Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Nato Zirvesi sonrası 1915 olaylarına ilişkin; “Hamd olsun hiç gündeme gelmedi” ifadesini değerlendiren Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca şu cümleleri kaydetti:
‘Bir devletin başkanı ancak bu kadar mağlup olabilir!’
Sanıyorum kafasının karışıklığından soruyu anlamamış herhalde. Çünkü bunu gündeme getirmesi gereken Türkiye devletidir, Amerikan devleti değil. 1915'te Ermeni soykırımı yaptığımızı iddia eden Ermeniler ve Amerika… Dolayısıyla biz de bunu yapmadığımızı söylüyorsak burada gündeme getirmesi gereken biziz...
Amerikan devleti, Ermenilerin baskısıyla yıllardan beri bu konuyu ara ara gündeme getirir ve sonra geri kapatır. Yıllardan beri bu mesele Demokles’in kılıcı gibi Türkiye'nin başında tutulur ve “Bak, kabul ederiz ha! Ermeni soykırım iddiasını kabul ederiz.” denilirdi ama bu tasarı parlamentolarından geçmezdi. Sadece Türkiye bununla korkutulurdu. ‘Büyük afet’ gibi birtakım kelimelerle ifade ederlerdi, ilk defa Başkan Biden zamanında kabul edildi ve Amerikan devleti resmi olarak bunu tanımış oldu.
Şimdi, burada tepki göstermesi gereken kim? Türkiye. ‘Nasıl bunu yaparsanız, bunu nasıl söylersiniz’ demesi gereken Türkiye'dir, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. ‘Hamdolsun, bu konu hiç gündeme gelmedi’ diyor. Soruyu mu anlamamış, ben anlayamadım.
Bu durum şunu gösteriyor: Türkiye artık buna bile razı… Yani, ‘Amerikan parlamentosunda gündeme geldiyse geldi, ne yapalım? Hiç olmazsa yüzüme karşı söylemedi. Bu da güzel bir şey…’ diyecek hale gelmişiz. Tamamen bir mağlubiyet ve rezalet var ortada. Gündeme getirilmemesi bir başarı gibi ya da hamd edilmesi gereken bir mesele gibi… O hale gelmişiz, o kadar kötü durumdayız!
Bu konu gündeme gelecek olsa demek ki, zor durumda kalacak ve cevap vermek bir tarafa, herhalde boynunu bükecek. ‘Çok şükür, gündeme gelmedi; ben de boynumu bükmek zorunda kalmadım’ demiş oluyor. Bunun manası ya bu, ya da soruyu anlamamış.
‘Bir devlet başkanının milletini rezil etme hakkı olamaz!’
Bir devlet başkanının kendi milletini rezil etme hakkı olamaz. Sen Türkiye'yi temsil ediyorsun, böyle konuşamazsın. Kendi namına konuşuyorsan konuş, millet namına konuştuğun zaman böyle konuşamazsın. Bu millet hiçbir zaman başka bir millete soykırım uygulamış bir millet değildir. Biz Müslümanız. Türk’üyle Kürt’üyle Arap’ıyla biz Müslümanız… Müslümanlar soykırım yapmazlar, bunu Hitler yapar, Mussolini yapar, bunu Avrupa'dan Amerika'ya giden o zamanın gangsterleri, kovboyları, oradaki Kızılderilileri öldürenler yapar. Milletimiz Müslüman’dır.
Her gördüğü Ermeni’yi öldürmek insanlık değildir, bu soykırım olur ve böyle bir şeyi bu millet yapmaz çünkü savaşmayan öldürülmez. Kadını, çocuğu öldürmek, yaşlıyı öldürmek, savaşmayanı öldürmek haramdır. Milletimiz de Müslümandır; helali haramı bilir, şimdikiler bilmiyor olabilir ama 100 sene evvelki Müslümanlar bunu bilen Müslümanlardı.
Erdoğan'ın orada tepki göstermesi gerekirdi ancak öyle bir korku var ki şu anda Türk devletinde ve Türk hükümetinde; Aman aman Biden'i kızdırmayalım, anlayışı var. Çünkü Biden başkan yardımcısı iken Türkiye'ye geldiğinde Erdoğan'la görüşmeden giden adam… Cumhurbaşkanı ile görüşmeyip muhalefet partileri ile görüşen, cumhurbaşkanını adam yerine koymayıp görüşmeyip giden adam ve seçimden evvel de başkan olmadan evvel de, ‘Erdoğan'ı devireceğim’ diyen adam… ‘Darbe ile değil ekonomik yaptırımlarla vesaire ile devireceğim’ diyen adamdı. Bunu bildiği için cumhurbaşkanı ve Türk devleti alttan alıyor, açıkça bu görünüyor.
Bu, bir devlet projesi… Amerikan devletinin böyle bir planı olmasa Biden öyle konuşmaz. Biden ve Amerikan derin devleti, şimdi laf olsun diye orada bir 45 dakika görüşme yapınca bu projeden vaz mı geçecek?
45 dakika görüşmek aslında saygısızlıktan başka bir şey değildir. Türkiye ile Amerika arasında bir sürü mesele var, 45 dakikada bunların başlıkları bile açılamaz. Ancak ne olabilir? Şu, şu meseleleri Dışişleri Bakanlarımız, Savunma Bakanlarımız, ilgili bakanlıklarımız ve onlardaki müsteşarlar, uzmanlar bir araya gelsinler, görüşsünler, denilebilir. Hepsi bu kadar, zaten bu baştan beri yapılıyor. Yani 45 dakikada bir şey konuşulamaz ancak başlıklar ortaya konur.
‘Hangi mesele halloldu?’
Dolayısıyla 45 dakikada hiçbir meselenin konuşulamamış olduğu belli, zaten yaptığı açıklamadan belli. S-400 konusunda görüşümüzü tekrar ettim, diyor ama o ne dedi söylemiyor. F- 35'ler konusunda işte görüşümüzü söyledik ama o ne dedi? Zaten sen bu görüşünü yüz defa söyledin, onlar da bunu biliyor.
Bu, Türkiye'nin çok kötü duruma düşürüldüğünün belgesidir. Yani 1915 olayları çok şükür ki gündeme gelmedi demek; Türkiye çok kötü durumda, çok zor durumda artık konuşamıyor, demek…1915'te Ermenilere soykırım yapıldığı iddiası kabul edildi ve siz bunu reddedemediniz, bunu yüzüne karşı söyleyemediniz, ‘Nasıl bunu yaparsınız?’ diyemediniz ve ‘Çok şükür ki bu konu gündeme gelmedi’ diyorlar. Gündeme getirmesi gereken sendin!
‘Devleti Kimler İdare Ediyor?’
Bu durum aynı Binali Yıldırım bir ara bir gaf yapmıştı, Çanakkale köprüsü açıldığında… ‘Bakın’ dedi, ‘Ne diyorlardı? Çanakkale geçilmez, diyorlardı; bak nasıl geçtik!’ Sözüne benziyor. Çanakkale geçilmez diyen biziz, biz! O makama layık olmayan başbakan! Başbakanlığa layık olmayan başbakan! O sözü biz söylemişiz biz, atalarımız söylemiş. ‘Çanakkale geçilmez’ demişiz. Onu bile bilmiyor başbakan olmuş, köprü yaptık, bak nasıl geçtik, diyor. Devleti kimler idare ediyor?”