ABD’nin yeni yönetimini mülteci politikası nedeniyle “sert bir şekilde” eleştiren ve kendilerinin duvar örmediğini iddia eden Avrupa Birliği (AB), 12 ayrı dikenli tel duvar ve komşu ülkelerle“sembolik duvar” sayılabilecek anlaşmalarla kendini savaş, zulüm ve yoksulluktan kaçanlara karşı “korumaya” almış durumda.
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın Meksika sınırına duvar inşa edeceğini açıklaması ve nüfusunun çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu 7 ülkenin vatandaşlarına vize yasağı getirmesi üzerine Brüksel’den “sert eleştiriler” yükseldi.
Libya ile İmzalanan Anlaşma
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Trump’ın kararının ardından yaptığı ilk açıklamada, “Hiç kimse doğum yeri, dini veya etnik kökeni dolayısıyla haklarından mahrum bırakılamaz. Biz buyuz, kimliğimiz bu. Biz duvarlar yıkıldığı zaman kutlama yaparız.” demiş ve Trump’a “Duvar örerseniz kendinizi hapishanede bulursunuz.”uyarısında bulunmuştu.
Libya ile mültecilere karşı 3 Şubat’ta anlaşma imzaladıktan 3 gün sonra bir kez daha kameralar karşısına geçen Mogherini, bu kez “Bizim yöntemimiz, bunu net bir şekilde ifade etmek isterim, mülteci akışını yönetmek. Bu bir duvar değil, insanları dışarıda tutmak değil. Başka tür bir yöntem, yönetmesi oldukça karmaşık olan bir konuyu, insan haklarını ve suç örgütleri ile mücadeleyi önceleyerek yönetmeyi amaçlayan Avrupa yöntemi.” diyerek kendilerini savundu.
Brüksel’de Trump’a yönelik öfke, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) özel bir oturum düzenlemeye kadar vardı. Libya ile yapılan anlaşmadan tam da bir gün önce, siyâsî grupların liderleri, Trump’ı “saf ayrımcı” olmakla suçladı.