Alparslan Kuytul Hoca Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan gerginlikler hakkında görüşlerini aktardı. Üniversite'nin kapısına vurulan kelepçe hakkında yorum yapan Alparslan Kuytul Hoca Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyum için neler söyledi? Türkiye'nin tamamen diktatörlüğe götürüldüğünü belirten Alparslan Kuytul Hoca Boğaziçi Üniversitesi'ne binaen yaptığı açıklama, Furkan Haber'de.
'Boğaziçi’ni Kapatamayınca Rektör Atadılar!'
Alparslan Hoca, Furkan TV kanalının internet üzerinden yayınlanan “Gündeme İslami Bakış” adlı programında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Alparslan Kuytul Hoca Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör Melih Bulu hakkında görüşlerini söyleyen Alparslan Hoca: “Türkiye Ortadoğu ülkesi yapılmak isteniyor, diktatörlüğe götürülmek isteniyoruz” ifadelerini aktararak şu ifadeleri kullandı:
"17-25 Aralık 2013 operasyonundan sonra devlet refleksi bu gibi şeyleri yapmaya başladı, devlet artık özgürlükleri kısıtlamaya karar verdi. Türkiye'yi ortadoğu ülkesi yapılmaya karar verildi. Diktatörlüğe karar verildi. 6-7 yıldan beri yapılanların hepsi kademe kademe ilerlemektedir ve gitgide daha özgürlükler ksıtlanmaktadır. Bugüne kadar ben bunu defalarca anlattım. ‘Türkiye dikdatörlüğe götürülüyor’ diye kaç defa söyledim. Hiçbirini duymak istemiyor insanlar, anlamak istemiyorlar.
Sadece üniversiteye mi kayyum atanıyor? Vakıflara da kayyum atandı, binlerce vakıf dernek kapatıldı. HDP'li belediyeler görevden alındı, hepsi seçilmiş insanlardı alındı. Hepsine ‘terörist’ damgası vurmak kolay, devletin elinde bu güç var, istediğine damgayı vuruyor, hapse atıyor hapse atıyor. Belki hayatında bir tane taş atmamış insanlara ‘terörist’ dediler, hapse attılar, onların belediyelerine kayyum atadılar. Toplum bütün bunlara sessiz! Bir şey söylemiyor. Devlet de kendini savunuyor. Tüm televizyon ellerinde, tüm imkanlar ellerinde, ‘şu teröristti o yüzden ona şöyle yaptık, şöyleydi o yüzden böyle yaptık’ diyerek sürekli kendini savunuyor millet de; ‘demek ki öyleymiş’ falan diyor. Halbuki öyle bir şey yok! icabında bazıları da teröre bulaşmış olabilir. Ama bunu bahane ederek istediğini hapse atıyor, istediğine kayyum atıyor.
Daha evvel Şehir üniversitesi tamamen kapatıldı. Ahmet Davutoğlu'nun kurucularından olduğu daha evvel beraber oldukları kişilerle ayrılınca düşman oldular, ‘Ya bana boyun eğeceksin, ya senin üniversiteni kapatırım’ Tavır buydu! O da boyun eğmeyince kapattılar, herkes boyun eğecek değil. Boğaziçi daha tanınmış büyük bir üniversite olunca kapatamadılar, bu sefer rektör atadılar.
Yanlış bilmiyorsam daha evvel atanan rektör de kayyum olarak atandı aslında. Seçimle değildi, yani yüksek oy almış olan profesör rektör yapılmamıştı. Bu hoca rektör yapılmıştı. Cumhurbaşkanı tarafından rektör atanmıştı yine, şimdi heralde kendi atamış olduğu kişiyi de beğenmedi Cumhurbaşkanı, onun yerine Melih Ulu'yu atadı. Demek ki o rektörden randıman alamamışlar. Demek ki hakkıyla kazanmayanlar iyi çalışmıyorlar.
‘Cumhurbaşkanı Anayasal Hakkını Kullandı, Diyorlar! O Zaman Senin Anayasan Yanlış!'
Eğer seçimin sonucunda birinci gelen kişi atanmayacaksa seçimin manası nedir? Diğelim ki; Türkiye'de yapılan genel seçim, bu seçimin sonucunda birinci gelen parti hükümet olamayacaksa, Cumhurbaşkanı olamayacaksa, o zaman bu seçimin manası nedir? Eğer üniversitede birinci gelen, seçimde birinci gelen hoca, rektör olamayacaksa seçimin manası nedir? Eğer bu şekilde yapmak doğru geliyorsa o zaman Cumhurbaşkanı geçen ki seçimlerde birinci geldi, Cumhurbaşkanı olmasaydı o zaman! Birinci gelenin o makama getirilmemesi mümkünse, o zaman Cumhurbaşkanının da cumhurbaşkanlığı makamına gelmemesi gerekiyor. İkincilerin, üçüncülerin gelmesi ya da dışardan birilerinin gelmesi mümkün olmalıydı. O zaman bunun neresi demokrasi? Bunu kendileri için kabul ederler mi? Mesela biz birinci partiyiz ama bir güç başkasına bu makamı vermek istiyor, 'Biz buna razıyız' derler miydi? Demezlerdi! Bu da öyle bir şey.
Seçim yapılıyorsa birinci gelen kişinin hakkı olması lazım. Yoksa seçim yapmayın o zaman, anayasayı değiştirin. 'Rektörler tamamen Cumhurbaşkanı tarafından atanır' deyin olsun bitsin! Tamamen dikdatör bir ülke görüntüsü sergileyin tüm dünyaya, gerçekler ortaya çıksın, olsun bitsin. Bir kere ilk üçe girenlerden birini Cumhurbaşkanı'nın seçmesi icap ediyor, birinciyi değil. Mesela %90 oy almış diyelim birinci olan aday, ikinci de diyelim ki %6 oy almış, üçüncü de %3-4 almış... Yani şimdi %3 alana verebiliyor saçmalığa bakın! %90 alana vermeme hakkı var Cumhurbaşkanı'nın, onu atamama hakkı var. %3 olana, %2 alana yani sisteme göre konuşuyorum. Teorik olarak da %1 alsa bile onu rektör yapabiliyor. Böyle bir nizam olabilir mi? O zaman seçimin manası ne? %90 alanı yapmaya biliyor, %1 alanı yapabiliyor. Şimdi bunu savunmak mümkün müdür? Bu olayda diyorlar ki; 'efendim Cumhurbaşkanı yasal yetkisini kullandı.' O zaman senin yasan yanlış! 'Anayasal yetkisini kullandı.' O zaman anayasan yanlış! Anayasayı yapan da, sensin, babayasayı yapan da sensin, kanunu çıkaran da sensin! İstediğin gibi çıkarmışsın, güç elinizde, meyda elinizde, her şey elinizde! İstediğiniz gibi anayasayı da değiştirdiniz, kanunları da değiştirdiniz. Bunun düzelmesi lazım! Türkiye gitgide seçimin olmadığı bir ülkeye olma yolunda ilerliyor."