Akciğer kanserinin Türkiye’ye maliyeti 8,8 milyar TL

Akciğer kanserinin Türkiye'deki ekonomik yükünü ortaya koyan Türkiye'de Akciğer Kanseri Raporu açıklandı.

Eklenme Tarihi: 13 Kas 2018
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Akciğer kanserinin Türkiye’ye maliyeti 8,8 milyar TL

Türkiye’nin ’akciğer kanseri’ raporu açıklandı. Rapor, akciğer kanserinin Türkiye’deki toplam ekonomik yükünün yaklaşık 8,8 milyar TL olduğunu ortaya koydu.

Raporda akciğer kanserinin sebep olduğu ekonomik yükün yanı sıra; akciğer kanserinde risk faktörleri ve önlenmesi, erken tanı ve tarama programları, tanı ve tedavi süreci, destek tedavi konularıyla ilgili ülkemizdeki mevcut durum da analiz edildi ve her bir alan için iyileştirme yapılabilecek noktalar belirlenerek, çözüm önerileri sunuldu. Akciğer Kanserleri Derneği, Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, Türkiye Kanser Enstitüsü ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği’nin bir araya gelerek AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteğiyle hazırladığı bu raporda bir ilke imza atıldı ve akciğer kanserinin Türkiye’de neden olduğu ekonomik yük, tüm doğrudan ve dolaylı maliyetler hesaba katılarak kapsamlı bir şekilde ortaya konuldu.

Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu’ndaki verilere göre, akciğer kanserinin ülkemizdeki toplam ekonomik yükü 8 milyar 791 milyon 885 bin 18 TL olarak hesaplandı. Hasta başı ortalama doğrudan maliyetin küçük hücreli akciğer kanseri hastalarında 48 bin 731 TL, küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında ise 56 bin 478 TL olduğu ortaya çıktı. Dolaylı maliyetlerin de dahil edilmesiyle hasta başı ortalama maliyetin 175 bin 838 TL’ye yükseldiği belirlendi. Bu durum, akciğer kanserinde dolaylı maliyetlerin toplam ekonomik yük içinde önemli bir paya sahip olduğunu ortaya çıkardı.

“ERKEN TEŞHİSİ MÜMKÜN KILACAK ÇALIŞMALAR YAPILMALI”

Raporda, akciğer kanserinin oluşturduğu ekonomik yükün yanı sıra; akciğer kanserinde risk faktörleri ve önlenmesi, erken tanı ve tarama programları, tanı ve tedavi süreci, destek tedavi konularıyla ilgili ülkemizdeki mevcut durum analiz edildi ve her bir alan için iyileştirme yapılabilecek noktalar belirlenerek, çözüm önerileri sunuldu. Sunulan çözüm önerilerinden bazıları şu şekilde özetlendi:

“Akciğer kanseri için ülkemize özgü risk faktörleri bilimsel çalışmalar ile desteklenerek belirlenmeli. Hastaların bu risk faktörleri doğrultusunda değerlendirilerek doğru hekimlere yönlendirilmesi sağlanmalı. Tütün ve tütün ürünü kullanımını azaltıcı tedbirler ve eğitimler artırılmalı, bırakmaya yönelik ilave teşvik edici programlar düzenlenmeli. Akciğer kanserinde erken tanı önceliklendirilmeli ve bu yönde disiplinler arası uygulamalar yaygınlaştırılmalı. Dünyada örneklerini gördüğümüz genomik belirteçler ile ilgili ülkemizde de Sağlık Bakanlığı desteği ile yapılacak bilimsel çalışmalar yaygınlaştırılmalı. Tedavi alamayacak durumda olan hastalar için palyatif bakım ve son dönem bakım merkezlerinin sayısı artırılmalı ve yeni bakım evleri kurulmalı. Mevcut oluşan ekonomik yük göz önünde bulundurularak, erken teşhisi mümkün kılacak çalışmalar yapılmalı.”

“SİGARAYLA MÜCADELE, AKCİĞER KANSERİYLE MÜCADELENİN BİRİNCİ ADIMIDIR”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan ve 2008 yılında çıkarılan “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Yasa’nın mimarı olarak bilinen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, sigarayla mücadelenin Akciğer kanseri ile mücadele birinci adım olduğunu vurguladı. Erdöl “Akciğer kanseri ülkemizdeki erkek nüfusun çok önemli bir bölümünü etkilemektedir ve erkeklerde en yaygın görülen kanser türüdür. Akciğer kanserine yol açan pek çok sebep olsa da, bildiğimiz en büyük ve engellenebilir sebep sigaradır. Sigara kullanımının gençlerde ve kadınlarda da hızla artması nedeniyle, akciğer kanserine yakalanan kadınların sayısı da hızla artmaktadır. Bu nedenle sigarayla mücadele, akciğer kanseriyle mücadelenin birinci adımıdır” dedi.

Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu Bilimsel Kurul üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Özet ise “Dünya genelinde kanser için belirlenmiş risk faktörleri tütün ürünleri, kilo artışı, alkol, ultraviyole ışınlar, işlenmiş ve hazır gıdalar, enfeksiyonlar ve hareketsizliktir. Bizim toplumumuza da özel risk faktörlerini netleştirip, bunlara karşı topyekün mücadeleye girmeliyiz. Ayrıca her yıl 30 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz bir tedavi alanı için mükemmeliyet merkezleri kurulması düşünülmelidir. Göğüs hastalıkları uzmanı, göğüs cerrahisi uzmanı, onkolog, patolog, psikolog gibi tüm paydaşların içinde olduğu, akciğer kanserine özel merkezlerin kurulması sağlık turizmine de önemli katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE 50 BİN AKCİĞER KANSERİ HASTASI VAR”

Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu Editoryal ve Bilimsel Kurul üyelerinden Prof. Dr. Nuri Karadurmuş ise “Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türü akciğer kanseri iken kadınlarda akciğer kanseri 5. sırada yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı Kanser İstatistikleri verisine göre Türkiye’de yaklaşık 50.000 akciğer kanseri hastası bulunmaktadır” bilgisini paylaşırken, Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu Editoryal ve Bilimsel Kurul üyelerinden Prof. Dr. İrfan Çiçin ise “Akciğer kanserinin toplam maliyetinin yüzde 31’ini doğrudan maliyetler, yüzde 69’unu ise dolaylı maliyetler oluşturmaktadır. Maliyet azaltıcı yaklaşımlar belirlenirken dolaylı maliyetlerin doğrudan maliyetlerden daha fazla olduğunun göz önünde bulundurulması gerekmektedir” vurgusunu yaptı.