AK Parti’den "sosyal medya düzenlemesi" hakkında açıklama: Mahkemede savunabilirse ceza yok

"İnsanları yanıltacak düzeyde bir tartışma olması, gerçeklik algısını değiştirebilecek bir şey olursa ve yayılırsa ceza söz konusu olabilecek"

Eklenme Tarihi: 02 Haz 2022
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
AK Parti’den "sosyal medya düzenlemesi" hakkında açıklama: Mahkemede savunabilirse ceza yok

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, MHP ile birlikte TBMM’ye sundukları “sosyal medya düzenlemesi” hakkındaki eleştirilere yanıt verdi.

Teklifte yer alan "halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla kamu barışını bozma" suçuna 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmesi hakkında NTV canlı yayınında konuşan Dağ, şunları kaydetti:

Birinin atmış olduğu tweet yaptırım doğurmaz. Biriyle ilgili olabilir, devletin mekanizması olabilir. İnsanları yanıltmaya dönük bir ifade olabilir. Kamuoyunu bozacak düzeye gelmesi gerekiyor. Kızılay'da bir bomba var, bir paket gördü mahkemede bunu savunduğu zaman ceza söz konusu olmayacak. İnsanları yanıltacak düzeyde bir tartışma olması, gerçeklik algısını değiştirebilecek bir şey olursa ve yayılırsa ceza söz konusu olabilecek. Teknoloji geliştikçe yeni düzenlemeler gelebilir.

“Muhalefetten öneri bekliyoruz”

Düzenlemenin internet medyası tarafından da beklendiği görüşünü dile getiren Dağ, şunları söyledi:

Muhalefetin bu konuda teklifleri varsa Adalet Komisyonu'nda görüşülecek. Burada gelen teklifler makul olduğu sürece değerlendirilecek. Muhalefetten sadece eleştiri değil öneri de bekliyoruz.

"En çok dava açan liderler Akşener ve Kılıçdaroğlu"

“Bugün liderlerle ilgili sosyal medyada yazılan sözlerle ilgili en çok dava açan Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Savcılığa suç duyurusunda bulunduktan sonra uzlaşma isteyen iki lider bunlar” iddiasında bulunan Dağ, ayrıca şunları kaydetti:

Jahrein diye bir hesap var. Bu kişi muhalif. Açıklamalarının yüzde 90'ı AK Parti karşıtı. İmamoğlu ile CHP ile ilgili açıklama yaptı diye hesabı askıya alındı. Burada bizim en önemli baktığımız çerçeve 85 milyon vatandaşımızın hakkını, hukukunu korumak. Şu anda bireyin hakkı zayi oluyor. Haklarını savunabilecekleri bir yer yok.

Ben Türkiye Cumhuriyeti devletiyim, egemenlik haklarım yok mu? Buradaki 5-6 şirket hakkımı hiçbir şekilde savunmuyor. Hukuken bakıldığında sınırlayıcı ifadeler. Orada suçun unsurları bir kasttır. Kastı özel hale getiren bir düzenleme. Daha muğlak değil daha açık bir ifade.