Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 20 yıl geçti. 1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 Depremi olarak anılan felaketin etki alanı çok genişti. Başta Kocaeli, Sakarya, Yalova, İstanbul ile civar il ve ilçelerde büyük bir yıkıma sebep olan deprem Ankara'dan İzmir'e çok büyük bir alanda hissedildi.
Türkiye tarihinin gördüğü en büyük depremlerden biri olan 17 Ağustos depremi, daha önce görülmemiş düzeyde can mal kaybına yol açtı. Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı. Depremin merkezi Kocaeli'nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı.
Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti.
İllere göre depremdeki can kayıpları;Düzce 270
Bursa 268
Eskişehir 86
İstanbul 981
Kocaeli 4093
Gölcük 5384
Sakarya 3891
Yalova 2504
Zonguldak 3
Toplam: 17.840
Depremde 43 bin 953 kişi de yaralandı.
Deprem sonrası durumDeprem sonrası Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde bulunan Türkiye’nin en büyük petrol rafinerisi TÜPRAŞ alevler içinde kalırken. TÜPRAŞ'ta patlama olmasından korkan bölge halkı yüksek tepelere doğru yoğun şekilde seyahat etti. Gölcük limanı suya gömüldü.
Deprem sonrası iletişim ağları tamamen hasar gördü ve kullanılamaz hale geldi. İletişim kopukluğunu Dönemin Başbakanlık Müşaviri Ahmet Şağar, deprem sonrası durumu şu sözlerle özetledi: 'Biz valilerle Başbakan arasındaki bağlantıyı akşam 19:00’da sağlayabildik. Gölcük’teki tahribatı 21:30’da öğrenebildik. Haberleşme tüm boyutlarıyla felç olmuştu.' Devletin zirvesinin kendi arasındaki iletişimi dahi koptu. Öyle ki Ankara’da bulunan Başbakan Ecevit’in İstanbul’daki Cumhurbaşkanı Demirel’e telefon ile ulaşamadı.
Haberi alınca deprem bölgesine akın eden insanların oluşturduğu yoğun araç trafiği nedeniyle TEM ve E5 kilitlendi. Trafik, yaralıların deprem bölgesinden ambulanslarla çevre il ve ilçelerdeki hastanelere intikalini güçleştirirken yardım araçlarının da deprem bölgesine gelmesini geciktirdi. Bu durum acil afet politikalarının hayati önemini bir kez daha gözler önüne serdi.