Aile içi davranışlar üzerine...

Ev aynı zamanda mahrem bir alandır. Aile fertleri mahremiyet sırlarını dışarıya taşımamaları gerekir.

Eklenme Tarihi: 29 Mar 2015
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Aile içi davranışlar üzerine...

Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Şüphesiz ki kıyamet günü Allah’ın en çok ehemmiyet vereceği emanet karı koca arasındaki emanettir. Karı koca birbirleriyle içli dışlı olduktan sonra hanımının sırlarını erkeğin etrafa yayması o gün en büyük ihanettir.”

Ev kendimizi güvende hissettiğimiz bir mekândır. Bu mekânda huzuru sağlamak anne babanın birinci derecede görevidir. Ev huzur bulduğumuz mekândır anne baba ise bu mekânın en önemli aktörleridir. Mahremiyet eğitimi ailede başlar. Anne-babalar çocuklarını mahremiyet anlayışı çerçevesine büyütmeli ve onlara hayâ duygusunu erken yaşlara vermelidirler. Aksi takdirde bu çocuklar, dışarıdan kendilerine karşı yöneltilen esintiye kapılarak özlerinden hemen uzaklaşabilirler. Mahremiyet eğitiminin verildiği ideal yaş sınırı 4-7 yaş dönemidir. Anne-baba bu dönemin kritik bir dönem olduğunu bilmelidirler. Tereddütsüz Teslim Olmalıyız Rabbimiz ayetinde şöyle buyurur: “Mümin kadınlara da söyle gözlerini haramdan sakınsınlar namuslarını korusunlar. Ziynetlerini ise görülmesi zaruri kısımlar müstesna açığa vurmasınlar. Başörtülerini de yakalarının üzerini kapatacak şekilde iyice örtsünler. Kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kardeşlerinden, kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, cariyelerinden, cinsi iktidarı olmayan hizmetçilerinden ve şehvet çağına gelmemiş çocuklardan başkasına ziynet yerlerini göstermesinler, gizledikleri ziynetleri belli olsun diye ayaklarını yere vurmasınlar, hepiniz Allah’a tövbe edin ay müminler, ta ki kurtuluşa eresiniz” (Nur 31). Kadınlar için mahrem kabul edilen kişiler şunlardır: Babası, kayınpederi, oğlu, kocasının eski hanımından olan oğlu, kardeşi, erkek veya kız kardeşinin oğlu, amcası, dayısı, sütkardeşi… “Size şu kadınları nikâhlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emzirmiş olan sütanneleriniz, sütkardeşleriniz, hanımlarınızın anneleri, aranızdan zifaf geçmiş olan kadınlarınızdan doğan üvey kızlarınız, eğer zifaf geçmemişse onların kızlarını nikâhlamakta size günah yoktur. Öz oğullarınızın hanımlarını nikâhlamanız ve iki kız kardeşi birden nikâhınız altına almanız da size haram kılındı. Ancak geçmiş olan müstesnadır. Muhakkak ki Allah, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir” (Nisa 23). Erkek için mahrem olan kadınların başlıcaları ise şunlardır: Annesi, kızı, kız kardeşi, halası, teyzesi, erkek ve kız kardeşlerinin kızları, sütannesi, sütkardeşi, kayınvalidesi, hanımının önceki kocasından olan kızı, oğlunun hanımı… Ayetlerde kadın ve erkeklere mahrem ve namahrem olan kişiler net bir şekilde belirtiliyor, ancak bu sınırların çok fazla ihlal edildiğini görüyoruz. Allah’ın ayetinde belirttiği kişilerle ilişkilerde korunması gereken sınırlar pek dikkate alınmıyor. Bunun sonuçları ise vahim şekilde ortaya çıkıyor. Zina ve taciz gibi sorunlar artıyor ve toplum güvenilirliğini kaybediyor. Şunu baştan kabul edelim, eğer Allah bir şeyi haram kılmışsa o şeyin içinde bizim ya ruh sağlığımıza ya beden sağlığımıza ya da toplumsal huzurumuza zarar getirecek bir şey vardır. Allah bir şeyi yasaklamışsa sorgulamadan teslim olur ve bu yasakların içinde çeşitli hikmetlerin de olduğunu biliriz. Neler yapabiliriz? Anne, çocuğun giysilerini herkesin içinde değiştirmemeli, bunu odasında kimsenin olmadığı bir ortamda yapabileceğini öğretmelidir. Anne-babalar ev içine kendi giyim kuşam, hal ve tavırlarına dikkat etmelidirler. Belli bir yaştan sonra kız ve erkek kardeşlerin odaları mümkünse ayrılmalıdır. Ailenin böyle bir imkânı yok ise çocuklara, giyinip soyunurken dikkat etmeleri gereken hususları öğretilmelidir. Hz. Peygamber, “7 yaşındaki erkek ve kız kardeşlerin yataklarını ayırın” buyurmaktadır. TV ve internet vasıtasıyla geçirdiğimiz kültürel değişim her konuda oluğu gibi mahremiyet konusundaki algımızı da değiştirdi. Fakat dinimizin belirlediği mahremiyet sınırları bellidir. Bu sınırları çocuklarımıza ve çevremize öğretmeliyiz. Misafirliklerde haremlik-selamlık uygulamasını yapmaya özen göstermeliyiz.