Alparslan Hoca: “Davutoğlu bunları söylemek için çok geç kaldı!”

Alparslan Hoca, Ahmet Davutoğlu’nun Karar Tv’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında söylediklerini değerlendirdi. “Erdoğan şu an vesayet altında, 28 Şubat artıklarının vesayeti altında” diyen Davutoğlu’na yönelik; “Benim 2014'de söylediğimi o bugün 2021 yılında söylüyor ama bunlar çok geç kalınmış söylemler” ifadelerini kullandı.

Eklenme Tarihi: 26 Oca 2021
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca: “Davutoğlu bunları söylemek için çok geç kaldı!”

Alparslan Kuytul Hoca, Furkan Tv internet kanalından yayınlanan ‘Gündeme İslami Bakış’ adlı programda, eski başbakan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun 17 Ocak’ta Karar TV’de “Erdoğan şu an vesayet altında, 28 Şubat artıklarının vesayeti altında. Uyarıyorum, yakında Sayın Erdoğan da tasfiye edilecek.” İfadelerini değerlendirerek şunları aktardı:

‘Sayın Davutoğlu, Bunlar Çok Geç Kalınmış Söylemler’

“Söylediklerine elbette katılıyoruz ama bunlar çok geç kalınmış söylemler. Bunu aslında AK Parti'de siyaset yaparken söylemeliydi. Bunu Başbakanlığında söylemeliydi. Sayın Ahmet Davutoğlu bunlara tepki gösterme hususunda çok geç kalıyor. “Şimdi sırası değil” gibi düşünüyor, düşündü. Kendisi de parti içerisindeyken ve yetkiliyken kendince birtakım siyasetler izledi, “Şimdi sırası değil” dedi. Sonra partiden kovulunca, şu anda bunları konuşuyor. Tabi böyle olunca çok tesiri olmuyor.

Benim 2014'de söylediğimi o bugün 2021 yılında söylüyorsa bunu nasıl anlayacağız? Ben AK Parti içinde değildim, Başbakanlık da yapmadım. O içindeydi, yetkiliydi, Başbakanlık da yaptı. Benden çok daha fazlasını görmeliydi. Çok daha erken müdahale etmeliydi. Zaten Perinçek'in konuşmaları meydandaydı. Perinçek açık açık konuşuyor, saklamıyor ki. Normalde birisi bugün kalksa, “Hükümetlerini yıkacağız” dese, bu ne demek? Bu adam derhal hapse atılır mı atılmaz mı? ‘Darbeci’ denir mi denmez mi? “Darbe planları yapıyor, Türkiye Cumhuriyeti'ni, hükümetini devirmeye kalkışmaktan, planlar yapmaktan” deyip de hapis verirler mi, vermezler mi? Demeyenlere bile yapılıyor. Ben böyle bir kelime etmedim, etmem de iki sene hapis yattım. O bu sözü söylediği halde hiçbir şey olmadı. “Cumhurbaşkanı'nın yolsuzluğuna dair 38 tane dosya elimde” dediği halde hiçbir şey olmadı.

Ahmet Davutoğlu bütün bunları daha önce söylemeliydi, çok geç kaldı. Şimdi söylemesi de güzeldir ama millette şöyle anlayışlar oluşuyor: “Amerika'da başkan değişti. Trump gitti Biden geldi. Zaten Biden da Erdoğan düşmanı. Acaba ondan aldıkları destekle mi artık böyle konuşanlar çoğalıyor” gibi birtakım şüpheler var. Bu şüpheyle baktıkları için bu konuşmaların çok fazla bir puan getirdiğini zannetmiyorum. İnsanlar, “Şimdiye kadar neredeydiniz?” diyor. Ama söyledikleri doğru. Fakat bu doğruyu doğru zamanda söylemek gerekirdi. Yani Erdoğan güçlüyken bunları söylemek gerekiyordu. Zayıfladıktan sonra söyleyince, düşene bir yumruk vurmak gibi bir şey oluyor, bu siyaset değil.

‘Siyaset Haksızlar Güçlüyken Susmak Değildir!’

Siyaset, düşene vurmak değildir. Siyaset; haksızlar güçlüyken susmak, gücünü kaybedince konuşmak değildir. Haksızlar güçlüyken konuşmak; yiğitlik işte odur. Doğru siyaset de odur. Herkes anladıktan sonra konuşmanın ne manası var ki? Ülkeyi idare etmiş bir Başbakanın, partinin en önemli makamlarında bulunmuş bir insanın herkes anladıktan sonra mı konuşması gerekir, yoksa herkesten önce mi konuşması gerekir? Parti içinde olmayan bir hoca olarak ben, bunu yıllar evvel konuştuysam, onun benden de evvel konuşması gerekirdi. Ben 2014'de bunları söylemişim, Ahmet Davutoğlu 2021'de mi bunları söylüyor? Ben eski konuşmalarımı hatırlıyorum, benim buna benzer çok konuşmam var aslında. Keşke Ahmet Davutoğlu bunları daha önce söyleyebilseydi. Söylediklerinin hepsi doğrudur. Geç kalmış olsa da doğrudur.

‘Davul AK Parti'nin Sırtında, Tokmak Başkalarının Elinde!’

