Billingslea, beraberindeki heyetle birlikte Türkiye'de çeşitli kurumların yetkilileriyle yaptığı görüşmelere ilişkin gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Ziyaretine ilişkin, "NATO müttefiki ve güvenlik konularına dair yakın ortaklığımızdan dolayı Türkiye'ye geldim. Bugün bir çok konuyu ele aldık. Hazine Bakanlıklarımız arasında ve terörün finansmanı ile mücadele konularına dair yetkililerle yakın ve iyi işbirliği yürüttük" dedi.
'İRAN'I KONUŞTUK'
Temaslarının büyük bölümünün terörün finansmanıyla mücadele konuları, terörle mücadelede istihbarat paylaşımı ve PKK, IŞİD ve diğer örgütlere karşı ortaya konan çabalar olduğunu söyleyen Billingslea, "Ziyaretimizin ana amacını, dünyanın en büyük terör sponsorunu, İran'ı konuştuk. İran rejiminin ABD'ye, Türkiye'ye ve diğer NATO müttefiklerine doğrudan tehdit oluşturan çeşitli faaliyetlerine karşı ABD'nin aldığı kararları değerlendirdik. İran'ın Hizbullah'a, Taliban'a, El Kaide'ye diğer terör gruplarına verdiği destekten söz ediyorum" ifadelerini kullandı.
İran'ın Yemen, Suudi Arabistan, Irak'a yönelik faaliyetlerinin de tüm bu konularla birlikte değerlendirildiğini söyleyen Billingslea, ABD'nin nükleer anlaşma konusunda duyduğu endişeleri ve neden İran'a yaptırım uygulama kararı aldığını Türk yetkilerle yaptığı görüşmelerde anlattıklarını aktardı.
'TÜRK EKONOMİSİNE YANSIMALARI KONUSUNDA HASSASIZ'
Billingslea, "Türkiye, İran'ın komşusu ve İran ile ticaret konusu konuşmamız gereken bir konu. Bunun Türk ekonomisine yansımaları konusunda hassasız. Bu nedenle her iki ülkenin de endişelerini çok çok detaylı bir şekilde görüşüyoruz" diye konuştu.
'İRAN, TÜRKİYE'NİN KOMŞUSU AMA BİRLİĞİN DOSTU DEĞİL'
Türkiye ziyaretinin dostluk ve işbirliği çerçevesinde gerçekleştiğini vurgulayan Billingslea, "Her şeyi NATO müttefikliği çerçevesinde değerlendiriyoruz. Bu çok önemli. Çünkü İran, Türkiye'nin komşusu olabilir ama birliğin dostu değil. ABD, Türkiye'yi dost ve müttefik olarak görüyor ve iki ülkenin derin ekonomik bağları ve önemli bankacılık ilişkileri var" değerlendirmesinde bulundu.
'YAPTIRIMLARDAN MUAFİYET KONUSUNDA KONUŞMAK İÇİN ERKEN'
Türkiye'ye gelmeden önce Hindistan'ı da ziyaret eden ABD heyetinin temaslarında bazı ülkelerin "yaptırımlardan muaf tutulmasının" değerlendirilip değerlendirilmediğine ilişkin bir soruya Billingslea, "Şu an yaptırımlardan muafiyet gibi konuları dile getirmek için çok erken. Şimdi durumu anlamalıyız ki, Washington'da bu konuyu değerlendirip mümkün olan en iyi tavsiyelerde bulunabilelim" dedi.
'TÜRK ŞİRKETLERİN VE BANKALARIN YAPTIRIMLAR BAŞLAMADAN ÖNCE İŞLERİN AYARLANMASI İÇİN 180 GÜN TANIDIĞIMIZI ANLAMALARI GEREK'
Ankara-Washington arasında bu konuya ilişkin temasların devam edeceğini söyleyen Billingslea, İran'a Ağustos ve Kasım aylarında iki yaptırım yapılacağını hatırlatarak, "Önümüzde çok az zaman var. Bu yüzden Türk şirketlerin ve Türk bankaların, yaptırımlar başlamadan önce işlerin ayarlamasına zaman kalması için 180 gün tanıdığımızı anlaması gerek. Bu noktada somut adımlar görmeliyiz, kararımızı bu adımlar etkileyecek." ifadelerini kullandı.
