Moskova "endişe verici" dedi
Rusya, ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv'deki büyükelçiliklerini Kudüs'e taşıma kararını endişe verici bulduğunu açıkladı.
Rus haber ajansı RİA Novosti’nin Rusya Dışişleri Bakanlığından ismi açıklanmayan kaynağa dayandırdığı haberde, ABD tarafından tek taraflı verilen kararın İsrail ile Filistin arasındaki görüşmelere olumlu yönde etki edemeyeceğine dikkat çekildi.
Haberde, “Rusya'nın, Batı Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığı, Doğu Kudüs'ün ise gelecekte Filistin devletinin başkenti olması gerektiğine yönelik görüşü değişmemiştir. Bu görüş, Filistin ve İsrail arasındaki müzakerelere en adil yaklaşımdır.” ifadelerine yer verildi.
"Barış için tehdit"
İngiliz İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının barış için tehdit teşkil ettiğini bildirdi.
Ana muhalefet partisi lideri Corbyn, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararına Twitter hesabından yayımladığı mesajla tepki gösterdi.
"Trump'ın Kudüs'ü işgal altındaki Filistin toprağı dahil olmak üzere, İsrail'in başkenti olarak tanıması barış için sonuçları düşünülmemiş bir tehdittir." ifadesini kullanan Corbyn, "İngiliz hükümeti bu tehlikeli eylemi kınamalı ve ihtilafın adil ve yaşayabilir çözüme kavuşturulması için çalışmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bulgaristan'dan uyarı
Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı da yayımladığı açıklamada, “İsrail-Filistin görüşmeleri yapılmadan Kudüs’ün statüsünde her türlü değişiklik, Ortadoğu barış sürecini olumsuz etkileyebilir.” uyarısını yaptı.
Açıklamada, “Semavi üç dinin kutsal şehri olan Kudüs’ün statüsü, ancak İsrail-Filistin barış görüşmelerin yapılmasının ardından Filistin topraklarının nihai statüsü ile ilgili barış görüşmelerinin sonucunda anlaşmaya bağlanmalıdır. İsrail-Filistin görüşmeleri yapılmadan Kudüs’ün statüsünde her türlü değişiklik Ortadoğu barış sürecini olumsuz etkileyebilir.” ifadeleri kullanıldı.
Bakanlık, Avrupa Birliği (AB) üyesi olarak Bulgaristan’ın iki devlet temelinde yapılacak barış görüşmelerinin devamı için çaba göstereceğine de işaret etti.
Yeni Zelanda: "Bölgedeki barışı zorlaştıracak"
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına tepki göstererek, "Bu bizi daha ileriye götürmeyecek. Bunun bazı şeyleri zorlaştıracağından şüphem yok." dedi.
Radyo Yeni Zelanda’nın haberine göre gazetecilere açıklamalarda bulunan Başbakan Ardern, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını açıklamasının, bölgedeki barışı zorlaştıracağını söyledi.
Ülkesinin ABD’nin aldığı büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararını takip etmeyeceklerini belirten Ardern, "Bu bizi daha ileriye götürmeyecek. Bunun bazı şeyleri zorlaştıracağından şüphem yok." diye konuştu. Kudüs'ün statüsünün, İsrail ile Filistin arasındaki ihtilafı çözmek için daha geniş kapsamlı çabaların bir parçası olması gerektiğini dile getiren Ardern, "Her zaman iki devletli bir çözümü destekledik. Kudüs ve dini mekanlardaki sorunlar, iki devletli çözümün süreci bağlamında çözülmelidir." ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı da Filistin sorununun, Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olacak şekilde çözülmesini desteklediklerini duyurdu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Azerbaycan, İsrail-Filistin çatışmasının barış yoluyla çözülmesini destekliyor. Sorunun Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olacak şekilde çözülmesinden yanayız. Tüm taraflara, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin konuyla ilgili kararlarına uyma çağrısında bulunuyoruz." ifadeleri yer aldı.
