Sudan’a yüzde 100 gümrük indirimi: 500 ton at, eşek veya 500 ton domuz eti ithalatına vergi yok
TBMM Dışişleri Komisyonu, Türkiye ile Sudan arasındaki Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması kapsamında Cumhurbaşkanına yetki verilmesine ilişkin kanun teklifini kabul etti. İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökce, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Sudan’dan ithal edilecek at, eşek ve domuz eti gibi birçok ürün için sıfır gümrük vergisi uygulanacağını belirterek endişelerini dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti ile Sudan Cumhuriyeti arasında imzalanan Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilerek gündem maddesi haline geldi. Anlaşmanın, Sudan’dan yapılacak ithalatlarda önemli gümrük indirimleri içermesi ve Türk tarım ürünlerinin Sudan pazarına daha avantajlı girmesini öngörmesi, ticaret hacmini artırmayı hedefliyor. Ancak bu anlaşma, özellikle ithalat listesi ve gümrük vergisi indirimleri nedeniyle eleştirilerin odağı oldu.
SUDAN’DAN 500 TON AT, EŞEK VE DOMUZ ETİ İTHALATI
İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökce, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Sudan’dan ithal edilecek ürünlerin listesi ve gümrük indirimleriyle ilgili endişelerini dile getirdi. Gökce, “Sudan’dan 500 ton at, eşek ve domuz eti ithalatına yüzde 100 gümrük indirimi!” diyerek anlaşmanın tarımsal üretimi olumsuz etkileyebileceği konusunda uyardı. Özellikle egzotik hayvanlardan, alkollü içeceklere kadar birçok ürün için getirilen gümrük indirimlerinin, Türk çiftçisini zora sokacağını belirtti.
Gökce’nin açıklamalarına göre, anlaşma Sudan’dan ithal edilecek at, eşek ve domuz eti dahil pek çok ürün için sıfır gümrük vergisi uygulaması getiriyor. Bunun yanı sıra maymun, kobay faresi, su kaplumbağası gibi egzotik hayvanlar ve balina, köpekbalığı gibi deniz ürünleri de bu indirimli ithalat listesinde yer alıyor. Ayrıca levrek, çipura, ton balığı, mezgit gibi yaygın tüketilen balık türleri, patates, soğan, lahana gibi temel tarım ürünleri, ve alkollü içecekler de sıfır gümrük tarifesiyle Türkiye’ye giriş yapabilecek.
SUDAN KAZANIRKEN TÜRK ÇİFTÇİSİ KAYBEDİYOR MU?
Dr. Buğra Gökce, Türkiye’de çiftçilerin üretim yapmakta zaten zorlandığını, tarımsal desteklerin yetersiz olduğunu ve bu anlaşmanın yerel üreticilere zarar verebileceğini belirtti. Gökce, Sudan çiftçisinin bu anlaşma sayesinde kazançlı çıkarken, Türk çiftçisinin ve üreticisinin rekabet gücünün düşeceğini savundu. Yerel yönetimlerin çiftçileri desteklemek için büyük çaba sarf ettiğini vurgulayan Gökce, anlaşmayı “hayret ve şaşkınlıkla” karşıladığını belirtti. Gökce’nin açıklamalarında, TBMM’nin bu teklifi reddetmesi ve Türk çiftçisini koruyacak politikaların hayata geçirilmesi gerektiği de vurgulandı. Tarım ürünlerinin yanı sıra, Sudan’dan gelecek canlı hayvan ithalatının da yerli hayvancılık sektörünü zor durumda bırakabileceği ifade edildi.
HEDEF: 10 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ
Anlaşmanın ana hedefi, Türkiye ve Sudan arasındaki ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarmak. Bu hedef doğrultusunda, Türk tarım ve sanayi ürünlerinin Sudan pazarına daha avantajlı girmesi sağlanacak. Sudan’dan ithal edilen ürünlerde gümrük vergilerinin kaldırılmasıyla iki ülke arasındaki ticaretin artmasıamaçlanıyor. Ancak, ithalat listesinde yer alan bazı ürünlerin Türk tarımı ve yerli üretim üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler, anlaşmanın uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri doğurdu
TARTIŞMAYA NEDEN OLAN ÜRÜNLER: EGZOTİK HAYVANLAR, ALKOLLÜ İÇECEKLER VE TARIM ÜRÜNLERİ
Gökce’nin açıkladığı ithalat listesinde dikkat çeken ürünler arasında maymun, su kaplumbağası gibi egzotik hayvanlar ve konyak, rom, rakı gibi alkollü içecekler bulunuyor. Tarım ürünleri açısından ise patates, domates, sarımsak, pirinç ve buğday gibi temel gıda maddelerinin yer alması, bu ürünlerin Türkiye’de üretimini yapan çiftçiler için rekabeti zorlaştırabilir. Özellikle Türkiye’de tarım desteklerinin yetersiz olduğu bir amaçlanıyor. Ancak, ithalat listesinde yer alan bazı ürünlerin Türk tarımı ve yerli üretim üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler, anlaşmanın uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri doğurdu.
Özellikle Türkiye’de tarım desteklerinin yetersiz olduğu bir dönemde, bu ithalat politikalarının üreticilere büyük darbe vurabileceği düşünülüyor.