'ÇOK OLUMLU BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK'
Billingslea, Türk tarafının İran'a yönelik yaptırımları uygulamayacağını belirtmesi halinde nasıl bir yol izleneceği ve Türk yetkililerin görüşmelerdeki tutumlarının nasıl olduğu yönündeki bir soruya, "Çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Herhangi bir anlaşmazlık ya da uyuşmazlık olmadı" yanıtını verdi.
ABD'nin neden bu yaptırım kararını aldığını yetkililere anlattıklarını söyleyen Billingslea, "Müttefikler olarak, bu konunun üzerinde çalışmamız gerektiğinde mutabık kaldık. Detayları paylaştık" dedi.
'YAPTIRIMLAR DAHA SERT VE AGRESİF UYGULANACAK'
Billingslea, İran'a yönelik yaptırımların öncekilerden farklı olacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Hazine yaptırımları, öncekilerden çok daha agresif ve kapsamlı bir şekilde uygulanacak. Bunun sebebi de, İran'ın tutumunun Ortadoğu'da bir krizi tetikleme riski taşımasına ilişkin endişelerimiz. Bu füzelerden biri Riyad'ı hedef alırsa ne olacak? İran destekli milisler Suriye ile Suriye'de yanlış hesaplanan bir şey yaparsa ne olacak? İran'ın ortaya koyduğu tehlikeli bir durumun içindeyiz. Bu yüzden, ekonomik yaptırımların bu problemle başa çıkmakta en uygun yol olduğu kanaatindeyiz. Bu nedenle, geçmişten çok daha aktif olacağız. Türk hükümetinin bu duruşumuzu anladığını düşünüyorum".
Ağustos ayındaki yaptırımlara dahil olan, İran ile altın alışverişi konularını da yakından takip ettiklerini belirten Billingslea, "Birilerinin İran'la altın ticareti yapacağını ve böylece ABD yaptırımlarından kaçacağını düşünmesi kesinlikle çok kötü bir fikir olurdu. Bu aşamada ticarette esnekliğe işaret edebilecek konumda değiliz ancak, böyle bir sinyal vermeden önce daha fazla bilgiye ve detaya ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
'TÜRK ŞİRKETLERİ İRAN İLE İŞ YAPMAYA DEVAM EDERLERSE ABD PAZARINDA BİR DAHA İŞ YAPAMAYACAKLAR'
Billingslea, Kasım ayında yaptırımların devreye gireceğini hatırlatarak, şirketlerin İran ile işlerini peyder pey azaltması gerektiğini savundu. Billingslea, "Şirketlerin ne karar alacağı kendilerine bağlı. Türk şirketlere ne yapacağını dikte etmiyoruz ancak, yaptırımların uygulanacağı alanlarda bilinçli karar vermeleri gerek. Şunu bilmeliler ki, İran ile iş yapmaya devam ederlerse ABD pazarında ve finansal sisteminde bir daha iş yapamayacaklar" şeklinde konuştu.
'PKK İLE İLGİLİ SORUŞTURDUĞUMUZ KONULARI PAYLAŞTIK'
Terörle mücadele konusunda son dönemde yakın çalışıldığını söyleyen Billingslea, "PKK'yı çok önceden terör grubu olarak tanımladık ve Türk yetkililerle bu konudaki işbirliğimizi geçtiğimiz bir kaç ayda yoğunlaştırdık. Soruşturduğumuz konulara ilişkin bir dizi talep vardı, ben de burada bulguları paylaştım" yorumunda bulundu.
Billingslea, son dönemde PKK'ya yönelik soruşturmaların artmasının nedenini ise, "ABD'de yeni bir hükümetimiz var. Bunun nedeni Başkan Trump, onun konuya bakışı ve bu konuda Türk hükümetiyle çok yakından çalışma isteği" diye konuştu.