2015’te Fransa’daki Çarli Hebdo ve Paris saldırıları, 2016’da Brüksel ve Nice saldırıları, geçen Aralık ayındaki Berlin saldırısı gibi terör eylemleri AB’nin anti terör yasasında Müslümanlara yönelik çok sert uygulamaları beraberinde getirdi.
Yasaya göre camiler kapatılabiliyor
Bunu en çok uygulayan ülke Fransa oldu, geçen yıl içerisinde 30’a yakın caminin kapısına kilit vuruldu.
AB’nin terör yasasında Müslümanlara ait derneklerin de anında kapatılmasını sağlayan madde var.
Bu madde sayesinde 15 Kasım 2016’da Alman polisi tam 10 eyalette Müslümanlara ait tam 200 adrese baskın yaptı.
Yasa şüpheli görülen her Müslümanın sınır dışı edilmesine de olanak veriyor.
Pasaportu olmayan ve bu nedenle ülkesine iade edilemeyen sığınmacılar ise yeni getirilen düzenlemeyle bulundukları AB ülkesinde pasaport temin edilip, sınır dışı edilene kadar, göz altına alınıp hapsedilebiliyor.
DRAKON KANUNLARINA BENZETİLİYOR
Uluslararası Af Örgütü dün yayınladığı raporda AB’nin terörle mücadele yasasını Drakon Kanunlarına benzetti. Raporda milattan önce Atina’da her suça ölüm cezası veren Drakon hatırlatması yapıldı, anti terör yasasının insan haklarını ve özgürlüğü tamamen hiçe saydığı vurgulandı.
Uluslararası Af Örgütü, AB’nin Drakon yasası uygulamasıyla, Suriyeli Ahmet adlı bir mültecinin sınırda polisle çıkan olaylar gerekçe gösterilerek 10 yıl hapis cezasına çarptırılmasını örnek gösterdi.
'Eğer siz Müslümansanız...'
“Siz Müslümansanız ve eğer Müslümanlara ait bir derneğe gidiyor, belli bir camide ibadet ediyorsanız, bu durum polisin sizi şüpheli olarak görmesi için yeterlidir çünkü ilerisi için siz muhtemel bir teröristsiniz ve ona göre şimdiden cezalandırılmalısınız” ifadeleri de raporun eleştiriler kısmında yer aldı.
AB terörle mücadele adı altında Müslümanları hapse tıkan çağ dışı bir yasa uyguluyor.
AB son iki yıldır Türkiye’ye yönelik “terörle mücadele reformu” adı altında bir dayatma uygulamaya kalktı.