ABD Dışişleri Bakanlığı, tüm dünyada insan hakları koşullarının tablosunu ortaya koyan yıllık raporunu yayımladı. Rapor Afganistan'dan Zimbabve'ye yaklaşık 200 ülkedeki durumu; cezaevinde işkence, gazetecilerin tutuklanması, çocuk işçiliği ve muhaliflere yönelik baskılar gibi çeşitli insan hakları ihlalleri yönünden inceliyor.
Raporu kamuoyuna ABD Dışişleri Bakanlığı görevine vekâlet eden John Sullivan tanıttı. ABD Dışişleri Bakanlığında düzenlenen basın toplantısında konuşan Sullivan, kadınlara, LGBT'ye, engellilere, yerli halka ve dini azınlıklara yönelik istismarlara 2017 yılı raporu hazırlanırken daha fazla dikkat edildiğini söyledi.
Sullivan; Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore'nin "sınırları içinde bulunanların insan haklarını her gün ihlal ettiğini ve bunun sonucunda da (bu ülkelerin) bir istikrarsızlık gücü hâline geldiklerini" belirtti.
Reuters'ın haberine göre, Suriye, Myanmar, Türkiye ve Venezuela’yı kötü insan hakları siciline sahip ülkeler olarak tanımlayan ABD'li diplomat, Özbekistan, Liberya ve Meksika’da insan haklarının durumunun daha iyi hâle geldiğini söyledi. Sullivan bu ülkeleri dünyanın "aydınlık noktaları" olarak niteledi.
Sullivan toplantıda Türkiye ile ilgili olarak, "Aralarında gazeteci ve akademisyenlerin de olduğu on binlerce insanın tutuklanması ve sürmekte olan olağanüstü hâl oradaki hukuk devletini zayıflatıyor" dedi.
Raporda, gittikçe yayılan LGBT çirkinliğinin savunulması dikkat çekti.
İnsan hakları raporunda Türkiye
Raporda OHAL'in Türkiye'nin "toplum ve kurumları üzerinde geniş kapsamlı etkileri olduğu, birçok temel özgürlüğü kısıtladığı" belirtildi. 2016 yılı sonu itibarıyla terörizm bağı gerekçesiyle 100 binden fazla kamu görevlisinin görevden alındığı kaydedilirken 50 binden fazla vatandaşın tutuklandığı, bin 500'den fazla sivil toplum kuruluşunun kapatıldığı ifade edildi.
Türkiye'deki "en dikkate değer insan hakkı meseleleri" arasında şunlar sayıldı: "Gözaltında işkence ve zorla kayıp iddiaları", "milletvekilleri ve ABD'nin Türkiye'deki diplomatik temsilciliklerinde çalışan iki Türk vatandaşı aralarında olmak üzere keyfi gözaltı ve tutuklamalar", "yargı bağımsızlığına yürütmenin adil yargılama hakkını etkileyecek şekilde müdahale etmesi", "seçilmiş yetkililerin de aralarında olduğu siyasi tutuklular", "ifade ve medya özgürlüğünün ciddi bir biçimde kısıtlanması", "çok sayıda gazetecinin tutuklanması", "hükümet politikalarına ve yetkililerine yönelik eleştirinin suç sayılması", "web sitelerinin ve içeriklerinin engellenmesi", "toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin kısıtlanması", "hareket özgürlüğüne müdahale", "LGBTİ bireylere ve diğer azınlıklara yönelik şiddet olayları."
Raporda, Türkiye’de 2015 yılındaki genel seçimlerde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) medyanın haberciliği ve adayların özgürce kampanya yürütebilmesine engel olan koşullardan dolayı endişe duyduğunu açıklamasına dikkat çekildi. Türkiye'deki son cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2014 yılında yapıldığı, AGİT gözlemcilerinin adaylar arasında eşitsiz bir seçim mücadelesinin söz konusu olduğu yönünde açıklamada bulunduğu hatırlatıldı.
Suriye, Rusya, Çin, Myanmar
Suriye’deki insan hakları ihlallerini "korkunç" olarak tanımlayan raporda; varil bombalarının kullanımı ve hastanelere saldırıların yanı sıra Suriye hükümet personeli tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen tecavüz ve istismarlara değinildi.
Raporda Rusya'da hükümetin muhalif ve sivil toplumu bastırdığı kaydedildi. Çin'in ise aktivistlere, sivil topluma yönelik kısıtlamalar, ifade özgürlüğü ve keyfi gözetleme gibi "otoriter sisteminin en kötü özelliklerini sergilemeye devam ettiği" belirtildi. Ayrıca yargının bağımsız olmadığı ve enformasyon denetiminin daha da sıkı hâle geldiği ifade edildi.
Sullivan raporun tanıtım toplantısında, "Çin makamlarının Uygur Müslümanları ve Tibet Budistlerinin dini, dilsel ve kültürel kimliklerini yok etme çabalarından ve Hrıstiyanların ibadetlerine yönelik kısıtlamalarından dolayı kısmen endişeliyiz" diye konuştu. Müslüman Rohingyalara yönelik Myanmar'daki "etnik temizliği" kınadıklarını ifade eden Sullivan, "son aylarda 670 bin Rohingya'nın Bangladeş'e kaçtığını" söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı 42'nci insan hakları raporu ABD büyükelçilikleri, konsoloslukları, hükümet yetkilileri ve diğer kaynaklardan edinilen veriler doğrultusunda hazırlanıyor.