ABD, BM kararlarını ihlal ediyor
ABD'nin Kudüs kararı, Hollanda, Avustralya ve Güney Afrika'daki sivil toplumun çeşitli kesimlerince de büyük tepkiyle karşılandı.
Güney Afrika Müslüman Hukuk Konseyinden (MJC) yapılan açıklamada, ABD'nin Kudüs kararı ile uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını ihlal ettiği belirtildi.
Açıklamada, ABD'nin bu karar ile İsrail'in Kudüs’ü işgal suçuna ortak olduğu ve Kudüs'ün semavi dinlerin kutsal mekanı olması sebebiyle kararın Ortadoğu’da din kökenli anlaşmazlıklara yol açacağı vurgulandı.
Güney Afrika’nın efsanevi lideri Nelson Mandela'nın torunu Mandla Mandela ise Filistin'deki zulmü "apartheid" (Güney Afrika'daki ırkçı ayrımcılık sistemi) uygulamasına benzeterek, "Filistin'de yaşananlar 'apartheid'in en kötü hali ve ABD bu zulme günlük 10 milyon dolarla destek oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
AA muhabirine konuşan Güney Afrika Mısırlılar Derneği Basın Sözcüsü Adil Abdullah, "Müslümanlar olarak bugüne kadar gerekli tepkiyi veremediğimizden dolayı olaylar bu noktaya geldi." dedi.
Kararın bölgedeki anlaşmazlıklara yeni boyut kazandıracağı değerlendirmesinde bulunan Abdullah, "ABD Arap Baharı ile bölgede istediği değişiklikleri yaptıktan sonra bu kararı aldı. Maalesef Arap liderleri de bu karara gereken tepkiyi vermiyorlar. Müslümanlar olarak bir olup bu karara karşı durmalıyız." diye konuştu.
"Trump Filistinlilerin haklarını hiçe saydı"
Avustralya’nın en yüksek iki İslami çatı kuruluşu Avustralya Ulusal İmamlar Konseyi (ANIC) ve Avustralya İslam Konseyi Federasyonu (AFIC), yaptıkları yazılı açıklamalarla ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasına tepki göstererek kararı şiddetle kınadıklarını duyurdu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen AFIC Başkanı Dr. Rateb Jneid, Trump’ın Kudüs kararının "kışkırtıcı ve tehlikeli" olduğunu belirterek, "Trump bir gecede yaptığı açıklamayla BM'yi, uluslararası toplumu ve en önemlisi tek ümidi bağımsızlık ve barış olan Filistinlilerin haklarını hiçe saydı." ifadelerini kullandı.
Uluslararası toplumun İsrail ve Filistin arasındaki barışın sağlanmasında temel unsurun Kudüs olduğunu iyi bildiğini vurgulayan Jneid, "Amerikan Başkanı'nın Filistin halkına gönderdiği mesaj, onları önemsemediği ve barış süreci içerisine Filistinlileri çok dahil etmeyeceği anlamına geliyor." değerlendirmesine yer verdi.
"Kudüs kararı İsrail'in baskı politikasına destektir"
Hollanda'daki "Bir Başka Yahudi Sesi" adlı derneğin (EAJG) Başkanı Jaap Hamburger de AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin Kudüs'ün kararıyla Filistin halkına zarar verecek tutum takınmasının sindirilmesinin zor olduğuna dikkati çekerek, "Gelecekteki Filistin devleti için Doğu Kudüs dışında başka bir başkent kabul edilemez. Kudüs'ün tamamı İsrail'in başkenti olursa o zaman gelecekteki Filistin devletinin başkenti olmaz ve bununla birlikte Filistin devleti de olmaz. Onun için eğer ABD Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanırsa iki devletli çözüm planını mezara gömer." ifadelerini kullandı.
İsrail'in çifte standart uygulayarak kendisi için istediği ayrı devlet olma hakkını Filistinliler için istemediğini dile getiren Hamburger, "Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınması Filistinlilerin irade özgürlüğünün ve haklarının kısıtlanmasına ve İsrail'in toprak ihlaline ve baskı politikasına destektir. Bu destek sürekli devam eden Filistin-İsrail meselesindeki umutsuzluğa güçlü bir katkıdır." diye konuştu.
