“İsrail’in gözetim ağı her geçen gün genişliyor”
Birleşik Krallık merkezli Uluslararası Af Örgütü, İsrail polisinin yüz tanıma sistemleriyle Filistinlilere karşı “otomatikleştirilmiş apartheid” uyguladığını bildirdi.
Örgütün bugün yayımladığı raporda, İsrail polisinin Filistinlileri takip etmek için Red Wolf (Kızıl Kurt) adı verilen bir yüz tanıma sistemi kullandığı belirtildi.
Raporda, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te deneme aşamasında olan sistemin, “Filistinlilerin yüzlerini taramak ve onları onayları olmadan halihazırdaki geniş gözetim veri tabanına eklemek” amacıyla kullanıldığı ifade edildi.
Kapalı devre televizyon sistemi (CCTV) ağına bağlı yazılımın, “hareketlerini takip etmek için Filistinlilerin biyometrik verilerini yasadışı şekilde topladığı” da bildirildi.
Örgütün genel sekreteri Agnes Callamard, sistemin günden güne genişleyen gözetim ağının bir parçası olduğuna dikkat çekerek, “İsrailli yetkililerin, Filistinlilere karşı mekansal ayrıştırmayı iyice artırmayı ve apartheid’i otomatikleştirmeyi hedeflediğini” söyledi.
Raporda, Kızıl Kurt yazılımının İsrail ordusunun halihazırda kullandığı Wolf Pack (Kurt Sürüsü) ve Blue Wolf (Mavi Kurt) sistemleriyle bağlı çalıştığı da ifade edildi.
Kurt Sürüsü, işgal altındaki bölgelerde yaşayan Filistinlilerin ailelerine ve sicil kayıtlarına dair bilgilerin tutulduğu geniş bir veritabanı. Mavi Kurt ise İsrailli güvenlik güçlerinin söz konusu veritabanındaki bilgilere akıllı telefonlar ve tabletler üzerinden hızlıca ulaşabilmesini sağlayan bir yazılım.
Örgütün görüştüğü ve kimliği paylaşılmayan İsrailli bir komutan, bazı askeri birimlerin, Kızıl Kurt sisteminin tamamen otomatik şekilde yüzleri tanıyabilmesini sağlamak için algoritmayı güçlendirmekle görevlendirildiğini savundu.
Kimliği açıklanmayan bir Filistinli gazeteciyse örgüte şunları söyledi:
Protestocular anında gözaltına alınmasalar bile yüzlerinin kameralarla tespit edileceğini ve sonradan yakalanacaklarını artık biliyorlar.
Raporda, Doğu Kudüs’te yer alan Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki Filistinli ailelerin zorla evlerinden çıkarılmasıyla 2021’de patlak veren protestoların ardından, bölgedeki CCTV kamera sayısının artırıldığına da dikkat çekildi.
Bu kameraların, 2017’den beri Doğu Kudüs’te kullanılan ve yüz tanıma becerilerini artırmak için yerleştirildiği öne sürülen Mabat 2000 sistemine bağlı olduğu belirtildi.