“Esra Erdoğan’a Yapılanlar Kasıtlıydı”
Cumhurbaşkanı’na sosyal medya üzerinden program yaptıranların böyle bir tepkiyle karşılaşılacağını bilmesine rağmen yine de Erdoğan’a o programı yaptırarak kendisinin bu şekilde tuzağa düşürüldüğünü ifade eden Alparslan Hoca: “Üniversiteye hazırlanan bütün gençler, sınavların ertelenmesinden rahatsızdı. Cumhurbaşkanı gençleri kazanırım düşüncesiyle bu programı kabul etti ancak onu bu programa sevk edenler bu tepkilerin geleceğini biliyordu. Kanaatimce tuzağa düşürdüler” ifadelerini kullandı.
Esra Erdoğan’a yapılan hakaretler üzerine: “Cumhurbaşkanının kızına yapılan terbiyesizlik, elbette bir alçaklıktır. Ama bu ülkede bir tek onun kızına bu terbiyesizlik yapılmadı. Bizim de namusumuza varana kadar şerefsizlik yaptılar. Demirtaş’ın karısına da yaptılar, başkalarına da yaptılar. O zaman neden böyle önlemler alınmadı? Bana öyle geliyor ki bir güç, Cumhurbaşkanının bu kararı almasını sağlamak için o terbiyesizliği, bir alçağa kasten yaptırdılar” dedi.
“6 Yıldır Bu Ülkede Diktatörlük Kurmak İsteyen Güçler Olduğunu Söylüyorum!”
Sosyal medya’ya getirilmek istenen kısıtlama için “Milli diktatörlük kurulmalı” diyen Vatan Partisi Genel Başkanı’nın diktatörlüğü pervasızca istemesine üzerine, “Demek ki bayağıca güçlenmiş, açık açık konuşabiliyor” sözlerini kaydeden Alparslan Hoca: “Diktatörlük istemek alçaklıktır, insanların hakkını yemektir. Kimsenin hakkını savunmasına izin vermemektir. İstediği gibi herkesi ezmek ve susturmaktır. Başına ‘milli’ kelimesi getirince güzel bir şey mi oluyor? Ben 6 yıldan beri Türkiye’yi diktatörlüğe götürüyorlar, diyorum. Bakın Türkiye 6 yıl önce ki ülke mi? 2012-2013 yıllarında bu kadar baskı var mıydı? dedi.
"Olağanüstü Hal Kanunlarıyla Yönetiliyoruz"
Dikta yönetiminin her geçen yıl arttığını ifade eden Alparslan Hoca, olağanüstü hal kanunlarının normalleştirildiğini belirterek şu cümleleri kurdu: “6 yıl evvel beni anlamayanlar, ‘ya öyle şey mi olur’ diyenler, söylesinler bakalım, Türkiye 6 sene önceki Türkiye mi, 7 sene önceki Türkiye mi? 2012-2013 böyle miydi? Bu kadar baskı var mıydı? Herkes bu kadar susturuluyor muydu? Bu kadar ağır kanunlar var mıydı? Olağanüstü hâl kanunlarını normal kanuna çevirdiler. Şu anda olağanüstü hâl ile idare ediliyoruz. Valiler acayip derecede yetkilendirildi. Valiye de bir yerden talimat geliyor. Onun da elinde bir şey yok. ‘Vali kararı’ diyerek, onu öne sürüyorlar ama aslında başkaları karar veriyor. Sen asıl adamları ve perde arkasından talimat veren siyah gözlüklüleri görmeyesin, valiye kızasın diye ‘Vali’nin kararı’ diyorlar. Böyle bir ülke meydana getirildi. Valiler, her gün her şeyi yasaklıyor.
Mesela dün 4 tane mahkeme vardı. 5-10 gün içinde birden çok mahkeme var. Bugün de vardı. Mahkemeler böyle çok olunca valilik hemen karar alıyor. 15 gün boyunca pandemi, virüs bahaneleriyle toplantı yasağı getiriyorlar. ‘Nasıl olsa 15 gün sonra adli tatil başlıyor, o zamana kadar bu Furkancılar basın açıklaması yapmasınlar’ diye düşünüyorlar. O zaman sen de bu kadar mahkeme açma! Sen mahkeme açarsan ben de basın açıklaması yapmaya devam ederim.”
“Aktroller’in Yaptığı Terbiyesizliği Kimse Yapmadı!”