Hollanda'da, haham olarak görev yapan Lody van de Kamp da ABD'nin hiçbir şekilde barış için katkısı olacağına dair belirtmediği bu isteğinin, zaten Arap ülkeleri, Filistinliler ve İsrail arasındaki kırılgan ilişki için büyük riskler getirebileceğini söyledi.
Van de Kamp, "Bu tür riskler geçmişte de sadece huzursuzluğa, şiddete ve daha kötü şeylere sebep olmuştur. ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak açıklanmasının sebebiyet vereceği her türlü şiddet ve kurbanlardan sorumludur." dedi.
Kaos ortamının oluşmaması için dua eden van de Kamp, "Umarım ki dünya genelindeki Yahudi halkı bu karara topluca sevinmek yerine akıllıca davranarak bu tür siyasi adımların barışa zarar verebileceği bilincinde olur. Aynı şekilde, Arap ülkeleri ve dünya genelindeki Filistin halkı da sağduyulu olarak gerçekten barış için çaba veren insanların ideallerini ileri götürebilmesi için fırsat tanırlar." değerlendirmesinde bulundu.
Müslümanlara karşı işlenmiş bir suç
Moritanyalı siyasetçi ve aktivistler, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasını "uluslararası normları ihlal etme ve Müslümanlara karşı bir suç" olarak yorumladı.
AA muhabirine konuşan Moritanyalı siyasetçi ve aktivistler, Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliğinin kente taşınmasına ilişkin tepkilerini dile getirdi.
Değişim için Birlik Partisi Genel Başkanı Salih Hanan, Trump'ın söz konusu kararla Müslümanlara karşı suç işlediğini ve uluslararası hukuk ile normları ihlal ettiğini dile getirerek, "Arap ve Müslüman halkları, yüksek sesle ABD Başkanı Trump'a Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğunu duyurmaya davet ediyorum." dedi.
Müslümanlar kapsamlı bir intifada başlatmalı
Müslümanların Kudüs için kapsamlı bir intifada başlatmaları gerektiği vurgusu yapan Hanan, "Filistin özgürlüğüne kavuşacak ve Kudüs de onun başkenti olacaktır. Bizler de Siyonistlere, bu kararın size hiçbir faydası olamayacak dolayısıyla Filistin topraklarından uzaklaşın diyoruz." ifadelerini kullandı.
ABD'nin Novakşot Büyükelçiliği önündeki gösteriye katılan siyaset uzmanı Yahya el-Misvemi de Moritanya halkının, ABD'nin Kudüs'le ilgili kararına yönelik tepkisine dikkati çekerek, "Trump ne yaparsa yapsın Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğu gerçeğini değiştiremez." dedi.
Siyasi partilerden gösteri çağrısı
Bu arada Moritanyalı siyasi partiler, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını kınama yönünde açıklamalar yayınlayarak, söz konusu kararı protesto etmek üzere ülken genelinde gösteri ve yürüyüş düzenlenmesi çağrısı yaptı.
Kudüs'teki yarım asırlık işgal yeni bir boyuta taşındı
Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etmişti.
BMGK, 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saymıştı.
BMGK kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.
ABD, Trump'ın hamlesiyle Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıyan ilk ülke oldu.
Bu karar ağır sonuçlar doğuracak
Libya'nın Tobruk kentindeki Temsilciler Meclisi'ne (TM) bağlı Abdullah es-Seni hükümeti, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasını kınayarak, bu kararın "ağır sonuçlar" doğuracağı uyarısında bulundu.
Tobruk'taki yönetimden yapılan yazılı açıklamada, "Kutsal Kudüs, sonsuza dek Filistinlilerin toprağı olarak kalacak, siyonistler tarafından çiğnenmesine izin verilmeyecektir." ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, "Filistin mücadelesinin temel başlığı olan başkent Kudüs'ten vazgeçmenin kesinlikle söz konusu olmayacağı" vurgulandı.
