73 yıldır dinmeyen acı Kırım sürgünü

Kırım Tatarları Sovyetler Birliği tarafından vatanlarından sürülmüş, nufüsunun yarısına yakını yok edilmişti.

Eklenme Tarihi: 18 May 2017
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
73 yıldır dinmeyen acı Kırım sürgünü

Sovyetler Birliği'nin Nazilerle işbirliği yapmakla suçladığı Kırım Tatarlarını Orta Asya'ya sürmesinin üzerinden 73 yıl geçti.

18-20 Mayıs 1944'te trenlere bindirilen Tatarların neredeyse tamamı başta Özbekistan olmak üzere Asya kıtasının içlerine gönderilmişti. 1920 - 1930 yılları arasında Tatarlar toplam nüfusun yüzde 25-30'unu oluşturuyordu.

1930'dan sonra Sovyet rejimi Tatarlar ve diğer halklar üzerinde baskı kurmaya başladı. Önce Rusya'nın kuzeyinde yaşayan Tatarlar sürgüne gönderildi ardından 1932-33 yıllarında kıtlık yaşandı. Bu gelişmeler Kırım Tatarlarının Sovyet rejimine tepki göstermeye başlamasına yol açtı.

SÜRGÜN 18 MAYIS'TA BAŞLADI

Zorunlu sürgün 18 Mayıs sabahı başladı ve 20 Mayıs'ta son buldu. Bu sürede 238.500 kişi, yani Tatar nüfusunun neredeyse tamamı sürgün edildi.

Sovyetler Birliği'nin İçişleri Halk Komiserliği sürgün için 32 bin kişilik güvenlik gücü kullandı.

SÜRGÜNÜN GERÇEK SEBEBİ NE İDİ?

"Vatan hainliği, Sovyet halkını imha etme girişimi ve Nazi işgalcileriyle işbirliği" Kırımlı Tatarların sürülmesinin resmi gerekçesi olarak gösterildi.

Öte yandan bazı tarihçiler Kırımlı Tatarların Türkiye ile yakın ilişkiler içinde olduğunu ve Sovyetler Birliği'nin potansiyel bir rakip olarak gördüğü Türkiye ile yaşanacak bir çatışmada Kırım'ın stratejik öneminin farkında olduğunu söylüyor.

Tarihçiler Sovyet lider Joseph Stalin'in Tatarları 'olası sabotajcı ve hainler' olarak görerek onlardan kurtulmak istediğini belirtiyor.

SÜRGÜN NASIL YÜRÜTÜLDÜ?

1944 yılında 17 Mayıs’ı 18 Mayıs’a bağlayan gece Kırım’da yaşayan Kırım Tatarlarının kapıları çalınmaya başladı. Stalin Rusyasının askerleri, onbeş dakika içinde hazırlanarak meydanlara toplanmalarını emrediyordu.

Dar vagonlar fazlasıyla kalabalıktı ve sürgün sırasında çoğu çocuk ve yaşlı olmak üzere 8 bin insan yaşamını yitirdi. Ölüm nedenlerinin başında susuzluk ve tifo geliyordu.

NEREYE SÜRÜLDÜLER?

Kırım Tatarları, bu sürgünde Özbekistan, Kazakistan, Sibirya gibi bir çok bölgeye dağıtılmış, binlerce insan yurdundan koparılmıştı. Bu çileli yolculuk bittiğinde o hayvan vagonlarının neredeyse yarısı boşalmıştı. Kırım Tatarları, sürgünde 195 bin insan kaybetti…

NELER YAŞADILAR?

Kırımlı Tatarların büyük bölümü askerlerin koruduğu, kontrollerin yapıldığı ve dikenli telli çitlerin çevrelediği kamplara konuldu. Bu kamplar, Stail döneminde kurulan ve Gulag olarak bilinen çalışma kamplarına benziyordu.

Sürgün sonrası varılan memleketlerde de acılar bitmedi. Hiç bir varlığı olmayan binlerce Kırım Tatarı, hayatta kalabilmek için pamuk tarlalarında köle gibi çalışmak zorunda kaldı. Bu süre içinde bir çok insan yetersiz beslenme ve bulaşıcı hastalık gibi sebeplerden hayatını kaybetti. Sürgünün bir kaç gün sonrasında, Rus NKVD yetkilileri Kırım'daki Arabat köyünün unutulmuş olduğunu farketti. Köy halkı bir gemiye dolduruldu ve Karadeniz açıklarında gemi batırılarak Sovyetler Birliği adına bir problem daha "halledilmiş" oldu.

Sürgün propagandası sayesinde yerel halk arasında Kırım Tatarları 'vatan haini ve halk düşmanları' olarak tanıtıldı.

1948 yılında Moskova Kırım Tatarlarını hayat boyu yerleşimci olarak tanıdı.

1957 yılına kadar Tatarlar kendi dillerinde ve kimlikleriyle faaliyet gösteremediler.

Kırım Tatarları için son zorluk Rusya'nın Kırım'ı Mart 2014'te ilhak etmesi oldu. Baskı altında hisseden bazı Tatarlar Kırım'ı terk etti.