Alparslan Kuytul Hoca, Gündeme İslami Bakış programında 28 Şubat darbesi ve derin devlet hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına 28 Şubat mağdurlarından Necmettin Erbakan Hoca'ya Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Alparslan Hoca, "28 Şubat birçok İslami hizmete darbe ve zulümdü ama en çok da Erbakan Hoca başta olmak üzere Refah Partisi camiasına zulüm oldu." ifadelerini kullandı.
Dış Güçlerin de Yardımıyla Türkiye’nin Başında Görünmez Bir Kadro Var!
28 Şubat post modern darbesinin, Türkiye'de kendisine 'devlet' ismini veren derin bir güce işaret ettiğini söyleyen Alparslan Hoca, darbeyi gerçekleştiren bu güç hakkında şu ifadeleri kullandı:
" Türkiye'de halkı adam yerine koymayan, ‘halk bilmez, biz biliriz’ diyen bir güç var. Maalesef güç bunların eline geçmiş. Dış güçlerin de yardımıyla Türkiye’nin başında görünmez bir kadro var. Siz istediğiniz kadar hükümet olun, seçimi kazanın, darbe yaparlar ve size bir şey yaptırmazlar. Bazen askeri darbe yaparlar, bazen post modern darbeler yaparlar, bazen sizi çalıştırmazlar. Her taraftaki adamları vasıtasıyla; bakanlıklardaki müsteşarlar, genel müdürler vasıtasıyla, çalışmanızı baltalarlar, çalışmanıza engel olurlar. Sizi başarısız yaparlar. Böylece insanlar artık size oy vermesin, ‘evet bunlar Müslüman insanlar olabilirler ama bunlar beceriksiz’ denilsin, isterler. Hâlbuki çalışmanıza engel oluyorlar. Halk perde arkasında neler döndüğünü bilmez. Halkın bildiği kendi cebidir, sadece cebindeki para azalınca oy vermeyecektir. Hâlbuki hükümete bir tuzak hazırlanmıştır. Ya o yolla hükümeti başarısız yaparak ya MGK’da masaya yumruk vurarak ya Sincan’da tankları yürüterek daha da olmazsa 12 Eylül’deki gibi askeri darbe yapıp tamamen idareye el koyarak bunu yaparlar.
Aslında bunlar; darbeci geleneğin çocukları, darbeci geleneğin bugünkü temsilcileridir. Bir tek 28 Şubat’ta değil hep darbe yaptılar. 1960’ta, 1971’de, 1980’de de 28 Şubat 1997’de de yaptılar. İşte 10-15 sene önce e-muhtıra da verdiler. AKP hükümetine de darbe yapmaya kalkıştılar, e-muhtıra verdiler. Velhasıl, bu ülke -15 Temmuz da dâhil- darbeler ülkesidir. "
Darbecilerin lanetle, mazlumların rahmetle anıldığını hatırlatan Alparslan Hoca, "Rahmetli Erbakan Hoca “Bu 28 Şubat post modern darbesi tarihin akışı içerisinde küçük bir noktadır” diyor. Aslında kast ettiği şey “Ey darbeciler! Bir şey yaptığınızı zannediyorsunuz. Tarihte niceleri neler yaptılar ama şimdi lanetle hatırlanıyorlar. Güç ellerinde diye zulmettiler ama o mazlumlar hayırla anılırken o zalimler lanetle anılıyor. Siz de böyle olacaksınız. Ve çok büyük bir şeyi değiştireceğinizi de zannetmeyin bu küçük bir noktadır. Bugün ben giderim ama dava bitmez. Benim hükümetimi devirirsiniz, hatta beni de öldürebilirsiniz, ama dava bitmeyecektir. Bu yaptığınız şey tarihte küçük bir nokta olacaktır." ifadelerini kullandı.
Bir Ülkede Bir Tane Devlet Olmalı İki Tane Devlet Olmaz!