Söz konusu kararın bölgedeki barış görüşmelerini kıskaca alacağına ve ağır sonuçlar doğuracağına dikkat çekilen açıklamada, "Aralarında Libya'nın da olduğu Arap ülkelerinin iç meseleleriyle meşguliyeti nedeniyle birinci mesele olan işgal altındaki Filistin'in özgürleştirilmesi konusunun unutulduğu anlamı çıkarılamaz." ifadelerine yer verildi.
‘Dünya barışını tehdit eden tehlikeli sonuçları olacak’
Fas'taki Asalet ve Çağdaşlık Partisi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv'deki büyükelçiliklerini Kudüs'e taşıma kararının bölgedeki ve dünyadaki barışı etkileyen tehlikeli sonuçları olacağını duyurdu.
Fas'ın ana muhalefet partisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "ABD’nin bu kararı, Kudüs’ün BM tarafından da tanınan tarihi ve hukuki statüsünü ciddi şekilde ihlal ediyor. Bu kararın bölgedeki ve dünyadaki barışı etkileyen tehlikeli sonuçları olacaktır." ifadeleri kullanıldı.
Filistin davasına ve adaletine inanan tüm demokratik güçlerin bu karara tepki vermeye davet edildiği açıklamada, Fas ana muhalefet partisinin mutlak ve şartsız her zaman Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olacağı kaydedildi.
"Tırmanan gerginliğin sorumlusu ABD yönetimi"
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, ABD yönetiminin, Tel Aviv'deki büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması kararıyla İslam ve Arap dünyasındaki gerginliği tırmandırmadan sorumlu olduğunu belirtti.
Yazılı açıklama yapan Ebu Gayt, Kudüs başta olmak üzere Filistin topraklarında artan gerginlik konusunda uyarıda bulundu.
ABD'nin aldığı bu kararla gerginliği ateşlemekten, Filistin'de, Arap ve İslam dünyasında öfkeyi büyütmekten sorumlu olduğunu kaydeden Ebu Gayt, İsrail'in Kudüs'te yaşanan gerginliği göstericilere aşırı şiddet kullanmak için bir fırsata dönüştürmeye çalıştığına dikkati çekti.
“Trump barış ve güvenliği tehdit etti”
İslami Eğitim, Bilim ve Kültürel Organizasyonu (ISESCO), ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararının bölgedeki barış ve güvenliği tehdit ettiğini belirtti.
Merkezi Fas'ın başkenti Rabat'ta bulunan ISESCO'dan yapılan yazılı açıklamada, Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıyan ve Tel Aviv'deki büyükelçiliklerini Kudüs'e taşımasını onaylayan kararı kınandı.
Açıklamada, ISESCO Genel Müdürü Abdulaziz bin Osman et-Tuveyciri'nin, "Bu karar, Kudüs'ü işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olarak gören Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına aykırıdır. Aynı zamanda bölgedeki barışı ve güvenliği tehdit ederek bölgedeki krizin çözümüne yönelik girişimlerle çelişmektedir." ifadelerine yer verildi.
Tuveyciri, ISESCO üyesi ülkeleri, Filistin davasını ve Müslümanların kutsal şehri Kudüs'ü tehlikeye sokan ABD'nin bu kararına karşı sert önlemler almaya davet etti.
“Yeni bir protesto dalgasına sebep olacak”
Filistinli siyasi analistler, ABD Başkanı Donald Trump'ın, ülkesinin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararının, sonuçlarını tahmin etmesi zor yeni bir protesto dalgasına sebep olacağını belirtti.
Analistler, Trump'ın kararına yönelik protestoların başlangıcının halk tarafından barışçıl yollarla olacağını ancak 2 yıl önce olduğu gibi durumun tahmin edilemeyecek bir şekilde tırmanmaya açık olduğunu dile getirdi.
