Rapor, Academy Securities'e bağlı 10 emekli amiralle generalden oluşan Jeopolitik İstihbarat Grubu'nun 6 aylık çalışması sonucunda, emekli general James 'Spider' Marks ile eski askeri istihbarat subayı Rachel Washburn tarafından kaleme alındı.
Çok zengin askeri deneyimi olan ikilinin formüle ettiği raporda ''Türkiye'nin NATO müttefikliği artık garanti değil'' denilirken Türkiye'nin birkaç ay içinde NATO'dan çıkma potansiyeline dikkat çekildi.
Sputnik’te yer alan habere göre, rapor, 24 Haziran seçimleriyle Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi ve yeni sisteme geçilmesi sonrası yayımlandı.
Girişte ana fikirler şöyle sıralandı:
1) Erdoğan baskın seçimi kazandı ve iktidarını konsolide etmeyi sürdürecek.
2) Türkiye giderek laiklikten uzaklaşıyor ve Rusya ile müttefik oluyor.
3) Türkiye'nin NATO üyeliği artık garanti değil.
'Türkiye'nin artık NATO üyesi olarak görülemeyeceği, yıl sonuna kadar NATO'dan çıkabileceğini' belirten raporda, Türkiye'nin NATO'dan olası ayrılığının gerekçelerinden biri olarak Rusya ile artan samimi ilişkiler gösterildi.
'Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini güçlendirmesinin NATO'nun bölgedeki önemi açısından kırmızı alarm çaldırdığını' dile getiren rapor, Türkiye'nin Rusya'dan almayı planladığı S-400 hava savunma sisteminin NATO ile uyumlu olmayışının, endişelerin başında geldiğini belirtti.
''Türkiye'nin daha bağımsız hale gelmesi ve Rusya ve İran'la daha yakınlaşmasının neleri tehlikeye atacağını anlamak önemli'' diyen rapor ''Putin'in Batı tarzı demokrasilere zarar verme kampanyası ABD'nin varolan dünya düzenini mahvetme girişimleriyle giderek daha etkili hal aldı'' iddiasında bulunarak şöyle devam etti:
“Amerikan-Türk çatışması ihtimali”
''Üstüne üstlük ABD ile Türkiye ABD'nin Irak ve Suriye'de Kürt savaşçılara verdiği destek yüzünden ihtilafa düştü. Ocak ayındaki telefon konuşmasında Trump Erdoğan'a Suriye'de Türk ve Amerikan güçlerinin çatışması ihtimalinden derin endişesini ifade etti. Türkiye'den gerilimi düşürüp askeri eylemlerini sınırlaması ve iki ülke güçlerinin çatışması riskinden kaçınmasını talep etti.''
“ABD açısından önemli bir ödün”
''NATO müttefiki Türkiye ile ABD'nin çatışmaya girmesi artık tasavvur edilemez değil. ABD'nin Kürt savaşçılarla ortaklığı, Erdoğan'ı NATO müttefikini Osmanlı tokadıyla tehdit edecek noktaya dek celallendirdi. PKK ile YPG, Irak ve Suriye'deki IŞİD'le mücadele operasyonlarının ayrılmaz parçası. ABD'ye göre YPG bölgedeki en etkili savaşçı, ama Türkiye hem YPG hem de PKK'yı ulusal güvenliğini tehdit eden terör örgütü addediyor. Kürt savaşçıların yarattığı etkiye rağmen, ABD, Türkiye ile YPG güçlerini müdahil oldukları bölgelerden çekmek konusunda anlaştı, bu ABD-Türkiye ilişkilerinde önemli bir ödündü."
''Türkiye, Rusya ve İran'ın Suriye üzerinde etkili olma girişimlerinini her üç ülkeyi öngörülemez ve yeni ortaklıklara götürebileceği'' değerlendirmesi yapan rapor, Türkiye'nin giderek otoriterleşen yönetim şeklinin, ülkeyi NATO dışına itebilecek bir başka etken olduğunu belirtti.
"Türkiye artık laik Müslüman bir demokrasi değil. Türkiye daha dindar ve tehlikeli biçimde otoriter bir rejim halini aldı, Doğu'ya yönelen, anlaşmalarını kendisi yapan bir ülke oldu'' vurgusu yaptı.
Raporun 'ne biliyoruz' başlıklı sonuç bölümünde şöyle denildi:
''Son 6 aydır Türkiye ile yükselen gerilimi inceliyoruz. Sürekli olarak ilişkilerin kötüleşmesini önemli bir dış politika endişesi olarak tanımladık. Türkiye'nin yılsonunda NATO'yu terk etmesi potansiyelini olası görüyoruz. Erdoğan'ın yeniden seçilmesi Türkiye'nin yeni yöenlimi üzerindeki demir yumruğunu pekiştirdi. Bu, tanıdık şeytan ve görünüyor ki gelecekte onu daha da iyi tanıyacağız.”