Furkan Hareketi Lideri Alparslan Kuytul Hoca, uzun süredir kendisi ve cemaati hakkında yapılan linç girişimlerini derin güçlerin nasıl kullandığını açıkladı.
Eşi ve kendisinin sosyal medya üzerinden aldığı ölüm tehditlerinin derin devletin yeni nesil cinayetler döneminin bir parçası olabileceğini belirten Alparslan Hoca; Mustafa Kasadar Hoca’nın oğlunun katledilmesi ve HÜDAPAR Adana Şubesine yapılan saldırıların da yeni nesil operasyon döneminin bir göstergesi olduğunu vurgulayarak:
“Yeni nesil suikastların nasıl yapılacağı ortaya çıktı. Şimdiye kadar faili meçhuller vardı. 90’lı yıllarda faili meçhuller vardı, derin devletin yaptığı cinayetler bulunmaz. Hep faili meçhul olarak kalır. Çünkü yapan zaten devletin içindeki yetkililer, istihbaratın içindeki bazı kimseler. O yüzden bunların yaptığı bulunmaz ve bu cinayetler hep faili meçhul olarak kalır. Şimdiye kadar ki bu karanlık cinayetler faili meçhul idi. Şu anda görünen o ki “faili mecnun” cinayetler dönemini başlatıyorlar.” dedi.
Geçen Cuma günü yaptığı tefsir dersinin ardından çarpıcı açıklamalar bulunan Alparslan Hoca şu ifadeleri kaydetti:
‘Yeni Nesil Operasyon‘
“Yeni nesil suikastların nasıl yapılacağı ortaya çıktı. Şimdiye kadar faili meçhuller vardı. 90’lı yıllarda faili meçhuller vardı, derin devletin yaptığı cinayetler bulunmaz. Hep faili meçhul olarak kalır. Çünkü yapan zaten devletin içindeki yetkililer, istihbaratın içindeki bazı kimseler. O yüzden bunların yaptığı bulunmaz ve bu cinayetler hep faili meçhul olarak kalır. Şimdiye kadar ki bu karanlık cinayetler faili meçhul idi. Şu anda görünen o ki “faili mecnun” cinayetler dönemini başlatıyorlar.
‘Bu Konuda da Hedef Benim ve Cemaattir!’
2 aydır bazı marazlılar ben hapiste iken eşimin kullandığı bazı kelimeleri bahane ederek gece gündüz aleyhte propaganda yapıyorlar. Bunlar bu fitneyi başlattıklarında sadece eşimin sözlerine kızdıklarını, cemaatle hiçbir problemlerinin olmadığını söylüyorlardı, hatırlarsınız. Beni sevdiklerini, benimle hiçbir problemlerinin olmadığını, sadece eşimin birkaç kelimesine kızdıklarını söylüyorlardı. Sonra iş nereye geldi? Cemaatimize düşmanlığa geldi. Cemaate düşmanlığa dönüştü ve artık eşimin sözleri konuşulmuyor bile. Bir insanın birkaç kelimeye kızıp iki ay boyunca 7/24 mücadele etmesi, 7/24 konuşması, aleyhte propaganda yapması mantıklı mıdır? O kullanılan kelimelerin şu ana kadar yüz katını kullanmış olduğu halde, kimine özelden yazdıklarıyla kimini de sosyal medyadan yayınlayarak o kullanılan kelimelerin yüz katını kullanmış olmalarına rağmen hala devam etmeleri mantıklı mıdır? Birkaç kelimeye kızdıklarını söyleyip işi cemaat düşmanlığına dönüştürmeleri nedir? Yoksa başka bir şeyler mi var? O birkaç kelime bahane edilerek bir operasyon mu yapılıyor? Tüm gelişmeler dikkatle incelendiğinde bir operasyonla karşı karşıya olduğumuz açıkça ortadadır. Başlangıçta eşimin bazı sözlerine kızmış gibi ve itibarını kurtarmak istiyormuş gibi söylemler, böyle konuşmalar daha sonra cemaat düşmanlığına dönüştürülmesi, saygısızlığın dozunu artırarak aşama aşama daha saygısız ifadelerle bana saldırmaya dönüşmesi… Başlangıçta ben hiç yokum. Ve bana saygıları olduğunu, sevdiklerini söylemelerine rağmen ve ben kırk gün konuşmadığım halde aşama aşama bana saldırıya dönüştürmeleri gerçekte hedeflerinin ben olduğunu ve cemaatimiz olduğunu ortaya koymaktadır. Tıpkı tüm dosyalarda hedefleri ben olduğum gibi bu operasyonda da hedefleri benim ve cemaattir.
‘Operasyon Bir Üst Akıl Tarafından İdare Edilmektedir!’
Bir operasyon düzenleniyor bazı kimselerin eliyle. Onları da kullanıyorlar. Operasyonun asıl başındaki kişiler kendini göstermiyor. Bunları öne sürüyor. Bunları kullanıyor, tahrik ediyor. Sahte hesaplar açıyorlar. Bu hesaplardan bunlara küfrediyorlar. Onlar da iyice öfkelensin, bize saydırsınlar diye. Daha hesap yeni açılmış, dün açılmış, iki gün evvel açılmış. Bu hesaplardan saldırıyorlar. Bunlar bu işi bilmeyen insanlar değiller. Sen kimsin, demiyorlar. Güya o laflara kızmış oluyorlar ve her lafı söylemeye başlıyorlar. Biz tespit edebildiğimizi ilan ediyoruz. “Bu hesap bizden değildir.” diyoruz. Sonra o plan bozuluyor. O hesabın sahibi hemen o hesabı kapatıyor. Bunlar nedir? Bunları bir araya getirme çalışmaları, üst aklın çalışmalarıdır. Bir üst akıl var. Operasyon oradan idare edilmektedir. Tüm kardeşlerimi Bu operasyona karşı dikkatli olmaya davet ediyorum.
