..... " Ben ki İstanbul fatihi abd-i aciz Fatih Sultan Mehmed bizatihi alınterimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul'un Taşlık mevkiinde kain ve malumu'l-hudud olan 136 bap dükkanımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakfı sahih eylerim.
Şöyleki: Bu gayr-ı menkulatımdan elde olunacak nemalarla İstanbul'un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim... Ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasb eyledim. Bunlar ki ayın belli günlerinde İstanbul'a çıkalar, bila istisna her kapıyı vuralar ve o evde hasta olup olmadığnı soralar; var ise şifası şifayap olalar. Değilse kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Darülaceze'ye kaldıralar, orada salah bulduralar.
... Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ve şühedanın kavimleri ve medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler. Ancak yemek yemeye veya almaya bizatihi kendüleri gelemeyenlerin yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle..."
Vasiyete Göre:
1- İstanbul’un her sokağına ikişer kişinin tayin edilecek
2-Bu görevlilerin sokakların sağlık açısından temizliğini temin etmeleri ve bunun karşılığında ücretlerini alacak
3- 10 cerrah ,10 tabip ve 3' de yara sarıcının tayin edilerek,ayın belli günlerinde İstanbul’u baştan aşağı tarayarak ( bilaistisna her kapuyu vuralar ) o evde hasta olup olmadığını sorup varsa tedavileri ve şifaya kavuşmaları için gereken yapılacak. Burada dikkat çeken nokta Fatih Sultan Mehmet’in bu hizmetlerin verilmesi sırasında herhangi bir ayrım gözetilmeden yapılmasını istemesi. Yani bu hizmetlerden Müslüman Hristiyan bütün herkesin yararlanması.
4- Herhangi bir kıtlık durumunda hastaların temel gıdası için avcıların vakıf tarafından sağlanan silahlara dağa çıkarak vahşi hayvan avlamaları. Fatih vasiyetnamesinde avlanma ihtiyacının ortaya çıkması durumunda da belirli şartların yerine getirilmesini istemiştir. Avlanacak hayvanlar vahşi hayvanlar olmalı, yumurtada veya yavruda olmadığı zamanlarda avlanma yapılmalıydı.
5- İnşa ettirdiği imarethanede şehit aileleri ile İstanbul fakirlerine yemek verilmesi. Vasiyetnamenin bu maddesinde de büyük bir incelik göze çarpıyor. Fatih, fakir olmasına karşın bu tür kurumlara gelmeyen kişi ve ailelerin tespit edilmesini ve bu hassasiyetlerine binaen rencide olmamaları için “güneşin loş bir karanlığında ve yiyeceklerin kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlere ulaştırılmasını vasiyet etmişti.