Filistinliler arasında "Kudüs ayaklanması" diye bilinen ve Ekim 2015'te yaşanan olaylarda Filistinliler İsrail hedeflerine yönelik münferit olarak onlarca silahlı saldırı düzenlemişti.
Filistinli analist Talal Avkel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trump'ın kararının, Filistinlileri halk, gruplar ve resmi olarak her seviyede İsrail ile açık çatışmaya taşıyacağını söyledi.
Filistinlilerin, ABD'nin herhangi bir gün kendilerinin çıkarları doğrultusunda hareket edeceğini beklemediklerini dile getiren Avkel, "Karardan sonra durum öncesi gibi kalmayacak. Siyaset, halk ve askeri seçenekler üzerine kurulu açık çatışma aşamasına geçeceğiz." dedi.
Filistin halkının Trump'ın kararları nedeniyle çok öfkeli bir şekilde tıkanmış durumda olduğunu aktaran Avkel, kararın, Filistin halkını ne yapacağı belli olmayan öfkeli bir duruma sevk edeceğini dile getirdi.
"Kararın askeri çatışmayı alevlendirmesi ihtimali uzak"
Kararın Gazze ile İsrail arasında askeri bir çatışmayı alevlendirmesi ihtimalinin uzak olduğunu ifade eden Avkel, "Füzelerin fırlatılacağı ve bir süre sonra geçici bir ateşkesle bitecek bir savaşın çıkması ihtimali uzak. Bu, açık çatışmanın devam etmesi için iyi bir çözüm ve seçenek olmayacaktır." diye konuştu.
Trump'ın kararının, siyasi düzeyde de Filistin yönetiminin İsrail ile müzakereler aracılığıyla barış aramanın faydasının olmadığı kanaatine varmasına neden olacağını aktaran Avkel, "Önümüzdeki açık savaşın ulusal yönetime ihtiyacı var. Öfke durumu kendi kendisini yıkma aşamasına ulaşmamalı." ifadesini kullandı.
Avkel, Filistin davasının, ulusal kararlar alınabilmesi için şu an şimdiye dek olmadığı kadar birliğe ve uzlaşıya ihtiyacı olduğunu ve bu aşamanın uzlaşı dosyasını daha fazla ileriye taşıyabileceğini sözlerine ekledi.
"Kudüs kararı istismar edilebilir uyarısı"
Kudüs'teki İslami kurumlar, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararının İsrail tarafından istismar edilmesinin yaratacağı kriz konusunda uyardı.
"Kudüs Vakıflar, İslam Mukaddesatı ve İşleri Konseyi", "Yüksek İslam Heyeti", "Filistin Fetva Kurulu" ve "İslami Vakıflar İdaresi"nden yapılan ortak yazılı açıklamada, "Bu uğursuz kararın, işgal devleti ve fanatik Yahudiler tarafından kutsal şehrin gerçekliğini değiştirmek ve Mescid-i Aksa'ya ilişkin hedeflerini hayata geçirmek için istismar edilmesinin yaratacağı kriz ve gerilim konusunda uyarıda bulunuyoruz." denildi.
Açıklamada, "ABD Başkanı'nın Kudüs'ü İsrail devletinin başkenti olarak tanıyan kararını reddediyor ve ABD Büyükelçiliğinin kutsal şehre taşınmasını kabul etmiyoruz." ifadelerine yer verildi.
ABD ve İsrail'e, Kudüs'ün uluslararası kanunlar gereği statüsünü değiştirme gibi bir "aptallığa" kalkışmamaları uyarısında bulunulan açıklamada, Washington yönetimine "bu karardan vazgeçme ve uluslararası kanunlara bağlı kalma" çağrısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Filistin'i 2012'de BM'de devlet olarak tanıyan ülkelere, 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini teyit amacıyla bir kez daha tanıma çağrısı yapıyoruz."
