Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, dün (4 Aralık) akşam internet kanalından yaptığı yayında Koray Sarısaçlı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Kaçırıldığını iddia ederek Furkan Gönüllüleri hakkında suç duyurusunda bulunan Koray Sarısaçlı'nın, yandaş medyaya verdiği röportajda kaburgalarının kırık olduğu yönündeki beyanları yalan çıktı. Eşi Rumeysa Yılmaz Hocahanım'ın şahit olduğu olayda, Koray Sarısaçlı için adli tıptan sahte rapor alındığı öğrenildi.
Alparslan Hoca, Sarısaçlı'nın yalan beyanları üzerine şu ifadeleri kaydetti:
"Adli Tıp Kurumunda bu işlem, bu operasyon yapıldıktan sonra Koray oradan gidiyor. Eski adıyla Universal Hastanesi, şimdiki adıyla Özel Adana Hastanesi’ne gidiyor. Orada tekrar muayene oluyor ve tomografi çektiriyor. Tomografi filmi çekildiği zaman oradaki göğüs cerrahı filme bakıyor. Rumeysa Hanım eşi olarak o sırada yanındaymış. Vallahi billahi kendisi bana anlattı.
Oradaki göğüs cerrahı filme bakıyor ve diyor ki: Bunda kırık mırık yok. Buna bizzat Rumeysa Hanım şahit. Hani konuşmasında “Kaburgam 3 yerden kırık” diyor ya, yalan! O olaydan sonra buraya kaç defa geldi. 5-10 defa geldi buraya. Kaç defa kendisiyle çay içtik. Ve gayet rahat oturuyordu, rahat konuşuyordu. Hiç öyle kırık mırık da yoktu, vallahi de billahi de...
Burada, TV Furkan’da yayın yaptı. TV Furkan’da rahat rahat oturuyor. Oturuyor, kalkıyor. Kaburgası kırık olan insan böyle hareket yapabilir mi? Nefes alamaz nefes. Kaburgası bırak kırık olanı çatlak olan nefes alamaz. Nefes aldı mı batar. Ve 6 aydan aşağı da iyileşmez. Kırık falan yok.
Göğüs cerrahı bakıyor, “Bunda kırık falan yok.” diyor. Bunlar demek ki o zamandan bugünleri planlamışlar!
'Sen Nasıl Adli Tıp’sın?'
Koray’ın kız kardeşi Feray, bu tomografinin CD’sini alıyor Balcalı Adli Tıp Kurumuna götürüyor. Hiçbir Adli Tıp başka yerde çekilen filme göre rapor yazamaz. Hatta bırakın Adli Tıp Kurumunu, normal hastanelerde bile -bütün hastane personeli, bütün doktorlar, hemşireler bunu bilir- başka hastanede çekilen bir röntgene dayanarak kimse rapor vermez. Verirse de şunu yazar: 'Dış merkezde çekilen tomografiye göre...' Yani biz çekmedik, başka yerde çekildi. Bana getirildi, ben ona göre bakıyorum, ona göre rapor veriyorum. Bunu ben çekmedim. Eğer bu kişiler bu filmde bir hile yaptıysa, başkasının filmini bana getirdiyse, ismi değiştirdiyse, dosya numarasını şunu bunu değiştirdiyse onu ben bilemem, derler. O yüzden başına “Dış merkezde çekilen filmin raporu” diye yazarlar. Yani “Biz bunu çekmedik. Biz bu şahsı muayene etmedik. Bu CD bize dışardan getirildi. Biz onun üzerinden konuşuyoruz.” Bunu diğer hastaneler bile bu şekilde ancak yapıyor. Yapmıyor, %99’u yapmaz. %1’i de böyle diyerek yazar. “Dış merkezde çekilmiş olan tomografi raporu” diye yazar.
Hele hele Adli Tıp, mümkün mü böyle bir şeyi kabul etsin? Kabul etmiş. Feray götürmüş ve Adli Tıp, getirilen CD’ye göre rapor yazıyor. Adli Tıp, sen nasıl Adli Tıp’sın? Bu adamların bir şey çevirdiğini anlamıyor musun? Bu olay çarşamba günü oluyor. Siz Koray’a perşembe günü tomografi için sıra vermiştiniz. Bir gün beklemiyor.
Çarşamba günü Universal Hastanesi’nde film çektiriyor ve CD olarak size getiriyor. Sizin bundan şüphe etmeniz gerekmiyor mu? Bu adam bir gün beklemiyor. Bu adam bir şey karıştırıyor. İlla kırık raporu almaya çalışıyor, demeniz gerekmiyor mu? Oradan gelen filme göre nasıl rapor verdiniz? Üniversitenin Adli Tıpı böyle mi olur?"
İşte o belgeler;
Açıklamanın tamamı için;