Artı gerçek'e yazan Ahmet Nesin, Camide Çav Bella ve Doğu Perinçek kuşkularım!.. başlıklı köşe yazısında Doğu Perinçek'e dair çarpıcı ifadeler kullandı.
Perinçek'in, binde bir oy olmasına rağmen ülkeyi bir şekilde yönettiğini, birbirine zıt siyasi görüşlere sahip olabildiğini ve kanlı siyasi olayların arka planında yer alabildiğini belirten Nesin, camilerde Çav Bella'yı çaldıran kişinin de Perinçek ve ekibi olduğunu ifade etti.
"Çav Bella" olayının arkasında Perinçek ve ekibinin olmasının nedenlerini sıralayan Nesin'in yazısının tamamı şu şekilde;
Dünyada binde bir oy alıp da ülkeyi bir şekilde yöneten parti lideri var mıdır diye kendi kendime sorduğumda karşıma Doğu Perinçek çıkıyor. İyi yada kötü, kendisini bir dönem Marksist ve Maoist olarak tanımlayan ama sonra dinci ve ırkçı bir partiyi destekleyen bir parti başkanı var mıdır diye sorduğumda da karşıma Doğu Perinçek çıkıyor. Maoistken Sovyetlere ve Rusya’ya ateş püskürüp de daha sonra Rusya ve Putin yalakası olan parti lideri olarak da karşıma aynı kişi çıkıyor. Aziz Nesin ve arkadaşlarının Onbinler AŞ adına satın aldığı Aydınlık Gazetesi’nde, Aziz Nesin’in haberi olmadan Salman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabını tefrika edip Madımak Oteli’nde onlarca aydını yaktıran parti lideri kim dediğimde de masada Doğu Perinçek var. 12 Eylül öncesi Aydınlık Gazetesi’nde devrimcilerin ev adreslerini kroki olarak çizip daha sonra ülkücüler tarafından öldürülmesine neden olan parti başkanı kim diye sorduğumda da hep o. Abdullah Öcalan’a çiçek demeti verip de daha sonra “Kahrolsun bütün Kürtler” diyecek kadar ırkçı noktaya gelen parti lideri de Doğu Perinçek. Sevgili Fikret Kızılok’un “Hep başbakan, hep Sülüman” şarkısındaki gibi “Hep provokatör, hep Perinçek.”
Biliyorsunuz geçen hafta İzmir’de kimi camilerin minarelerinde “Çav Bella” şarkısı okundu ve kıyamet koptu, bir CHP’li yönetici kadın da suçsuz yere tutuklandı. Pazartesi akşamı her zamanki gibi mazoşistliğimden dolayı haber programlarından birini izlemeye başladım. Konu camideki Çav Bella’nın çalınması ve kimin yaptığı. Herkes neredeyse 10 dakika konuştu, birbirine cevap verenler ve karşı çıkanlar oldu ama kimin yaptığını henüz bilen yok. Her zamanki gibi Fethullah Gülen diyenler var ama Gülen ekibi bu dönemde neden CHP aleyhine çalışsın, onu anlatabilen yok.
Sıra geldi Doğu Perinçek’e. Önce şunu söyleyeyim, bir parti lideri neden parti sözcüsü gibi hergün bir programa çıkar, onu hâlâ anlayabilmiş değilim ama işin içine Perinçek girince zaten anlamaya çalışmanın da bir anlamı yok. Perinçek başladı konuşmaya ve ben ne diyecek diye beklerken, 1 dakika, bilemediniz 2 dakika konuştu ve konuyu kapattı.
İşte tam o zaman beynimde şimşek çaktı, bu işi yaptıran Perinçek ekibi ve hemen bir tweet attım. Nedenlerini de bugün yazacağımı söyledim.
Birinci neden Perinçek’in çok sorgulayacağı bir konuyu geçiştirmesi oldu, çünkü bu bir suçüstü yakalanma gibi bişeydi. Kendi öldürdüğünün cenazesine en başta giden ve yürüyen mafya lideri gibiydi Perinçek konuşurken yada kimi maçlarda takımlar vardır ve bütün oyuncular “Maç bitse de gitsek” diye düşünüp oynarlar, aynı öyleydi, pot kırmadan konu bitsin istiyordu.
İkinci neden, bunu aktroller yapabilir mi diye düşündüm, hayır yapamazlar, yapsalar da onların aklına “Çav Bella” gelmez, bilemedin “İzmir Marşı”nı yada benzerini yüklerler. Bir de aktroller camide böyle bir parçayı çalmanın günah olacağını düşünürler. Programda bu konu 24 dakika sürüyor ve Doğu Perinçek programın 55. dakikasında söz alıyor ve sözünü 55.39’da bitiriyor, yani 39 saniye. 39 saniyede söylediği de şu: “Provokasyon olduğu çok açık. Kimin yaptığını bilmiyoruz, savcılar ortaya çıkartabilir, onun sonuçlarını bekleyeceğiz. Türkiye’nin burada fazla tartışacağı bir konu olmadığı kanısındayım.”
Arada herkesin kınadığına dair bir tümce daha var, belirteyim de sonra kısaltmışsın neyim der bu Perinçek.
Son emare de bu konuşmada saklı, böyle bir provokasyon olacak ve Perinçek bilmeyecek kimin yaptığını. Evet kendin yaparsan böyle saçma bir eylemi de başkasının üstüne atarken zorlanırsın işte Doğu Perinçek. O kadar tescillisin ki, kusura bakma yada bak ama ibre sana dönüyor. Neyse ki saçmalıklarından dolayı partiyi ve gazeteyi terk edenler çoğaldı.