İslam dünyasına ABD’ye karşı tavır alma çağrısı
Somali Alimler Birliği Başkanı Şeyh Nureddin Barud, Kudüs'ün "kırmızı çizgi" olduğunu belirtti ve tüm İslam dünyasını ABD'nin kararına karşı sert tavır almaya çağırdı.
Şeyh Barud, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasını kınayarak, "Washington'un tavrı, Müslümanların duygularını kışkırtıyor ve Kudüs'ün gönüllerindeki yerini görmezden geliyor." dedi.
Kudüs'ün yalnızca Filistinliler nezdinde değil tüm İslam ümmetinin yanında özel bir yere sahip olduğunu dile getiren Barud, söz konusu kararın Ortadoğu'daki barışçıl istikrar ve birlikte yaşam üzerinde olumsuz etkileri olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD yönetiminin kararına karşı aldığı tavırdan övgüyle söz eden Şeyh Barud, "Arap ve Müslüman liderlerin Amerika'nın bu saldırgan tavrına karşı sert duruş sergilemeleri ve Türkiye ile paralel hareket etmeleri gerekir." diye konuştu.
Kudüs'ün "kırmızı çizgi" olduğunu belirten Şeyh Barud, Somali hükümeti ve halkını da bu kararı kınayarak sokaklara inmeye çağırdı.
BAE: Yanlış bir tutum
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasını, "Filistin halkının hakları karşısında yanlı bir tutum" şeklinde değerlendirerek, söz konusu kararın yansımalarından duyduğu endişeyi ifade etti.
BAE resmi haber ajansı WAM'ın haberine göre, Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, bu tür tek taraflı adımların meşru uluslararası kararlara aykırı olduğu vurgulanarak, "Bu kararlar, Kudüs'ün yasal statüsünü değiştirmeyecek. Bu kararlar, Filistin halkının tarihi hakları ile uluslararası kararlarla teminat altına alınmış, uluslararası toplum tarafından kabul edilmiş ve desteklenmiş Kudüs'ün değişmezleri aleyhinde tam anlamıyla yanlı bir tutum." denildi.
Açıklamada, Kudüs'ün Arap ve Müslümanların vicdanındaki yerine dikkat çekilerek, BAE'nin, "bu kararın Arap ve Müslüman halkların hassasiyetlerini provoke ederek bölgedeki istikrar aleyhinde yol açacağı yankılardan" derin endişe duyduğu aktarıldı.
İsrail ile normalleşmeyi durdurma çağrısı
Gazze'deki İslami Cihad Hareketi, Arap ve İslam ülkelerine İsrail ile normalleşmeyi durdurmaları, ABD ile de müttefiklik ve dostluğa son vermeleri çağrısında bulundu.
İslami Cihad Hareketi Sözcüsü Davud Şihab, Gazze'de düzenlediği basın toplantısında, "Araplardan ve Müslümanlardan, düşman ile tam ortaklık yapmak suretiyle kendilerine karşı düşmanın tarafını seçen ABD'yi dost ve müttefik edinmeyi durdurmalarını istiyoruz. Arap Barış Girişiminin geri çekilmesini, İsrail ile normalleşmeyi durdurmalarını ve ülkelerindeki büyükelçiliklerini kapatmalarını talep ediyoruz." dedi.
ABD'nin barış sürecindeki rolü sona erdi
Filistin'deki Fetih Hareketi, ABD'nin, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının ardından barış sürecindeki rolünü sona erdirdiğini açıkladı.
Fetih Merkez Komitesi üyesi Nasır el-Kudva, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması; Filistinliler, Araplar, Müslümanlar ve dünyanın çoğu tarafından reddedilmektedir." dedi.
Kudva, ABD'nin bu adımına karşı şikayette bulunmak için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi düzeyinde acilen hareket edilmesinin zorunlu olduğunu ifade etti.
"Avustralya büyükelçiliği Tel Aviv'den işlem yapmayı sürdürecek"
Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etme kararını takip etmeyeceklerini, Avustralya büyükelçiliğinin Tel Aviv'den işlem yapmayı sürdüreceğini söyledi.
