ve soykırımı tanımasını talep ediyoruz. Biz intikam peşinde değiliz. Biz tarihi bir hakikatin gün yüzüne çıkmasının peşindeyiz. Ayrıca siyasi bir mesele de çıkartmak istemiyoruz. Bu soykırımın müsebbibi Çarlık Rusyası’dır, Rus halkı değildir, çarlardır. Halklar birbirine düşman olmazlar, siyasi yönetimler birbirine düşman olurlar. Bu çarların cezasını Rus halkı vermiştir. 17 Ekim Devrimi'nde Rus Çarlarının hepsi öldürüldü. Fakat Çerkesler vatanlarından sürülmüşler, dünyaya dağılmışlar ve mağduriyetleri devam etmektedir. Bugünkü Rusya’ya da sorumluluk düşmektedir. Birincisi, bu soykırımı tanımalarını istiyoruz. İkincisi Çerkeslerin bu mağduriyetini giderecek ülke Rusya’dır. Onun için her 21 Mayıs’ta Rusya Konsolosluğu önünde ‘İstanbul Yolu’ diye bir ağıdımız var, bu ağıdımızı Rusya’ya iletiyoruz. Bu soykırımı unutmadığımızı, atalarımızı unutmadığımızı ve unutmayacağımızı haykırıyoruz."