Hocaefendi yaklaşık üç yıldır konferanslarının engellenmesi ve iptal edilmesine yönelik tepkisini dile getirerek hangi yüzle Almanya’ya ve Hollanda’ya demokrasi dersi vermeye çalıştıkları sorusunu
yöneltti. Ve bu engellemelerin yalnızca kendisi ile kalmayacağını, bütün cemaatlerin bitirilmek istendiği söyledi.
Aslında Tüm Cemaatler Ve Hocalar Bitirilmeye Çalışılıyor. Hepsi Konuşmuyor!
Ne anlatacağız biz konferansta? Neden bu kadar çok korkuyorsunuz? Sizin hakkınızda konuşacağımızı mı düşünüyorsunuz? Diyelim ki 3 saat konuşuyorum bunun içerisinde sizin hakkınız da soru sorulursa
10 dakika görüşümü söylüyorum. Hepsi bu. Siz bütün programı bunun için mi iptal ediyorsunuz? Sanmayın ki tenkitlerimden dolayı konferanslar iptal oluyor, tenkit etmeyen hocaların programları da
iptal oluyor. Onlardan çıt çıkmıyor hatta hükümetin propagandasını yapan hocaların programları bile iptal.
Aslında tüm cemaatler ve hocalar bitirilmeye çalışılıyor. Hepsi konuşmuyor! Hâlbuki korkunun ecele faydası yok. Öleceksek şerefimiz ile ölürüz. Bu şekilde susarak değil. Herkes sustuğu için kimse
meseleyi anlamıyor.
3 Yıldır Faaliyetler Kıskaç Altına Alınıyor. Belli Ki Bir Plan Var Ve Hükümet Bunun İçerinde.
Ve son 3 yıldır kademe kademe İslami faaliyetlere engellemeler yapılıyor. İşin içinde olmayanlar haberi olmuyor yada bir kısmını biliyor onu da geç duyuyorlar. Ama 3 yıldır faaliyetler kıskaç
altına alınıyor. Belli ki bir plan var ve hükümet bunun içerinde.
Herkes Bittiği Zaman Sende Kalmayacaksın Göreceksin
Laik hükümet ben gerekeni diyanetle- imam hatiple- ilahiyatla öğretirim diyor. Sanki vereceklerde verilmesi gerekeni gibi herkesi bitirmeye çalışıyorlar. Herkes bitsin biz kalalım. Herkes bittiği
zaman sende kalamayacaksın göreceksin. Senin tabanın bu insanlardı aslında senin altını oyuyorlar haberin yok. Bu çalışmalar zayıfladığı zaman göreceksin sende zayıflayacaksın. Anlamıyorlar. Eğer
anlamazlarsa bin nasihat bir musibetten iyiymiş Allah bir musibet gönderir o zaman anlarsın.
Bir Başörtüsü Meselesi Halloldu Ama Davayı Bitirdiler. Dava Kalmadı. Bugün Müslümanların Davası Ne? Demokrasiyi, Laikliği Savunan Bir Sürü Müslüman Var.
Kapalı spor salonlarını vermiyorlardı. Şimdi düğün salonlarını vermez oldular. Yarın da vakfa izin vermezlerse hiç şaşmam. Türkiye oraya doğru gidiyor. Bir tek başörtüsü meselesini hallettiler.
Onun dışında hiçbir haramı kaldırmış değiller azaltmış değiller. Tüm haramlar çoğaldı azalmadı. Laikliği benimsettiler, cemaatleri bitirdiler. Başörtüsü ile herkesin gözünü boyuyorlar. Ondan çok
daha mühim zararlar veriyorlar. Milletin demokrasiyi İslam zannetmesi, laikliği de İslama uygun zannetmesi bu çok büyük tehlikedir iman meselesidir. Ve cemaatleri bitiriyorlar. Bu islami hareketin
geleceğini tehlikeye atmaktır. Baş örtüsüne izin verseler ne oluyor vermeseler ne olur? Cemaatler bittikten sonra herkes susturulduktan sonra başörtüsünü de tekrardan alırlar olur biter. Bir
başörtüsü ile milleti uyutuyorlar.
Bir başörtüsü meselesi halloldu ama davayı bitirdiler. Dava kalmadı. Bugün Müslümanların davası ne? Demokrasiyi, laikliği savunan bir sürü Müslüman var. Zaten dava bitmiş dava kalmamış ortada. Din
sadece namaz başörtüsü düzeyine indirgendi. Bizim Müslümanlarımız o kadar dar bir bakış açısına sahip ki Müslümanları kandırmaktan kolay ne var? Ver bir başörtüsünü sonra canını iste. Ver
başörtüsünü ondan sonra hepsini demokrat da yaparsın laikte yaparsın.
Eskiden Arapça Ezandı Talepleri 30-40 Yıldır Da Başörtüsü. Bu Kadar Basit Talepleri Olan Bir Toplumu Kandırmaktan Kolay Ne Var?
Bizim Müslümanımızın fazla bir talebi yok. Bizim müslümanımızın talebi başörtüsü o da halloldu mu tamam. Hâlbuki bütün haramlar devam ediyor. Ne değişti? Kanunlar mı anayasa mı memleket mi İslam’a
uygun hale getirildi? Haramlar mı kaldırıldı? Hayır. Hiçbir şey değişmedi. Haramlar kat kat çoğaldı. Ve millet gayet rahat başörtüsü halloldu diyor. Bu kadar talebi düşük olan bir kitleyi
kandırmaktan kolay ne var? Eskiden arapça ezandı talepleri 30-40 yıldır da başörtüsü. Bu kadar basit talepleri olan bir toplumu kandırmaktan kolay ne var?
Müslüman her meselede Allah’ın dediği olmalı diye iman etmek zorundadır. Sadece başörtüsü değil her meselede Allah’ın dediği olmalı. Müslümanların talebi bu olmalı. O zaman
kandırılmayız. Başörtüsün istersek onu verirler 40-50 yıl sonra bizi onunla kandırırlar. 1950’de Arapça ezana tekrar izin verildi. Onunla 50 yıl bizi uyuttular. Sanki çok büyük bişey vermişler.
Yani aynı mehter takımını yürüyüşü gibi iki adım ileri bir adım geri. Sistemlerin yöntemi. Sistemler islama karşı iki adım ileri atıyor. İslam’a darbe vuruyor yani. İki darbe vuruyor bir geri adım
atıyor sen bişey aldım diye seviniyorsun. Senden iki tane alıyor sana bir tane veriyor sen o bir tane ile mutlu oluyorsun. Sanki zaten hakkımız değilmişte bize lütfetmişler başörtüsünü.
Sanki biz bu vatanın çocukları değiliz. Bu vatanın sahibi biz değiliz. Sanki bu vatanı düşmandan kurtarmak için bizim gibi namaz kılan atalarımız çarşaflı analarımız ninelerimiz savaşmamış, sanki
hep rakıcılar savaşmış. Bu vatan bizim değilmiş onlarınmış buna rağmen bize bu kadar vermişler daha ne istiyormuşuz yani. Birde konferans mı istiyoruz işte başörtüsünü verdiler yeter.