Bishop, gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkesinin iki devletli çözümden yan olduğunu vurgulayarak, "İsrail’deki büyükelçiliğimizi taşımak için adım atmayacağız, diplomatik yardımları Tel Aviv'de sunmaya devam edeceğiz." dedi.
Afganistan Devlet Başkanlığından yapılan açıklamada da ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına tepki gösterilerek, Filistin halkının bağımsızlık haklarının korunmasından yana oldukları bildirildi.
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının Ortadoğu'da barış sürecini tehlikeye sokacağına dikkat çekilen açıklamada, Afganistan devletinin alınan karardan duyduğu kaygı vurgulanarak, kararın dünya Müslümanlarının kalplerini yaralayacağı kaydedildi.
Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs'ün diğer dinler için de önemli bir yer olduğuna değinilen açıklamada, tek taraflı alınan kararın hiçbir zaman sonuca ulaşamayacağın altı çizildi.
Afganistan devletinin, Filistin'in kalıcı barışa kavuşmasını desteklediği aktarıldı.
Kazakistan'dan sabır çağrısı
Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, Filistin-İsrail sorunun BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyinin kararlarına ve Arap Barış inisiyatifine uygun uluslararası hukuk temelinde çözülmesine bağlı kaldıklarını yineledi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Kudüs’ün statüsüyle ilgili artan gerginlikten duyulan endişeye dikkat çekilerek, tüm taraflara sabırlı olmaları çağrısı yapıldı.
Kudüs’ün mevcut statüsünün korunmasını destekledikleri vurgulanan açıklamada, Filistin-İsrail sorununun Filistin devletinin kurulmasını öngören “iki halk için iki devlet” prensibiyle çözülmesi gerektiği bildirildi. Açıklamada, Kazakistan’ın bölgede barışın sağlanması için şart olan istikrarın sağlanmasına destek olmaya devam edeceğinin altı çizildi.
ABD ve İsrail ürünlerine boykot çağrısı
Tunus Gazeteciler Sendikası, Washington yönetiminin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasına karşılık ABD ve İsrail ürünlerini boykot etme çağrısı yaptı.
Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, Tunus'taki Amerikan Büyükelçiliğinin etkinliklerinin yanı sıra ABD ve İsrail ürünlerinin boykot edilmesi istendi.
Açıklamada ayrıca, Tunus halkı, ABD'nin kararını çeşitli gösterilerle protesto etmeye ve Filistin davasına destek olmaya davet edildi.
Binlerce kişinin katılımıyla protesto
ABD'nin "Kudüs'ü İsrail'in başkenti" olarak tanıması, binlerce kişinin katılımıyla Tunus'un pek çok kentinde protesto edildi.
Başkent Tunus'ta, Tunus Öğrenciler Birliği'nin çağrısıyla düzenlenen gösteriye çoğu öğrenci yüzlerde kişi katıldı. Göstericiler, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararı aleyhinde pankartlar taşıdı.
Birlik üyesi Tunuslu Vecdi Bittayib, Kudüs'ün kırmızı çizgi olduğunu ifade ederek, "Kudüs, sonsuza kadar Filistin'in başkenti olarak kalacaktır." dedi.
Kayravan'da düzenlenen gösteride binlerce sendika üyesi ile birlikte siyasiler, aktivistler ve sivil toplum kuruluşlarının yanında üniversite öğrencileri de katıldı.
Ülkenin güneyindeki Kasfa kentinde ise yaklaşık 3 bin öğrenci ABD'nin Kudüs kararını protesto etti.
Tunus'un kuzeyindeki Bizerte kentinde yüzlerce lise ve üniversite öğrencisi Filistin meselesi ve halkına desteklerini ifade için kentin sokaklarına döküldü. Ülkenin güneydoğusundaki Medenin, Tatavin ve Gabes illerinde de halk söz konusu karara karşı gösteri düzenledi.
Tunus'un doğusundaki Suse ile güneyindeki Safakes illerinde de düzenlenen gösterilerde, ABD Başkanı Trump'ın Kudüs kararının kabul edilmeyeceği vurgulandı.
