Alparslan Hoca: Adana Emniyetinde Günlerce İşkence Gören Kardeşlerimizin Dosyası Tamamen Boştur!

Adana Emniyetinde çeşitli işkencelere maruz kalan 3 Furkan Gönüllüsünün çıkarıldıkları mahkeme sonrası serbest kalmalarının ardından İnönü Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasında konuşan Alparslan Hoca, ülkedeki adalet anlayışına yönelik çarpıcı eleştirilerde bulundu.
Eklenme Tarihi: 15 Eyl 2021
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca: Adana Emniyetinde Günlerce İşkence Gören Kardeşlerimizin Dosyası Tamamen Boştur!

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Adana Emniyetinde çeşitli onur kırıcı işkencelere maruz kalan 3 Furkan Gönüllüsünün 14 Eylül Salı günü çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılmalarının ardından açıklamada bulundu. İnönü Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasında konuşan Alparslan Hoca, ülkedeki adalet anlayışını eleştirerek şu ifadeleri kaydetti:

‘Hedefleri Furkan Hareketi!’

Bildiğiniz gibi cuma gününden itibaren 3 kardeşimiz zulüm altındaydı. Birisi cuma günü saat ondan itibaren diğerleri de cuma namazından sonra gözaltına alındılar. Cumartesi günü işkenceye başlanıldı. Saatlerce işkenceye uğradılar. Kardeşlerimiz bütün bu zulme işkenceye nasıl dayandılar? Çünkü kendilerinin doğruluğundan ve yanlış bir yolda olmadıklarından emindirler.

Bu kardeşlerimize Furkan hareketinin ve benim aleyhimde ifade vermesini sağlamaya çalıştılar fakat onlar Furkan erlerini başkalarına benzettiler. Furkan erleri, hakikaten Furkan’dan olanlar kardeşlerini satmazlar, kardeşlerine ihanet etmezler ve diğerleri de kardeşlerini yalnız bırakmazlar.

‘Sen Hakim Misin, Cellat Mısın?’

Bütün insanlar suçu ispat edilene kadar masum kabul edilir. Bu, İslam’dan aldıkları bir esastır. Bu, İslam’ın koyduğu bir kuraldır ve bütün dünya hukuku, İslam’dan bunu almıştır. Osmanlı’daki mecellede, “Beraati zimme esastır.” denilir. Mecelle-i ahkam-ı adliye bunu bu şekilde formüle etmiştir. Beraati zimme esastır yani bir insanın suçu ispat edilene kadar o kişi masum kabul edilir. Adana emniyetinin bu zulmü yapan polisleri neyi biliyorlardı da bu zulmü yaptılar? Sen polis misin, savcı mısın, hakim misin, cellat mısın?

Allah, Allah olduğu halde, herkesin kalbinden geçeni bildiği halde insanı, şeytanı, kainatı yaratmadan evvel herkesin ne söyleyeceğini ne yapacağını, şeytanın da kalbindekini bildiği halde şeytan Hazreti Adem’e secde etmediğinde: “Neden secde etmedin?” diye sordu. Hâlbuki Allah onun neden secde etmediğini zaten çok iyi biliyordu. Bize şu mesajı vermek istiyordu: Yargısız infaz yok. Konuşturacaksınız. Mahkeme olacak, mahkemede şüpheliler ve sanıklar konuşturulacak. Konuşturmadan ceza kesilmeyecek, yargısız infaz yapılmayacak.

Allah Azze ve Celle tüm insanlara şu mesajı verdi: Ben Allah’ım. Allah olduğum halde herkesin kalbindekini bildiğim halde “Kim nerede ne yaptı?” Her şeyi bildiğim halde ben bile yine de şeytanı bile konuşturuyorum. Siz kim oluyorsunuz da, bir polis kim oluyor da konuşturmadan işkenceye başlıyor?

Senin vazifen suçluyu yakalarsın, götürüp savcıya teslim edersin. Belgeleri sunarsın. Savcı belgelere göre bakar. Gerekirse hâkime sevk eder. Hâkim de bakar suç varsa onu cezalandırır, tutuklayabilir. Bu, hâkimin görevidir. İşkence görevi zaten hâkimde, savcıda bile yok ama polis bu şekilde davranıyor. İstediği insana işkenceyi yapıyor.

Bütün polislere de şunu hatırlatmak istiyorum. Bugün gençsiniz. Meslek yapıyorsunuz ve belki de bir makamınız varsa kendinizi bir şey zannediyorsunuz. Allah’ın mahkemesinde bir hiçsiniz. Bu kardeşlerimize işkence yapan o siyah gözlüklüler ve onlara yardım eden polis memurları değil sadece onların müdürleri de, müdürlerinin müdürleri de, İçişleri Bakanı da, Cumhurbaşkanı da Allah'ın mahkemesinde herhangi bir insandan farklı olmayacak.

Benim bütün insan evladı polislere tavsiyem şudur: “Bugünler gelir geçer. Yarın emekli olursun ve yaptıklarından utanırsın. Bugünler gelir geçer o zulmü emreden amirlerin kıyamet gününde seni savunmaz, ya rabbi ben buna emrettim o da benim emrini yerine getirdi, demez. Vallahi demez, billahi demez ve seni suçlar!

‘Sulh Ceza Hakimlikleri Tırpanlama Yeridir!’

Hiçbir belge olmadığının delili bu ülkede bir insanın sulh ceza hakimliğinden serbest bırakılması az olan bir olaydır. Sulh ceza hakimlikleri adeta tırpanlama yeridir. Sulh ceza hakimlikleri birçok insanı tutuklar. Suçu olsun olmasın birçok insan sulh cezalarda tutuklanır. Ve bu kardeşlerimiz dosya boş olduğu için böyle bir ülkede bile serbest bırakıldılar. Hiçbir delil olmadığı halde bir sürü insanın tutuklandığı, adaletin olmadığı, savcıların, hakimlerin emir ile hareket bu ülkede, bu kardeşlerimiz serbest bırakıldılarsa böyle bir ülkede serbest kaldılarsa bunun manası, dosyanın tamamen boş olduğudur.

‘İşkenceci Polisler Kazancınız Haramdır!’

Peki, bu işkenceci alçaklar neye dayanaraktan bu zulmü yaptılar? Bütün belgeleri, savcının ve hâkimin önüne koydular. Sonunda da serbest bırakıldılar. Demek ki bir şey yok. Peki, bunlar neye dayanarak bu zulmü yaptılar. Şimdi gidip evlerinde nasıl uyuyacaklar? Bu alçakların karıları, çocukları bunların getirdiği ekmeği nasıl yiyecek? İşkenceci polisler kazancınız haramdır. Böylelerinin ekmeğini yemeyin, çayını içmeyin. Bunların kazancı haram, yediği içtiği haram! Hiçbir şey bilmeden bir yerden gelen bir talimat ile insanlara işkence yapanların kazancı haramdır.

Allah’a şükürler olsun bu mücadeleyi Rabbimizin yardımıyla sizlerin desteği ile kazandık. Üç gündür Adana Emniyeti’nin önünde yattık, kalktık. 24 saat orada kimi asfaltın üzerinde yattı. Kimi bir araba bulabildiyse arabada yattı. İçecek bir damla su bulduysa onu içti ve bu şekilde bu mücadele devam etti. Furkan hareketinin misyonlarından birisi de budur. Furkan hareketi tüm Türkiye’ye ve dünyaya örnek olacak bir mücadele sergilemiştir ve sergilemek zorundadır.”