2022 kâbus gibi

Taha Akyol yazdı… Bir yılın sonuna geldik, 2022 senesi kâbus gibi geçti. Ekonomik sıkıntı, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının dünyada körüklediği sorunlar… Kendi açımızdan, 2023 için umutlu olabilir miyiz? İnşallah diyelim ama ekonomiyi küçülten, hukuku ise ihlallere maruz bırakan politikalarda devam ederek bu mümkün değil. Kaldı ki 2022 yılında seçim kazanmak uğruna muslukların sonuna kadar açılması 2023 … 2022 kâbus gibi Devamı »

Eklenme Tarihi: 30 Ara 2022
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 30 Ara 2022
2022 kâbus gibi

Taha Akyol yazdı…

Bir yılın sonuna geldik, 2022 senesi kâbus gibi geçti. Ekonomik sıkıntı, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının dünyada körüklediği sorunlar…

Kendi açımızdan, 2023 için umutlu olabilir miyiz? İnşallah diyelim ama ekonomiyi küçülten, hukuku ise ihlallere maruz bırakan politikalarda devam ederek bu mümkün değil.

Kaldı ki 2022 yılında seçim kazanmak uğruna muslukların sonuna kadar açılması 2023 ve sonrası için sorunların ağırlaşması anlamına geliyor. Zaten cari açık 100 milyar dolarla tarihi rekor kırdı… Ek bütçe bile yetmedi, Hazine’nin 200 milyar lira daha borçlanması için iki gün önce kanun çıkarıldı!

POPÜLİZM-KRİZ SARMALI

Merhum Süleyman Demirel 1992’de yeri göğü vaad ederek, bu arada gencecik yaşlarda emeklilik imkanı getirerek muslukları sonuna kadar açmıştı.

Buna karşı çıkan merhum Turgut Özal, “Çankaya şişmanı, işçi düşmanı” sloganlarıyla protestolara maruz kalıyordu.

İktisadi rasyonalizme aykırı popülist politikalar Demirel’e iktidar sağlamış ama reformları da sürekli ertelemesi 1994 ve 2000 krizlerine yol açmıştı. Emisyon 1992 yılında 21 milyar lira iken 1994 yılında 120 milyara çıkmış ve ekonomi patlamış, Türkiye IMF kapısına düşmüştü.

https://9f1bb314b97cda115ab6d06a49f405fd.safeframe.googlesyndication.com/safeframe/1-0-40/html/container.html

Popülizm-kriz sarmalıdır bu.

Ancak 2001 reformlarıyla ekonomi toparlanabilecek, Ak Parti reforme edilmiş, kurumları sağlamlaştırılmış, Merkez Bankası bağımsızlaşmış sağlıklı bir ekonomik devralacak ve on yıl kadar iyi devam ettirecekti.

Bu konularda benim “Laf Dinlemedi Merkez Bankası Nereden Nereye?” adlı kitabımda ayrıntılar vardır.

AYNI SARMAL

Bağımsız Merkez Bankasının Başkanı Süreyya Serdengeçti şöyle konuşuyordu: “Devlet parasıyla oy toplama devri kapandı.” (26 Nisan 2001)

Bütün mesele budur! Devlet parasının seçim kazanmak için popülist politikalara değil, üretimi ve verimliliği artıran mal ve hizmet politikalarına gitmesi…

Modern devlette Merkez Bankası bağımsızlığı, bağımsız Düzenleme ve Denetleme kurumları, bağımsız Sayıştay’ın verimlilik denetimi yapabilmesi, etkin Meclis denetimi hep bunun içindir.

Bu reforme edilmiş yapı, 2011’den itibarın adım adım bozuldu. Ali Babacan’ın, Mehmet Şimşek’in, bağımsız kurumların direnişi tasfiye edildi.

Ve… Türkiye’de kişi başına geliri 2013 yılında 12 bin dolara ulaşmışken 2022’de 9 bin dolara düştü… Dünya ekonomisindeki payımız 2013 yılında % 1.24’tü, 2021 yılında % 0.84’de düştü. (euronews, 28 Ekim 2021)

Aynı sarmal, popülizm-kriz…

DEVLET PARASI VE HUKUK

Anahtar kavram ““Devlet parasıyla oy toplama” kavramıdır. Bu yüzden kaynaklar israf edilir, tüketim ve rant körüklenir.

Bunu önlemek için modern ekonomi Merkez Bankası başta olmak üzere bağımsız denetim ve düzenleme kurumları geliştirmiştir. Hepsinin “laf dinler” hale getirildi.

En vahimi, yargı bağımsızlığındaki ağır sorunlardır.

2022’nin son ayından iki örnek; Kavala ve İmamoğlu davaları.

Osman Kavala ve Hakan Altınay ile arkadaşları hakkındaki mahkumiyet kararının İstinaf’ta onaylandı. Bu dava üzerinde siyasi iradenin belirleyici olduğu, AİHM kararına geçmiş bir gerçektir.

Ama hukukçu sıfatımı ortaya koyarak diyorum ki, Yargıtay dahi onaylasa, bu iktidarın çıkardığı CMK’nun 311. Maddesine göre, AİHM kararı uyarınca “yargılamanın yenilenmesi” yoluna gidilecek ve hepsi beraat edecektir. Niye bunca hukuka aykırılık?! Vahim olan bu.

İmamoğlu “ahmak” kelimesinden mahkum edildi, yasaklılık cezası da verildi… AYM, “katil, hırsız” denildi diye başbakana hakaret suçundan mahkumiyet verilmesini bile “ihlal” saymıştır! (B.No: 2014/18001)

Dosya da ‘ahmak’ sözünün hakaret oluşturmayacağına dair akademik-bilimsel mütalaada var üstelik.

Kurallar, kurumlar… Ne kadar önemli. Değil mi?

Bir kabus gibi geçen 2022’de ekmeğimizi küçülten iktisadi sorunların da temelinde “kurallar, kurumlar” sorunu olduğunu artık görmeliyiz.

Hukuku siyasetten üstün hale getirmedikçe çıkış yolu yok… Son on yılda Bulgaristan, Romanya, Malezya, Gürcistan bile kişi başı refah dünya sıralamasında bizi geçti!.. Farkında mıyız?

İstikrarlı objektif kurallar, sağlam kurumlar; bunu gerçekleştirmeden gelişmiş ülke olmak imkansız. Önümüzdeki yıllar için inşallah diyelim. Benim yeni yıl için temennim bu.