Kendine devlet diyen gücün artık görünür olduğunu ve ülkede tek bir devletin var olması gerektiğini söyleyen Alparslan Hoca, " Kendine ‘devlet’ diyen bir güç var. Bir ülkede bir tane devlet olmalı iki tane devlet olmaz. Devletin başının hükümet olması gerekir, seçilmiş olan odur. Önemli kararları onlar (devlet) veriyor fakat hükümet sorumlu oluyor. Onlar (Devlet) kendini göstermiyor. Darbeyi yapan da onlar, yaptıran da onlar, bizimle uğraşanlar da onlar ama onlar hiç görünmüyorlar. Son birkaç yıldır biraz daha ortaya çıkmaya başladılar. Hükümet de onlarla beraber olunca, onlara tamamen teslim olunca iyice güçlendiler, iyice pervasız hale geldiler. Şimdi daha açık davranıyorlar. Yoksa eskiden bu kadar aleni davranmazlardı. Biz devleti bir tek darbede görürdük oysa şimdi devleti her gün, her zaman görüyoruz." dedi
28 Şubat Devam Ediyor
28 Şubat zihniyetinin güçlenerek devam ettirildiğini ifade eden Alparslan Hoca,
" O zaman “28 Şubat bin sene sürer” demişlerdi. AKP, birkaç sene önce generalleri sorguya almaya başlayınca ‘Hani bin sene sürecekti? Bakın şimdi generaller hesap veriyor’ gibi bayağı bir konuşmaya başladılar. Ama görüyoruz ki; hala 28 Şubat devam ediyor. Hatta 28 Şubat’ı bizden daha iyi bilen, daha iyi yaşamış olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Biz 28 Şubat’ı yaşadık. O zaman bile bugünden daha iyiydi.” demişti. 28 Şubat’ta daha çok Erbakan Hoca’ya ve hükümete darbe yapıldı. Şimdi ise bütün İslami hizmetlere… O zaman bile insanlar şimdikinden daha fazla konuşabiliyorlardı, eleştirebiliyorlardı. Şimdi herkesi susturmuş vaziyetteler. Aslında 28 Şubat bal gibi devam ediyor.
Furkan Eğitim ve Hizmet Derneğinin Sincan Şubesinin Şubat ayında kapatılmasının tesadüfi olmadığını ve belirli amaçlara binaen yapıldığını söyleyen Alparslan Hoca şunları söyledi:
"Bakınız, konuşmamız için Sincan şubemizi yine şubat ayında kapattılar. Tepki gösterelim ve böylece 28 Şubat tekrar hatırlansın amaçlandı. Bence Sincan’da başlatılması boşuna değildir. Başka bir yerdeki şubeyi de kapatılabilirdi. Bunu Sincan’da kasıtlı olarak yapıyorlar, Sincan bir bakıma onlar için sembol. “İslami faaliyetlere engel olacağız” mesajının verildiği bir ilçe. Hep orada düğmeye basılıyor. Erbakan Hoca’ya darbe yapılırken de oradan başlatıldı, bize yapılırken de oradan başlatıldı, şimdi de yine orada yapılıyor.
Hükümetlere Verilen Rol Hamallık!
Hükümetlere verilen rolün sadece hamallık olduğunu, hiçbir hükümetin kendi fikir ve ideolojilerine göre değişiklikler yapamadığını, yapmaya çalıştığında tanklarla yüzyüze geldiğini ifade eden Alparslan Hoca,
"Dediğim gibi, bu ülkede hükümete verilen rol hamallık. Aslında bütün Ortadoğu’da böyledir, patron başkasıdır. Hükümetler müdürdür. Fabrikanın müdürü vardır, bir de patronu vardır. Hükümete verilen rol müdürlüktür. 28 Şubat’tan anlamamız gereken şudur: İstediğiniz kadar birinci parti olun. ‘İslam’a hizmet etmeyi bırakıyoruz, parti işleriyle uğraşıyoruz. Bir insan kazanamıyoruz, birine İslam’ı öğretemiyoruz. Kongreden kongreye koşmaktan, parti işleriyle uğraşmaktan ya da belediyenin hamallık işleriyle, lağımıyla uğraşmaktan İslam’a hizmet edemiyoruz. Bizi burada meşgul ediyorlar, oyalıyorlar ki asıl hizmetimizi yapmayalım.’ Eğer siz bunu anlayıp da asıl hizmeti yapmak isterseniz darbe yapıyorlar.
