Furkan Vakfı eski yönetim kurulu üyesi Oğuzhan Karataşlı ve vakfın hocalarından Mevlüt Kaynarpınar ile 7 Mayıs operasyonunu konu alan bir söyleşi gerçekleştirildi. Kendilerine yöneltilen sorular üzerinden 7 Mayıs operasyonu sonrası vakfa atılan iftiralara cevap niteliğinde bir söyleşi gerçekleştiren Karataşlı ve Kaynarpınar, bazı bilinmeyen konuları da kamuoyu ile paylaştı.
Kendilerine yöneltilen sorular doğrultusunda, Furkan Vakfına ilk operasyonda yapılan karalama kampanyası tutmayınca, farklı bir yöntem ile tekrar vakfın itibarının zedelenmeye çalışıldığı anlatıldı ve bu noktada atılan iftiraların aslı ortaya koyuldu.
Söyleşide, “Terör örgütleri ile bağlantılı olma suçlamaları dosyadan düştüğü halde Furkan gönüllülerine ikinci operasyonun da Terörle Mücadele Ekipleri tarafından yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" ve “Ülkemizde hizmet veren tüm vakıf ve derneklerin bağış kabul etme, kermes yapma yöntemiyle gelir elde ettikleri halkımız tarafından bilinmektedir. Bunu bir suç gibi lanse etmelerinin sebebi nedir?” sorularına verilen cevaplar şu şekilde;
TERÖR SUÇLAMASI TUTMAYINCA PARA MEVZUSUYLA FURKAN VAKFINI YIPRATMAYA ÇALIŞIYORLAR
2. Operasyonda gözaltına alınan kişilere ilk etapta çeşitli terör örgütlerinin propagandasını yapmak ve onlara destek olmak gibi suçlamalar yöneltilmişti. Daha sonra öğrendiğimize göre, onlara bu suçları ne polis sorgusunda yöneltmişler, ne de adliyede bu konuda soru sorulmuş. Dosyadan tamamen düşmüş. Bu konuları medyaya servis edenler toplumu aldatmak için yapıyorlar. Görünen şu ki terör suçlaması tutmayınca başka bir yöntem ile yani mali konularla Furkan Vakfını yıpratmaya çalışıyorlar. Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul Hocaefendinin hayatı gayet şeffaftır. Yapılan algı operasyonları ile her ne kadar vakıf ve hocaefendi yıpratılmaya çalışılsa da, halkın daha çok tanımaya başladığı anlaşılıyor ve Furkan Vakfı doğruları söylediği için bu iftiralar başlarına geliyor diyorlar. Şimdi ise ikinci bir taktik uygulayıp para mevzusuyla vakfı gözden düşürmeye çalışıyorlar. Ancak medya bile ikinci operasyonda bu konuya çok fazla yer vermedi. Görünen o ki medya bu konuda görev almamış. İlk operasyonda gösterdiği ilgiyi ikincide göstermiyor.
PARANIN MİKTARINI ARTTIRIP TOPLUMU İKNA EDEREK VAKFA OLAN TEVECCÜHÜ KIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
Para meselesinde, medya topluma, cemaat paraları şahsi hesaplarına geçirmiş gibi algı dolu haberler yaptı. Hatırlarsanız ilk operasyonda vakfın kasasında bulunan 350 bini konu edenler, evlerimizde bulunan parayı hiç gündeme getirmedi. Bulunan para vakfın kasasında bulunmuş, makbuzlu paralar idi. Medya, 350 bini ilk gündeme getirdiğinde, memlekete mal olmuş bir vakfın kasasından 350 bin TL para çıktı haberini büyük bir miktar gibi servis etmesini halk gülünç bulmuştu. Aradan 15-20 gün geçince bazı medya kuruluşları, 3 milyonluk vurgun dedi, şimdi ise 80 milyon gibi rakamlardan bahsediliyor. İftiraları tutmayınca rakamları yükselterek halkı ikna etmeye çalışıyorlar. Toplumu ikna ederek vakfa olan teveccühü kırmaya çalışıyorlar. Bizim alnımız ak, veremeyeceğimiz hesap yoktur. Vakıf kimden ne almışsa makbuz karşılığında bağış olarak almıştır. Zaten vakımızın bağış toplama yetkisi var. Vakfın kuruluş senedinde, gelir kaynakları arasında bunu görüyoruz.
