40 yaşında bir Lübnanlı, Almanya'da üniversite eğitiminin ardından doktor olmuş ve 2012 yılında Alman vatandaşlığına başvurmuştu. Başvurusu 2015 yılında kabul edilen doktor, seremoni sırasında ise kadın görevlinin elini sıkmayı reddetmişti. Bunun üzerine valilik, davacının başvurusu için verilen onayı geri çekmişti. Lübnanlı doktor ise karar hakkında dava açmıştı.
Baden-Württemberg İdari Mahkemesi, cumartesi açıkladığı kararında farklı cinsiyetteki kişinin elini kültürel nedenlerle sıkmayan bir kişinin Almanya'daki yaşam koşullarına entegre olmadığına hükmetti. Bu kapsamda valiliğin ret kararı onaylandı.
'Yüzlerce yıllık tarihi var'
Mahkeme, gerekçeli kararında el sıkmanın Alman kültüründe yüzlerce yıl geriye gittiğine vurgu yaptı. El sıkmanın hukuki olarak da bir sözleşmeyi kabul etme anlamı taşıdığını açıklayan idari mahkeme, bu eylemin sosyal, kültürel ve hukuki alanlarda derin köklere sahip olduğunu belirtti.
Covid-19 salgınına da değinen mahkeme, el sıkmanın daha önceki pandemilere rağmen hala devam ettiğini, koronavirüsün bu geleneğe son veremeyeceğini düşündüğünü açıkladı.
Bu nedenle cinsiyet ayrımı yaparak el sıkmayı reddeden bir kişinin "Alman yaşam koşullarına" tam olarak entegre olamayacağına karar verildi. Mahkeme, davacının durumunda bunun daha belirgin olduğunu zira el sıkmayı reddetmenin Selefilik inancı doğrular nitelikte olduğunu ifade etti.
Davacının savunması inandırıcı bulunmadı
Davacı ise başka kadınlarının elini sıkmayacağı yönünde eşine söz verdiğini, bu nedenle kadının elini sıkmadığını söyleyerek kendini savundu.
40 yaşındaki doktor, daha sonra yaptığı savunmada ise cinsiyet farkı gözetmeksizin artık erkeklerin de elini sıkmadığını belirtti.
Mahkeme ise bunun sadece "taktiksel bir açıklama" olduğuna karar vererek savunmayı kabul etmedi.