ALMAN Çocuklara Yardım Örgütü, ülkedeki kayıp mülteci çocukların sayısında azalma kaydedilmesinin tehlikenin geçtiği anlamına gelmediği uyarısı yaptı. Örgüttten yapılan açıklamada 14-17 yaş arasındaki yaklaşık 6 bin 500 kadar mülteci genç ve çocuğun halen aranmakta olduğuna dikkat çekilerek, özellikle 13 yaş altındaki 945 çocuğun kayıp olması ‘alarm verici’ diye nitelendi. Federal Emniyet Teşkilatı, kayıp vakaların çoğunluğunu bildirimde bulunmadan ikamet değiştirme gibi masum olayların oluşturduğunu tahmin ediyor. Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi, Polis Bilgi Sistemi’ne (INPOL) dayandırdığı haberinde, 1 Temmuz itibariyle kayıp çocuk ve gençlerin sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 27 oranında azaldığını bildirmişti. Federal Emniyet Teşkilatı ise internetten yaptığı açıklamada refakatçisiz ve reşit olmayan kayıp mültecilerin gerçek sayısı konusunda kesin bir bilgi vermenin çok mümkün olmadığına işaret ederek, reşit olmayan çok sayıda mültecinin 2015’te geçici olarak Alman kentlerinde kaldıklarını ve akrabalarının yanına gitmek üzere kaldıkları mülteci kamplarından haber vermeden ayrıldıklarını belirtti. Açıklamada, bu durumdaki pekçok çocuk ve gencin farklı ad altında kayıtlarda yeniden ortaya çıktığına, bazılarının birden fazla kez kayıtlara geçtiğine, kimlikleri olmayanların adlarının kayıt merkezlerinde farklı yazılmış olduğunun saptandığına dikkat çekildi.
SUÇ SEBEKELERİNİN ELİNE DÜŞEBİLİRLER
Alman Çocuk Yardım Örgütü, kayıp mülteci genç ve çocukların aranmasına yoğun bir biçimde devam edilmesi gerektiğini belirterek, bunların şuç şebekelerinin eline düşmesi tehlikesinin büyük olduğuna dikkat çekti. Örgüt, arama çalışmaları için bir yanda polis ve federal makamların diğer yanda Alman Kızıl Haçı ve gençlere yardım örgütlerinin daha iyi bir işbirliği içinde olmasını talep ederek, genç mültecilerin Avrupa’da bir sınırdan diğerine geçerken kişisel verilerinin daha iyi kayıt altına alınmasını da istedi. Alman Çocuk Yardım Örgütü, şimdiye kadar çocukların neden kayıp olduğu ve hangi durumda oldukları konusunda çok şey bilinmediğini, ancak ve ancak kaybolmaların gerçek nedeninin bulunmasıyla ön tedbir çalışmalarına hız verilebileceğini belirtti.