Vakıf incelendiğinde binalarının çoğunluğunun kira olduğu görülüyor. Bu kadar paramız varsa neden mülk edinmemişiz? Aslında farkındaysanız medyanın büyük çoğunluğu 80 milyon mevzusuna temas etmekten imtina etti. Çünkü altı boş delilsiz bir iddia. Bu miktarı ispatlayamayacaklarını bildikleri için haber yapmadılar.
TAMAMEN BAĞIŞLAR ÜZERİNE FAALİYETLERİNİ YÜRÜTEN BİR VAKIFIZ
Vakıflar, dernekler bağışlarla ayakta durur. Devlet desteği olmaz. Özellikle islami çalışma yapanlar içn böyle birşey yoktur. Farklı alanlarda çalışma yapanlara devletin desteği oluyor ancak islami çalışma yapanlara devlet destek vermiyor. İslami camia halkın bağışları ile ayakta durur ya da üyeleri varsa aidat verirler. Bu herkes tarafından bilinen bir durumdur. Bu suç mudur? Halkın parasını sömürenleri görmeyip de tertemiz bir vakfa bu iftiralar atılıyor. Vakıf senedinde, vakfın geliri hususunda yapacağı etkinlikler arasında kermes düzenlemek, gönüllü kişilerden bağış toplamak ve kayıt altına almak var. Türkiye'deki bütün vakıflar bunu yaparlar. Zaten gelir kaynakları budur. Yoksa vakıf nereden gelir bulacak? Bu şekilde gönülülerin bağışları suretiyle bulacak ve gerekli yerlere kullanacak. Neticede biz bunları, burslar, konferanslar, paneller, söyleşiler ve birtakım organizasyonlar olmak üzere meşru olan hizmet alanlarımıza kanalize ediyoruz. Bunlara dair bütün belgelerde benim yönetimde olduğum sürece yapılanların tamamı kayda alınmak suretiyle vakıftaydı. Operasyon kapsamında emniyet bunlara el koyduğu için şu an emniyetin elindedir. Yani bir vakıf olarak bütün etkinliklerimizi meşru yollarla yapmaktayız.
FURKAN VAKFI HİÇBİR FAALİYETİNDEN ÜCRET ALMIYOR
Halkımızın ücretsiz gelip katıldığı etkinlikler yapılıyor. Toplumun bağışını topluma kanalize ederken ücret alınmıyor. Bağışlardan toplananlar bu tür etkinliklerde kullanılıyor. Örneğin; binlerce kişini geldiği bir konferans için binlerce lira ayırmak ve harcamak zorunda kalıyoruz. Bunların karşılığı olarak halktan ayrıca ücret talep etmiyoruz. Biz bağışları buralarda kullanıyoruz. Senede yüzü aşkın konferans yapılıyor. Bazen sponsorlar edinmeye çalışsak da neredeyse tamamının bağışlardan karşılandığını halkımızın bilmesinde fayda var.
BU İNTİKAM DUYGUSU ADALETİ ORTADAN KALDIRIR
Bir mesele de şu ki, ilk ve ikinci operasyonda bütün evlere hınçla girilmiştir. Evinde silah, bomba saklayan örgüt evine girer gibi hınçla girilmiştir. Bu intikam duygusu neyden kaynaklanıyor? Bu intikam duygusu adaleti ortadan kaldırır. Bir gün bunlar yargıya taşındığı zaman ne yapacaklar? Bugün heyecanlı olan birtakım görevlilerin, ileride kendilerinin de bunu yaptıklarından dolayı mahkemeye çıkacaklarını düşünmeleri gerekir. Adalet bir gün tecelli edecek. İntikam duygusu hata yaptırır.
Bazı memurların sorgulama esnasında bazı arkadaşlarımızı tehdit ettikleri bilgisine ulaştık. Avukatlarımız bunlarla ilgili gerekli çalışmaları yapıyorlar. Bazı arkadaşların eşi ve çocuğuyla tehdit edildiğini, ağza alınmayacak ifadelerle tehdit edilerek itirafçı olmasının istendiğini öğrendik. Bunu yapanlar hakkında gerekli hukuki başvurular yapılacaktır. Biz yasal yollarla faaliyet yapmaya çalışan bir vakıfız. Bizi kirletmeyi başaran atacaklar. Bu memurlar bunu kime güvenerek yapıyor?
Alparslan Kuytul Hocaefendi başta olmak üzere Furkan vakfı ve tutuklu yargılanan Furkan Vakfı gönüllüleri tertemizdir. Atılan iftiralar tutmayacaktır.