Bazı şubelerde uyuyan hücreleri uyandırıyorlar. Aynı anda Adana’sında Ankara’sında bilmem ta Manisa’sına varana kadar aynı anda, aynı söylemleri söyleyen insanlar türüyor. Bunların birbirinden haberleri yok, birbirlerini tanımazlar. Ama aynı anda düğmeye basıldığı belli. Ve her şehirde bir iki kişi -uyuyan hücreler bunlar-bunlar uyandırılıyor. Bir üst akıl olmadan bunlar mümkün müdür? Aynı söylemlerle cemaati karalama kampanyaları başlatıyorlar. Bu nedir? Bunu kimler yapar? Bunlar neden yıllardan beri böyle bir şey söylemiyorlardı? Çünkü üst akıl başka çare bulamadı. Bir de bu yolu deniyorlar şu anda. Dışarıdan baskı yapınca kenetlenme daha da artıyor. İçerden patlatalım, o zaman belki dağılırlar diye ümit ediyorlar.
‘Faili Mecnun Cinayetler Dönemi Başladı!’
Fitneciler 6-7 defadır her birinin de 6-7 saat, toplamda 38 saat… Açtıkları sohbet odalarında bizi yerden yere vurdular, vurdular, vurdular ve bizi hedef gösterdiler. Manisa’dan birisi beni ve eşimi ölümle tehdit etti. Manisa’daki arkadaşların dediğine göre bu kişi daha evvel de oradaki arkadaşlara birtakım iftiralar atmış, kâğıt bastırmış. Oradaki arkadaşlarımızın aleyhinde onlara bir sürü iğrenç iftiralarla kimse gitmesin gelmesin diye bunu yapmış ve o da şikayetçi olmuş. Mahkeme olmuş, adli tıptan deli raporu almış ve kurtulmuş. Şimdi bu kişi, şu anda beni ve eşimi tehdit ediyor. Sohbet odasının hedef göstermeleri sonucunda bu kişi iyice tahrik edilmiş ve bu hale getirilmiş. Eğer sohbet odasını dinlediyse bundan sohbet odasını açan ve oraya katılanlar ve sürekli aleyhimize propaganda yapanlar mesuldürler.
Bana ya da eşime ya da aileme bir şey olacak olursa bunlar mesuldürler. Yok eğer hiç onlara katılmamış, dinlememişse zaten kendisi öyleyse o zaman sorumlu tutmam. Ama bunlar 15 gündür, 7/24 bizimle uğraşıyor, sohbet odasında. İki aydır da habire tweet, tweet… Ondan sonra bu adam bu lafları söylüyor. Bunların tahrikiyle olmuş olması ihtimali büyüktür. Neden? 2 ay evvel böyle söylemedi de bugün böyle konuştu bu adam? Ve yeni nesil suikastların nasıl yapılacağı ortaya çıktı. Şimdiye kadar faili meçhuller vardı. 90’lı yıllarda faili meçhuller vardı, derin devletin yaptığı cinayetler bulunmaz. Hep faili meçhul olarak kalır. Çünkü yapan zaten devletin içindeki yetkililer, istihbaratın içindeki bazı kimseler. O yüzden bunların yaptığı bulunmaz ve bu cinayetler hep faili meçhul olarak kalır. Şimdiye kadar ki bu karanlık cinayetler faili meçhul idi. Şu anda görünen o ki “faili mecnun” cinayetler dönemini başlatıyorlar.“
Mustafa Kasadar Hoca’nın oğlunu yarı mecnun bir adama öldürttüler. Eroinman falan gibi gösterip, öyle olan onu tahrik ederek onu hazırlayarak bu işe çocuğu öldürüyor, götürüyor, parçalıyor buzluğa koyuyor. Sonra da babasından fidye istiyor. Çocuğun öldüğünü söylemiyor. Fidye istiyor. Yakalandı. Orada öyle bir uyuşturucu müptelası yarı akıllı bir adamı kullandılar. Mustafa Hoca’nın ciğerini yaktılar.
Aynı şekilde Adana’da HÜDAPAR’ a yapılan saldırı. 72 yaşında bir adam. Güya diyor ki içimden geldi… Onlara da gidip gelen birisiymiş. Kurbanda falan kurban veren, et veren birisi vesaire. Kendi ifadesine göre yani onların içinde onlara gidip gelen, orayı bilen biri, tanıyan birisi. Böyle bir adamı bir müddet gönderiyorlar. Ondan sonra ona bu işleri yaptırıyorlar. Bu kişi diyor ki ifadesinde: “İçimden bir ses bana dedi ki ‘git bunları öldür.’ Ben de gittim öldürdüm.” diyor. Görüntü nasıl? Deli görüntüsü. Acaba deli mi gerçekten? Suçu günahı olmayan bir insanı orada katletti vahşice. Allah rahmet eylesin. Yani şimdi bu dönem başladı. Şimdi de bu beni, karımı, çocuklarımı tehdit ediyor. Deli raporu var. “Ceza ehliyeti yoktur.” diye rapor almış. Herhalde derin devletin şimdiki yeni projesi; faili meçhuller değil, faili mecnunlar. Fail belli, yakalanıyor, hapse atılıyor ama zaten deli ya da deli raporu veriliyor. Adli tıp zaten onların emri altında. Adli tıbba derin devletten talimat gelecek de rapor vermeyecek. Görürüm ben onları. Belki de deli de değil ama adli tıptan raporunu alır. Yatacağı iki aydır, ondan sonra çıkar. Şimdiki yeni proje herhalde faili meçhuller değil, faili mecnunlar projesi.
.