AK PARTİ'DEKİ "METAL YORGUNLUĞU"
Değişim siyasetin fıtratında var. Doğal olarak siyaseten yol yürürken bir bayrak değişimi her zaman yaşanır bu normal. Bu süreçte Cumhurbaşkanımızın kullandığı kavramlardan bir tanesi metal yorgunluğu. Metal yorgunluğu ile bu değişimleri aynı yorumlamamak gerekir. O yüzden değiştirildi şeklinde bir yorumu biz parti olarak kabul etmiyoruz. Biz 15 yıldan beri bunu yapıyoruz. Zaman zaman il, ilçe teşkilatını değiştiririz. Bu, bu değişimin bir bayrak yarışı olmadığı anlamına gelmez. Bakanlıklarda da değişiklikler oluyor.
Cumhurbaşkanımızın metal yorgunluğundan kast ettiği, bizim içimizde, AK Parti'nin temel değerlerinden uzaklaşmış ve bunu artık içselleştirmeyen birileri varsa, bunlara dönük bir uyarıydı. Bu ilkesel bir uyarı. Siz temel değerlerinizi hatırlatmazsanız istikamet üzeri kalamasınız. Sanki bunu yapanlar var da bunlara dönük bir uyarı. Hayır.
ABDULLAH GÜL'ÜN "KURUCU DEĞERLER" AÇIKLAMASI
15 yıldan beri iktidardaysanız. Son 4 yıl boyunca büyük krizler yaşamış 4 terör örgütü ile mücadele eden, kendisine operasyon çeken küresel güçlere karşı da bir duruş sergiliyorsanız, sizin hatırlamanız gereken en temel şey değerleriniz ve ilkelerinizdir. 11. Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül'ün de altını çizdiği husus, Cumhurbaşkanımızın da altını çizdiği husustur. Bunların hatırlatılmasından birilerinin rahatsız olması da ayrı bir konu.
AK PARTİ'DE İL BAŞKANLARININ İSTİFALARI
Bana nerede görev verilirse ben orada o görevi yerine getirmekle sorumluyum. Ben bu görevi beğenmiyorum dersem o zaman egomu işin içine katmış olurum. Oysa AK Parti kendinden geçmiş, kendinden vazgeçmiş insanların yürüttüğü kutlu bir yürüyüştür.
Bayrak değişiminin karşılıklı olarak gerçekleşiyor (İl başkanlarının istifaları). Dolayısıyla bunları bir dışlama olarak değerlendirmemek lazım.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN "RACON" AÇIKLAMASI
AK Parti adına konuşan kim varsa onlara söyledi. AK Parti bir siyasi disiplini olan partidir. Bizim genel başkanımız belli,genel başkan yardımcılarımız belli, parti sözcümüz belli. Tarımla ilgili bir konu varsa, Tarım Bakanımız konuşur. Sosyal medyalarda, gazetelerde, televizyonlarda, öyle televizyon yorumcuları, öyle sosyal medya fenomenleri ortaya çıktı ki, AK Parti sözcüsü gibi konuşuyor. Bir gazetecinin AK Parti ile ilgili konuşması başka, AK Parti adına konuşması başka bir şeydir. "Talimat vermek" ifadesinden tutun da "Siz gününüzü göreceksiniz" diyorsanız, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti buna izin vermez. Bu konuşmayı sayın Cumhurbaşkanımız 2. kez yapıyor. Sert bir şekilde yaptı, net bir şekilde. Cumhurbaşkanımız herkesle anladığı dilden konuşur. Birileri racon kesiyorsa, Cumhurbaşkanımız o racon kesenlere kendi dillerinden konuşmuştur. Racon kelimesinden CHP'nin rahatsız olmasını da anlamıyorum. Her şeyin bir raconu vardır denir mesela. Siz halkın kendi liderine nasıl sesleneceğine siz mi karar vereceksiniz. "Reis" denmesinden niye rahatsız oluyorsunuz.
KILIÇDAROĞLU HAKKINDA "TUTUKLAMA" TARTIŞMASI
CHP kendisini bir yere hapseder, kapının anahtarını da pencereden dışarı atar. Yemin krizi çıkarmışlardı, sonra da içinden çıkamamışlar ve ciddi bir sorun yaşamıştık. Hepimiz o zaman bunları tartıştık. Şimdi durup dururken Kılıçdaroğlu bir tutuklanma işi çıkardı. Hukuki bir mesele neden Cumhurbaşkanımızın gündemi olsun. Yargının bir gündemidir. Haksız gözaltına asla razı olmayız. Cumhurbaşkanımız geçmişte bunu İlker Başbuğ meselesinde de aynı şekilde ifade etti. Tutuklanma konuşması bile muhalefeti güçlendirecek bir şey. Böyle şeyler üzerinden siyaset yapılmaz. Ben açıklama yaptım, 7 soru sordum. MİT TIR'ları ile ilgili değil sadece, Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olduğu günden bu yana Kılıçdaroğlu'nun siyasi söylem analizini yaptırdım. Onları söyledim. Açıklama MİT TIR'ları ile ilgili değil. 2010'dan bugüne kadar siyasi tercihlerinizin analizi yapıldığında "Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si, AK Parti, Türkiye karşıtı bütün yapıların sözcülüğünü neden yapıyor?", sorusunu kendi kendime soruyorum.
CHP şuna karar versin önce; 16 Nisan halk oylaması ile ilgili maalesef, bunu tanımadıklarını, ve bunu tanımadığınız zaman 2019 seçimlerini de tanımıyorsunuz o zaman. Seçimi, sandığı mı referans gösterecek, yoksa sokağı mı adres gösterecek. Bunun kararını verdiyse CHP, Kılıçdaroğlu aday olur, olmaz. Bu kendisinin bileceği bir şey. Kılıçdaroğlu'nun adaylık konusunu biliyoruz. Deniz Baykal'la görüştü, aday değilim dedi, sonra adaylığı kabul etti. Bizim adayımız da belli, pozisyonumuz da belli. AK Parti'nin her şeyi şeffaf.