Adrian Zenz: “Soykırım Sözleşmesini İmzalayan Devletler Fiilen Harekete Geçmeli”

Çin hakkındaki çalışmalarıyla bilinen ve Çin’in Sincan’daki “yeniden eğitim kampları” üzerine yaptığı araştırmasıyla dünyaca tanınan Alman Antropolog Adrian Zenz ile Pekin yönetiminin Uygurlara yönelik soykırım ve asimilasyon politikaları üzerine konuştuk.  Yakın zaman önce “Sincan Polis Belgeleri” adı altında Sincan’daki polis teşkilatının sisteminden alınan fotoğraf ve raporları medya kuruluşlarıyla paylaşarak Çin’in uzun zamandır “mesleki eğitim kampları” olarak tanımlayıp … Adrian Zenz: “Soykırım Sözleşmesini İmzalayan Devletler Fiilen Harekete Geçmeli” Devamı »

Eklenme Tarihi: 14 Ara 2022
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 14 Ara 2022
Adrian Zenz: “Soykırım Sözleşmesini İmzalayan Devletler Fiilen Harekete Geçmeli”

Çin hakkındaki çalışmalarıyla bilinen ve Çin’in Sincan’daki “yeniden eğitim kampları” üzerine yaptığı araştırmasıyla dünyaca tanınan Alman Antropolog Adrian Zenz ile Pekin yönetiminin Uygurlara yönelik soykırım ve asimilasyon politikaları üzerine konuştuk.

Yakın zaman önce “Sincan Polis Belgeleri” adı altında Sincan’daki polis teşkilatının sisteminden alınan fotoğraf ve raporları medya kuruluşlarıyla paylaşarak Çin’in uzun zamandır “mesleki eğitim kampları” olarak tanımlayıp Uygurların buralarda zorla tutulduğunu inkar ettiği gözaltı kamplarının varlığını belgelediniz. Sizi bu kampları araştırma fikrine yönelten şey neydi?

Saha araştırmama Batı Çin’deki Tibetliler ve azınlıkların eğitim sistemi üzerine başladım ve bu beni Tibetlilerin durumu hakkında resmî hükûmet verilerini, iş ilanlarını ve diğer ekonomik verileri araştırmaya yöneltti. Eğitim sistemini araştırdım ve öğretmenler için verilen iş ilanlarını, öğretmenlerde aranan nitelikleri, dil şartlarını araştırdım. Ayrıca araştırmam esnasında çok sayıda güvenlik gücünün ve yeni polis memurlarının istihdam edildiğini öğrendim.

Ardından başka bir akademisyen bana Uygurlar da ciddi şekilde baskı gördüğü için bu tür bir araştırmayı Xinjiang’da da gerçekleştirmemi önerdi. Aynı yöntem ve metodolojiyi kullanarak Xinjiang’daki polis istihdam ilanlarını araştırdım. Zaten uzun yıllardır kamuya açık verileri analiz etme ve bu verileri bir bütün olarak değerlendirme yöntemini benimsediğim için, kamuya açık veriler aracılığıyla Xinjiang’da kriz konusundaki araştırmalarım hızlı bir şekilde ilerledi. Zira burada giderek büyüyen bir insan hakları krizi söz konusuydu ve azami önem arz ediyordu.

Pekin yönetimi Uygurlara bir soykırım mı uyguluyor? Sincan’da yaşananları nasıl tanımlıyorsunuz?

Sincan’da gerçekleşen insan hakları suçları çok çeşitli ve çok yönlü. Çocukların ebeveynlerinden ayrılması, zorla çalıştırma, toplu gözaltılar, asimilasyon gibi çok çeşitli insan hakları suçu işleniyor. Bir polis devletinden bahsediyoruz. Ben bizzat doğumların önlenmesi üzerine bir araştırma yaptım ve bu nedenle bir yandan doğum önleme yöntemiyle doğum oranlarının düşürüldüğünü ve ikinci olarak bunun arkasında sözüm ona Çin’in ulusal güvenliğinin korunması adına etnik nüfusun optimizasyonu gibi bir niyetin olduğunu tespit ettim. Ve bence bu durum önümüzdeki 20 yıl içinde müdahalesiz bir gelişimle kıyaslandığında Uygur nüfusunda ciddi bir azalmaya yol açabilecek gizli bir soykırım riski taşıyor, bu sebeple burada kesinlikle bir soykırım riskinden söz etmek mümkün. Bu nedenle BM Soykırımı Önleme Sözleşmesi’ni (The Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide ) imzalayan devletler fiilen harekete geçmek zorundalar. Zira bu devletler soykırımı önlemekle yükümlüler ve bir risk söz konusu olduğunda ona uygun eylemleri sergilemeliler.

Sizce Çin hükûmeti Uygurları Müslüman, Uygur kimliğinden uzaklaştırmayı başarabilecek mi?

Bunu zaman gösterecek; Çinli yetkililer bunu başarmak için her türlü çabayı gösteriyorlar ve yüzeysel olarak bakıldığında başarı elde etmiş gibi görünüyorlar. Daha önce de dediğim gibi bir polis devletinden bahsediyoruz. Genç nesli de kazanmaya çalışıyorlar ama her şey çok yüksek bir risk içeriyor, çünkü Uygurlar baskı altında olduklarını biliyorlar ve elbette genç nesil de bunu biliyor. İşte bu sebeple her şey tersine dönebilir. Bunun uzun vadede başarılı olup olmayacağı belirsiz, ancak bazen bir devlet bazı eylemlerde bulunup, sonra da vazgeçebilir. Yani mevcut durumun nasıl sonuçlanacağı bence belli değil.

Çin’in Uygurlara yönelik mevcut politikalarından vazgeçmesi nasıl sağlanabilir?

Bütün bu yaşananların bir faturası olmalı, bu nedenle insan hakları suçlarına yönelik yaptırımlar artırılmalıdır. Bunun yanı sıra Çin başka sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalırsa, mesela genel olarak ekonomisi şu anda çok da parlak görünmüyor, siyasi olarak izole edilirse ve iç siyasi problemler de buna eklenirse, şu anda Sincan üzerinde kontrol kurduğunu düşünse de baskılayıcı bazı önlemlerin hafifletilebilmesi mümkün olabilir.