Amman’da karar protesto edildi
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ün "İsrail'in başkenti" olarak tanınması ve Tel Aviv'deki büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması kararı Ürdün'de protesto edildi.
Başkent Amman'daki ABD Büyükelçiliği yakınında bir araya gelen yüzlerce gösterici, İsrail-Ürdün barış anlaşmasının (Vadi Arabe) iptalini talep ettikleri ve ABD Büyükelçiliğini burada istemedikleri yönünde slogan attı.
Filistin bayrağı ve Mescid-i Aksa'nın fotoğrafları ile "Kudüs sonsuza kadar Filistin'in başkenti olarak kalacak", "Ürdünlüler, bu aşağılayıcı kararı kabul etmiyor" yazılı dövizler taşıyan eylemciler, Trump'ın fotoğraflarını yaktı.
Emniyet güçlerinin Büyükelçilik çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Göstericilerle emniyet güçleri arasında arbede yaşandı.
"Fas yapılması gerekeni tereddütsüz yapacaktır"
Fas Hükümet Sözcüsü Mustafa el-Halfi, ülkesinin Kudüs için yapılması gereken her şeyi tereddüt etmeden yerine getireceğini söyledi.
Haftalık olağan basın toplantısında konuşan Halfi, "ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv'deki büyükelçiliğin Kudüs'e taşıma kararının ardında hükümetimiz Kudüs için yapılması gereken her türlü girişimi ve kararı vermekte tereddüt etmeyecektir." dedi.
Arap Birliği ve İslam ülkelerinin bu karara karşı bir takım çalışmalar yürüttüğünü belirten Halfi, bu çalışmalar bağlamında ülkesinin üzerine düşen her şeyi yapacağını kaydetti.
Fas Başbakanı Sadeddin el-Osmani, bugün düzenlenen haftalık olağan kabine toplantısının açılışında, ABD Başkanı Trump'ın almış olduğu Tel Aviv'deki büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması kararını kınamıştı.
Çin’den "tarafsız ve adil olma" çağrısı
Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD'ye, İsrail ile Filistin arasında Kudüs'ün statüsüne ilişkin yaşanan ihtilafta "tarafsız ve adil olması" çağrısı yaptı.
Bakanlık Sözcüsü Gıng Şuang, düzenlediği olağan basın toplantısında, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti olarak tanıması" kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kudüs'ün statüsü meselesini, "İsrail ile Filistin arasında süregelen ihtilafın özü" olarak nitelendiren Gıng, "Nihai çözümün, müzakere ve diyalog yolunda aranması, uluslararası kamuoyunun ortak düşüncesidir." dedi.
Sözcü Gıng, "Çin, sınırları 1967'de çizilen, başkenti Doğu Kudüs olan tam egemen ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını destekliyor." ifadesini kullandı.
"İsrail ve Filistin arasındaki sorunda tarafsız ve adil olunması" çağrısı yapan Gıng, "ilgili tüm tarafların bölgede barış ve istikrarın korunması adına çaba harcaması gerektiğini" vurguladı.
Sözcü Gıng, dün düzenlediği basın toplantısında da ABD'nin Kudüs'ü İsrail başkenti olarak tanıma planına ilişkin, "(Bu kararın) bölgedeki mevcut gerilimi körüklemesinden kaygı duyduklarını" açıklamıştı.
ABD Başkanı Trump, dün akşam düzenlediği basın toplantısında, BM Güvenlik Konseyi'nin 1980 yılında İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararına rağmen, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı geldi." ifadesini kullanmıştı.
Trump, ayrıca Dışişleri Bakanlığına, ülkesinin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatı verdiğini açıklamıştı.
Söz konusu karar bölgesel ve uluslararası düzeyde büyük bir tepkiyle karşılanmış, Filistinli gruplar Batı Şeria ve Gazze'de geniş katılımlı gösteriler düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu.