27 yıldır dinmeyen acı: Başbağlar katliamı

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde, 27 yıl önce teröristlerce gerçekleştirilen ve en büyük sivil katliamlarından biri olan "Başbağlar Katliamı"nda 33 sivilin köy meydanında toplanıp kurşuna dizilerek ve ateşe verilerek katledilmesinin acısı, yakınlarınca çeyrek asır geçmesine rağmen ilk günkü gibi hissediliyor.

Eklenme Tarihi: 05 Tem 2020
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
27 yıldır dinmeyen acı: Başbağlar katliamı

Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde, 27 yıl önce 33 sivilin teröristlerce katledildiği ve en büyük sivil katliamlarından olan Başbağlar köyündeki Başbağlar Katliamı'nın acısı, aradan geçen yıllara rağmen dinmiyor.

Kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyüne 5 Temmuz 1993 akşamı gelen teröristler, kadınları derede topladıktan sonra evleri yağmalayıp para, altın ve değerli eşyaları alarak tüm evleri ateşe verdi.

Yapılan zulme karşı çıkan 5 kişiyi de yakılan evlerde ateşe vererek öldüren teröristler daha sonra akşam namazını kılıp camiden çıkan 28 erkeği köy meydanında topladı. Bir süre örgüt propagandası yapan teröristler daha sonra bu kişileri de kurşuna dizdi. Olaydan sonra bölgede yapılan incelemede, yüzlerce boş kovan bulundu.

Katliamın acısının aradan geçen süreye rağmen ilk günkü gibi taze olduğu köyde yaşayan vatandaşlar, çeyrek asır önce yaşadıkları ve halen dinmeyen acılarını hafızalarından silemiyor.

Katliamı yaşayan yaralı olarak kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, katliamın üzerinden 27 yıl geçtiğini davanın kanuni olarak sonuçlandığını ama insanlık vicdanı ve kamuoyunun vicdanında sonuçlanmadığını belirterek "Çünkü adalet yerine gelmedi ki. Bizim amacımız o tetiği çeken el değil, Başbağlar'ı, Sivas'ı ve benzeri olan yerlerde gizli el kimse onun adalet önünde hesap vermesini istiyoruz." dedi.

"Üzerimize kurşun yağdırdılar"

5 Temmuz 1993 akşam namazı sırasında teröristlerin köye gelerek 28 kişinin camiden çıkarılarak köy meydanında toplandığını anlatan Akarpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplantı yapacaklarını söyleyip propaganda yapıp şu an şehitlik anıtı olan bölgeye götürdüler. Ovacık istikametinden gelen teröristlerin tahminen 60-100 kişi olduğunu daha sonra öğrendik. Bizi alana toplarken bir kısmı kadınları farklı bir alanda toplamış, bundan bilgimiz yok. Aradan yarım saat belki biraz daha fazla bir zaman geçti. Köyden birkaç el silah sesi geldi. Ondan sonra üzerimize kurşun yağdırdılar. Kurşun yağdırırken sloganlar atıyorlardı. Tabii biz de yaralandık, sabaha kadar orada kaldık. Orada bir sürü vatandaşımız komşumuz akrabamız, katledilmişti. Emniyet güçlerinin ifadesiyle yüzlerce mermi kovanı toplanmış oradan. Başbağlar köyü birilerinin adına kurban kesildi ve bu kurbanın sonucunda 33 canımızı kaybettik. Evler büyük ve küçükbaş hayvanlar, altyapısı tarihi bunun yanında cami, okul köy odaları ve tarihi ile yok edilmeye çalışıldı."

"Başbağlar bir katliam değil bir soykırım"

Başbağlar'da adeta soykırım yaşandığını aktaran Akarpınar, "Başbağlar bir katliam değil bir soykırım. Çünkü burada 33 vatandaşın içinde 13 yaşında bir çocuk annesi ve 3 vatandaşımız evlerinde diri diri yakılmak suretiyle diğer 28 köylümüz kurşunlanmak suretiyle katledildi." dedi.