İşgal altındaki Kudüs’te faaliyet gösteren Yüksek İslam Heyeti Başkanı ve Mescidi Aksa hatibi Şeyh İkrime Sabri, Arap rejimlerinin Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs’e yönelik resmi tutumlarını eleştirip, işgal altındaki Kudüs’ün Arap ve İslamî olduğunu, buranın asla Yahudi şehri olamayacağını söyledi.
Filistin Enformasyon Merkezi’ne özel demeç veren Mescidi Aksa hatibi Şeyh İkrime Sabri “Amerika idaresinin Kudüs’ü Siyonist işgal rejiminin başkenti ilan etmesi ciddi ve tehlikeli bir meseledir. Bu karara hiçbir Arap rejimi gereken karşılığı vermedi. Verdikleri tepkiler oldukça cılız kaldı. Bu rejimler Müslümanların ilk kıblesi ve üç önemli mescidlerinden üçüncüsüne karşı kusurludurlar” dedi.
Şeyh Sabri, Kudüs’ün doğusu ve batısıyla İslamî bir şehir olduğunu, tarih boyunca hiçbir zaman buranın Yahudi şehri olmadığını, buranın –Arap ülkelerinin çoğu vazgeçse de- iki milyar Müslümanın davası olmaya devam edeceğini, milyonlarca Müslümanın kalbinde yer ettiğini, şuradan veya buradan çıkacak kararların Kudüs’ü onların kalbinden söküp atamayacağını ifade etti.
Sözü Kudüs halkına da getiren Şey Sabri şunları söyledi:
“Kudüs halkı meydanda olmaya devam edecek ve asla şehrini ve Aksasını yalnız bırakmayacaktır. İçinde ve çevresinde nöbet tutmaya, ona bekçilik yapmaya devam edeceklerdir. Geçen Temmuz ayında Kudüs’teki elektronik kapı direnişi gösterdi ki Kudüs halkı birinci hendektedir ve bu halk Mescidi Aksa’yı korumak ve savunmak için en değerli varlıklarını vermeye hazır olduğunu göstermiştir.”
Geçen Temmuz ayında işgal rejiminin Mescidi Aksa kapılarına demir kapı ve detektör yerleştirme kararına karşı intifada başlatan Kudüs halkı bu kapılardan geçerek camiye girmeyi reddedip vakit ve Cuma namazını caminin dışında kıldı. Kudüs halkının direnişi sonunda işgal rejimi demir kapıları kaldırma kararı aldı.
Filistinli Müslüman muhafız kadınları da selamlayan Şeyh Sabri “Kudüs ve Mescidi Aksa’yı savunmak için meydanları dolduran, kapılarda nöbet tutan Kudüslü kadınları selamlıyor ve takdir ediyoruz. Bunlar Kudüs ve Mescidi Aksa’yı savundukları için yerlerde sürüklendi, dayak yedi ve çoğu tutuklandı. Bunlar Arap ve Müslümanların onurunu savunma çabası içinde olan çağdaş Hansalardır” ifadesini kullandı.
1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşayan Filistinlilerin Kudüs direnişinde büyük emekleri olduğunu hatırlatan Şeyh Sabri, bunların Kudüs’ün İslamîliği ve Mescidi Aksa için ciddi mücadelede bulunduklarını, Kudüs ve Mescidi Aksa’da sürekli bulunmakla bu sorumluluğu ifa ettiklerini, bu kutsal mabette namaz kılmak için her taraftan otobüs kaldırdıklarını, Kudüs ve Mescidi Aksa’ya sürekli yardım ettiklerini, tahrip olan, eskiyen veya bozulan birçok yeri onardıklarını ifade etti.
Siyonist işgal zindanlarından birinde esir bulunan 1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarındaki İslamî Hareket lideri Şeyh Raid Salah’a da selam gönderen Şeyh Sabri “Şeyh Raid Salah Mescidi Aksa ve Kudüs’ü savunanların başında geliyor. Onun serbest bırakılması için insan hakları kurum ve kuruluşlarını göreve davet ediyoruz. İşgal rejimi Kudüs ve Mescidi Aksa ile ilgili çalışmalarından ötürü onu zindanda tutmaktadır” dedi.
Arap ve Müslümanları Kudüs ve Mescidi Aksa etrafında kenetlenmeye davet eden Şeyh Sabri, Müslümanların vahdeti için burayı ortak payda yapmalarını istedi.
Şeyh Sabri, Kudüs’e destek veren ve bu şehri sahiplenme noktasında yapılan etkinliklere iştirak eden Filistin’deki Hıristiyanların tutum ve duruşlarını da takdir ettiklerini söyledi.
