Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca kendisine yöneltilen; “Laik sistem sayesinde istediğiniz her şeyi özgürce konuştuğunuz halde neden sistemden razı değilsiniz?” sorusunu:
Laikliğin, demokrasi ve özgürlükle bir alakası yoktur, bu kavramları birbirine karıştırmayın. Ben laik sistem sayesinde özgürce konuşmuyorum. Ben konuştuğum için cezaevinde yattım. Laikliğin, özgürlükle bir alakası yoktur. Ben Kur'an sayesinde özgürce konuşuyorum, Yoksa bu memlekette kimse korkusundan konuşamıyor” ifadeleriyle yanıtladı.
“Bugün özgürce konuşan, her şeyi göze aldığı için özgürce konuşuyor. Her şeyi göze almayan, bu ülkede konuşamaz. Laik düzeniniz işte bu!” diyen Alparslan Hoca, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
‘Basın açıklaması yaptığımız için 80 tane mahkeme açtılar, özgürce mi konuşuyoruz?’
“Laiklik var, diye özgürce konuşmuyoruz. Her şeyi göze aldığımız için konuşuyoruz. Ve konuştuğumuz için de bir sürü belalarla karşılaşıyoruz. Bu soruyu soran herhalde ne hapse girdiğimizi biliyor, ne her gün mahkemelerde süründüğümüzü biliyor.
Daha dün mahkeme vardı, bugün de mahkeme vardı. Haftaya da var, öbür haftaya da var, öbür haftaya da var, öbür haftaya da var… Her hafta mahkememiz var. Özgürce konuşuyormuş. Özgürce mi konuşuyoruz? Basın açıklamasına 80 mahkeme açtılar. Hepsinin de hemen hemen tamamı, basın açıklaması ile ilgili. 55’inden, beraat ettik. Gerisi devam ediyor. Özgürce konuşuluyormuş.
Özgürce konuşuyormuş. Özgürce konuşuyorsam, Allah'a güvendiğim için özgürce konuşuyorum. Her şeyi göze aldığım için özgürce konuşuyorum yoksa devlet müsaade ettiği için değil. Aslında devlet konuşmamı istemiyor. Artık bende dinlemiyorum. Bunun laiklikle bir alakası yok. Buna dayanarak laik sistem iyidir, denilemez!
Bu soruyu soran kişi, şöyle bir baksın, kaç kişi laikliği eleştirebiliyor? Bu ülkede kaç kişi doğruları konuşabiliyor? Bu ülkede doğruları konuşmak için her şeyi göze almak lazım ve sanki bize bir ihsanda bulunmuşlar, konuşmamıza karışmıyorlarmış… Karışmıyorlar mı?
‘Cezaevinden Çıktığımdan Beri Takip Ediliyorum!’
Her gün takibat altındayız. Bugüne kadar ki bütün zulümlerinin hangi birini anlatayım? 24 saat takip altındayım, gelin evimin kapısında durun, polis kapıda bekliyor. Şu anda aşağıda polis bekliyor. Plakasını bile söyleyebilirim. Bizim araba hareket edince o da arkamdan hareket ediyor.
21 aydır, her gün arkamda polis arabaları, özgürce konuşuyormuşum! Doğru, Kur’an sayesinde, Allah’ın sayesinde özgürce konuşabiliyorum. Allaha tevekkül etmişim, Allah’a güvenmişim, ‘Allah’ın dediği olur nasılsa kimsenin dediği olmaz’ ona iman etmişim, bir ecele iman etmişim, bu sayede konuşuyorum, yoksa sizin düzeniniz çok özgürlük verdiği için değil!
Annemin mezarına gidiyorum, polis arkamdan mezara kadar geliyor. Annemin mezarına kadar geliyor. Bayramda büyüklerimin ziyaretine gidiyorum, polis bayramda bile benle beraber ailemin yanına kadar, kapısına kadar geliyor. Çocuklarımla bir yere gidemeyecek miyim? Utanmıyor musunuz? Ben karımla kızımla bir yere gidemeyecek miyim? Utanmıyor musunuz? 21 aydır, beni 24 saat takip ediyorsunuz. Ben hapisteyken karımı aynı şekilde takip ediyorlardı.
‘Bu ülkede mahkemeyi göze almadan bir kelime konuşamazsın!’
Bu ülkede her ne söylersen riski göze alarak söyleyebilirsin. Mahkemeyi göze almadan bir kelime konuşamazsınız bu ülkede! Benim kaç tane mahkemem var, bu soruyu soran biliyor mu? Özgürce konuşuyormuşum, özgürce konuşmuyorum. Baskılara rağmen konuşuyorum ve siz bana ihsanda bulunmuyorsunuz, Ey laikler!
Ben, bu vatanın evladıyım. Bu vatan, benim vatanım. Vatanımda bana yabancı muamelesi yapamazsınız. Bana iyilik yapıyor, değilsiniz. Ben hakkımı kullanıyorum. Ben, Rabbimin dünyasında yaşıyorum. Atalarımın vatanında yaşıyorum. Bana iyilikte yapıyor gibi ihsanda bulunuyor gibi davranamazsınız. Bana verdiğiniz özgürlükle övünmeyin, yaptığınız baskıdan utanın! Bu laik ülkede özgürlük varsa o zaman neden insanların ödü kopuyor, neden kimse konuşamıyor?