Gerçekten de AK Parti'yi vitrinde tutuyorlar. Davul AK Parti'nin sırtında, tokmak başkalarının elinde. Bunu yapmak zorundalar. AK Parti, halk tarafından sevilen bir partiydi. Halen de sevenleri çok. Bu Perinçek ekibi gibi marjinal gruplar, hatta MHP bile hiçbir zaman AK Parti'nin aldığı oyu alamadı alamaz da. AK Parti tek başına %48’e kadar çıkmıştı değil mi? Ahmet Davutoğlu'nun katıldığı ve kazandığı seçimdi. Bu kadar oyu MHP hiçbir zaman alamaz. Bırakın Vatan Partisi'ni, MHP de böyle bir oyu hayatında almamıştır, alamaz da…

O zaman ne yapıyorlar? Diyorlar ki, “Biz, kontrol eden parti olalım. Biz bu fikirlerle hiçbir zaman halktan yüksek oy alamayız zaten. AK Parti yüksek oyu alsın. İşin hamallığını o yapsın. Lağımla, barajla, havaalanıyla, ekonomiyle, dolarla, Euro’yla o boğuşsun. Tarımla sanayiyle o uğraşsın. Biz devlete yön verelim. O hamallığını yapsın. Fabrikanın müdürlüğünü yapsın, biz patron olalım.” Vitrinde onu göstermeleri gerekiyor. Böylece tüm hatalar AK Parti' ye mal oluyor. Küfredenler, Ak Parti' ye küfrediyor. Aslında onu bu işe zorlayanlar var. Beraber oldukları var. Ama onlar resmen hiçbir sorumluluk taşımıyorlar.

Her meselede AK Parti'nin dediği mi oluyor? Hayır. Erdoğan en son bu ‘af’ denilen olaydan önce dedi ki: “Devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir, şahıslara karşı işlenen suçları affedemez.” Bahçeli bunun tam tersini söylemişti: “Devlete karşı işlenen suçlar affedilmez, şahıslara karşı işlenen suçlar affedilir.” Sonunda kimin dediği oldu? Çıkan af kanunu kimin dediği şekilde çıktı? Bahçeli'nin dediği şekilde, MHP'nin istediği şekilde çıktı. Kimmiş gerçek iktidar? AK Parti değil. MHP ve Vatan Partisi.

Davul AK Parti'nin sırtında; yorulan, çalışan, uğraşan o. Herkesin küfrettiği veya desteklediği, sevdiği o. Ama esasında güç başkalarının elinde. Önce AK Parti'yle bunu yapıyorlar. AK Parti'yle çözüm sürecini bitirdiler. Hâlbuki Erdoğan'ın en büyük projesiydi. Erdoğan'ın bizzat eliyle çözüm sürecini bitirdiler. Sonra yine Erdoğan'ın eliyle cemaatlere büyük darbeler vurdular. Hep vitrinde o, sahnede o, kürsüde o. Yargı zulmü onun döneminde yapıldı.

Hâkimlere talimatlarla yüz binlerce insana zulüm yapıldı. Bütün bu günahların hepsi Erdoğan'a mal edildi. Hâlbuki ortakları var. Onlar hiç kendini göstermiyorlar. Bu şekilde çözüm sürecini ve cemaatlerin gelişmesini bitirdiler. Sıra AK Parti' ye geldi. Şu anda AK Parti oy kaybediyorsa, bu ortaklarından şüphe etmelidir. AK Parti'nin oy kaybetmesine sebep olanlar aslında onlardır. Şimdi sıra Ak Parti' ye geldi. AK Parti'nin oylarını azaltma çalışmaları yapanlar da yine onlar.

Herkes Biliyor ki, MHP’de AKP ile Birlikteydi’

Ekmeği niye askıya astılar? “Halk aç” mesajını vermek istediler. Bu kimin işine yarar? Kime zararlı, kime faydalı? AK Parti'nin aleyhinde olduğu açık. Aslında bir taraftan şu mesajı da veriyorlar: “Biz artık AK Parti'yi yavaş yavaş bırakıyoruz. Biz suçlu değiliz. Bizi suçlamayın.” Hâlbuki herkes biliyor, MHP de AK Parti'yle beraberdi. Ve AK Parti'yi yöneten de MHP. Bunu herkes biliyor. Dolayısıyla bu saatten sonra “Yok, biz beraber değildik” deseler de -zaten şu anda demiyorlar- deseler bile yine kabul edilmez. Çünkü beraber olduğunu çocuklar bile biliyor.

AK Parti eliyle çözüm süreci bitirildi. Ak Parti eliyle cemaatler ve İslamî faaliyetler epeyce tırpanlandı. Hem Kürtler tarafından hem İslamcılar tarafından fatura Ak Parti'ye kesildi. Her iki taraf da AK Parti'den nefret etti. Şimdi sıra AK Parti'nin kendisine geldi. Artık Ak Parti’yi süt vermeyen inek gibi görüyorlar ve “Artık kesmenin vakti geldi” gibi düşünüyorlar. Yakında AK Parti aleyhinde hatta çok daha fazla şeyler yapacaklardır. Zaten kulislerden gelen haberler de bu şekilde. Aralarındaki muhalefetin ya da problemli meselelerin büyüdüğünü herkes konuşuyor.”