Soyal medyada yapılan hakaretler sonrası getirilmek istenen yasaklar üzerine, ‘Aktrol’ olarak adlandırılan maaşlı trollerin insanlara yaptığı saygısızlıklara herhangi bir yaptırım uygulanmadığını vurgulayan Alparslan Hoca: “Kadın erkek fark etmez. Hiç kimsenin namusuna dil uzatılamaz. Bu şerefsizliktir. İnternette nice küfürler var, arkadaşlar bana soruyorlar, ‘hakaret edenler var, bu mahkemeleri kazanmamamız mümkün değil. Bunları mahkemeye verelim mi?’ diye ben, zaten bir sürü işim var. Bir de mahkemelerle uğraşmamak için mahkemeye vermiyorum. Allah'a havale ediyorum. Ama şimdi cumhurbaşkanının kızıyla ilgili olunca; hemen sosyal medya iptal olsun, Twitter iptal olsun, yasaklamalar gelsin. Şimdiye kadar ak trollerin demediği laf, hakaret etmediği insan kalmadı. O zaman neden bugüne kadar bir tedbir almadınız? Bence cumhurbaşkanının bu kararı vermesini sağlamak isteyen güçler, kızına bu terbiyesizliği yaptırdılar. “Gider 3-5 ay yatarsın bir şey olmaz” dediler. Kim bilir ona, ne kadar da para teklif etmişlerdir. Şimdi orada paşa paşa yatıp alacağı paraları düşünüyordur” dedi.
“Sürekli bir şeyler bahane edilerek, baskı imparatorluğu kuruluyor”
Çeşitli bahanelerle insanları tahakküm altına almak isteyen bir yapı olduğunu söyleyen Alparslan Hoca: “15 Temmuz deniliyor, diktatörlük kuruluyor, virüs deniliyor yine diktatörlük kuruluyor, camiler bile yasaklanıyor. Şimdi ne değişti? Mesela virüs bitti mi? Bugün Cuma namazına gittik, kıldık da 4 ay evvel niye gidemedik? Yine mesafeli dursaydık. Virüs bahane edilerek baskı kuruluyor ve herkes itaate alıştırılıyor. ‘Virüs’ deniliyor sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Şimdi de birisi terbiyesizlik yaptı, deniyor ‘Twitter’ın kökünü kurutalım, YouTube kaldıralım’ deniliyor. Bir şey yapılacaksa, insanlar susturulacaksa sürekli bir olay bahane edilerek yapılıyor artık insanların bunu anlaması lazım” diyerek sözleri şu şekilde sürdürdü:
“Şimdi Cumhurbaşkanının kızına böyle bir terbiyesizlik nerden çıktı? Besbelli ki bu iş bir proje… Onun kökünü bulsunlar. Gerçekten ona bu talimatı kim verdi? Her şey ortaya çıkar. Bu kararın verilmesini isteyenler, YouTube’un Twitter’ın kapanmasını isteyenler, bu terbiyesizliği yaptılar ya da yaptırdılar. Ondan sonra bu kararın alınmasını sağlayacaklar ama ben bunun mümkün olacağını sanmıyorum. O zaman insanlar Avrupa üzerinden girecektir. Başka yollar bulunacaktır ve insanlar nefret etmeye başlayacaktır. “Yeter artık sizin yaptığınız” diyenler çoğalacaktır. Ve her gün daha da fazla oy kaybına uğrayacaklardır. Ben bununla bir yere varılacağını sanmıyorum.”
“Adaletli Ol, İnsanları Susturmak Zorunda Kalmazsın”
Alparslan Hoca, insanları baskı ile susturmaya çalışanlara şu sözleri öğütledi: “Daima özgürlükleri kısıtlayanların oyları azalır. Özgürlük vaat edenlerin oyları çoğalır. Bu böyle davrandığı müddetçe oyları azalacaktır. Muhaliflerin oyları çoğalacaktır. İnsanlar ‘artık yeter bu diktatörlük’ demeye başlayacaklardır. Bu çözüm değildir. Adaletli olsunlar, insanlar o zaman çok konuşmaz. Herkesi susturmak zorunda kalmazlar. Herkesi susturmak mı zor, adaletli olmak mı zor? Herkesi susturmak daha zor bir şey? Adalet hem doğrudur hem de daha kolaydır. Adaletli ol, insanları susturmak zorunda kalmazsın.”