Herkes İslam'ı Öğretmeli
İslam düşmanı derin gücün, bu planlarına karşılık herkesin İslamı öğrenip çevresine öğretmesi gerektiğini belirten Alparslan Hoca şunları söyledi;
"Herkes çevresine İslam’ı anlatmalı, milyonlar İslam’ı öğrenmeli, başka çaresi yok. Milyonlara kafa tutamayacaklardır. Milyonlara İslam’ı öğretmekten başka çare yoktur. ‘Önce tepeye geleyim; başbakan, cumhurbaşkanı, bakan olayım, ondan sonra bir şey yaparım.’ Hayır, mümkün değil. Zaten o noktaya gelmeniz ancak 50 yılda oluyor, ondan sonra da bir şey yapmaya kalkarsanız darbe yapıyorlar, hepsi boşa gidiyor. O kadar emek, o kadar çalışma niye o zaman?
Erdoğan’ın Gücü Yetmiyorsa Kimin Gücü Yetecek?
İşte AKP başta ama bütün vakıflarımız kapatılmış vaziyette. Onlarla beraberseniz seslenmezler. Onlarla beraber değilseniz, kendine ‘devlet’ diyenlerin size zulmetmesine seyirci kalırlar. Hani (AKP) İslami hizmetlerin önünü açacaktı? Memlekette ateistler, deistler çoğalttı, cinayetler, uyuşturucu, içki tüketimi arttı, her kötülük çoğaldı. Hâlbuki 20 yıldan beri tek başına iktidarlık kime nasip olmuş? Ya ‘Erdoğan bunları isteyerek yapıyor. Haramlardan memnun, hiç bunları değiştirmek istemiyor.' diyeceksiniz. -Öyle diyebilen var mı bilmiyorum. Bence bu haramlardan memnun değildir.- Ya da ‘Memnun değildir ama gücü yetmiyor.’ diyeceksiniz. Erdoğan’ın gücü yetmiyorsa kimin gücü yetecek? 20 yıldır tek başına iktidarda, yüzde 40-45 oy alan bir parti daha ne alacak, daha ne yapacak? Özal yapamıyorsa, Erdoğan yapamıyorsa, rahmetli Erbakan yapamadıysa demek ki bu iş böyle olmuyor. Çünkü bununla uğraşırken asıl yapmamız gereken hizmetten mahrum kalıyoruz.
Üstad Bediüzzaman Risalelerde, ‘Niye bir partiye gidip de katılmıyorsun, partide hizmet yapmıyorsun?’ diyenlere, ‘Bu yol en önemli hizmete engeldir. Onunla uğraşacağım; asıl hizmeti yapamayacağım. Kur’an’a hizmet edemeyeceğim, İslam’ı anlatamayacağım, imanın kurtuluşuna vesile olamayacağım, halkımı eğitemeyeceğim.’ diyor. Gerçekten de Bediüzzaman –rahimehullah- bir partiye girseydi, orada bir şeyler yapmaya çalışsaydı şimdiki kadar hizmet yapmış olur muydu? Onu yapmadı; eserler yazdı, mücadele verdi, hapishanelere girdi, sürgünlerde yaşadı, çok daha büyük hizmet yaptı. Belki biraz çileli bir hayatı oldu. Zaten derece de kolay kazanılmıyor. Derece kazanmış oldu ve arkasında da daha güzel bir eser, iz bırakmış oldu.
28 Şubat'ta Hatırlamamız Gerekenler…
Aslında 28 Şubat post modern darbenin yıl dönümünde hatırlamamız gereken; bir taraftan Erbakan Hoca ve arkadaşlarına, o camiaya yapılan zulümdür. Bunları hatırlamalı ve lanetlemeliyiz, kınamalıyız. Ama bir taraftan da bu darbeyi yaptıran, kendisine ‘devlet’ diyen bir güç var, onları da görmeliyiz. Bunlardan almamız gereken dersleri, ibretleri almalıyız. Peygamberi hareket metoduna dönmeliyiz, peygamberi hareket metoduyla mücadele etmeliyiz. Onun dışında tevhidi anlatamadığınız ve taviz vermek zorunda kaldığınız hiçbir metod sizi hedefe götürmeyecektir. 28 Şubat’ta bunları hatırlamalıyız.