Alparslan Hoca: “Derin devlet ezanın makamını değiştirmek istiyor, Diyanet bu oyunu bozmalı!’

Alparslan Hoca, son zamanlarda ülkemizde okunan ezanların çok farklı makamlarda, nağmeli bir şekilde okunması üzerine açıklamada bulundu. “Bu işin içinde kesinlikle parmağı var, ezan düşmanları şimdi de ezanın makamını değiştirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Eklenme Tarihi: 20 Haz 2021
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca: “Derin devlet ezanın makamını değiştirmek istiyor, Diyanet bu oyunu bozmalı!’

Alparslan Kuytul Hoca, son zamanlarda ülkemizde okunan ezanların farklı makamlarda okunması üzerine yaptığı açıklamada şu ifadeleri kaydetti:

‘Derin Devlet Ezanın Makamını Değiştirmek İstiyor’

“Ben ara ara ezanın farklı makamlarda okunduğunun farkındaydım. İki üç gün evvel yine Merkez Camiinden bir ezan okundu, yine çok dikkatimi çekti. Resmen ezan değil sanat müziği gibi. Derin devletin bu işin içinde kesinlikle parmağı var. Ezan düşmanlarının bu işin içinde kesinlikle parmağı var. Daha önce ezanı Türkçe ’ye çevirenler, ezan düşmanları; daha sonra halkın tepkisiyle, halkı sakinleştirebilmek için tekrar Arapça’ya müsaade ettiler. Bu sefer de makamını değiştirmeye çalışıyorlar.

‘Ezanın Dili Gibi Makamı da Değişemez!’

Nasıl ki ezanın Arapça okunuşu değiştirilemez; tüm dünyada ezan tanınmalı, tüm Müslümanlar anlamalı, buraya hangi ülkeden insan gelirse gelsin ezanı duydu mu anlamalıdır. “Tanrı uludur, tanrı uludur” dersen Arap anlamaz, Kürt anlamaz. Malezyalı, İngiliz, Fransız, Alman,.. hiçbir Müslüman buraya geldiği zaman senin “Tanrı uludur” lafını anlamaz! “Allah-u Ekber” demek zorundasın ki bütün insanlar anlasın. Aynen onun gibi; ezan nasıl ki Arapçadır aynı şekilde makamı da bellidir. Ezan sanat müziği gibi okunamaz. Bu ezana saygısızlıktır ve ezanı bozma girişimidir.

Ezan Dünyaya Bir Mesajdır! Ezan Bir Manifestodur!’

“Bu kadar nağme yapmak ezanı sanat müziğine çevirmek demektir. Daha kötü örnekler var. Daha beter, tamamen sanat müziği. Burada yalnız nağme yapıyor ama öyle ezanlar duydum ki bundan çok daha kötü. Ve işi tamamen müziğe çevirmişler. Bu ezan değildir. Ezan bir ilandır. Ezan dünyaya bir mesajdır, ezan bir manifestodur. Burada ezan tamamen kaybolmuş ve sanat müziğine çevrilmiştir. ‘Ağ ağ ağ’ edip duruyor! Ezanın bir ağırlığı var. Bu kadar indir kaldır, indir kaldır; sen bunu şarkıda bile yapamazsın, bu kadarına şarkı bile müsaade etmez. Hangi şarkıda bu kadar nağme var? Düşünün hangi şarkıda bu kadar nağme var? Sürekli inip inip kalkıyor, hangi şarkı böyle? Hangi ezgi böyle?

‘Her Şeye Türk Damgası Vurmaya Çalışıyorlar!’

Teravih düşmanları, Ramazan düşmanları, Arapça ezan düşmanları aslında ezanın müziğine de düşman. Ezan daha sade olmalıdır. Elbette bir makam olur ancak bu şekilde okunması mekruhtur. Tamamen sanat müziğine döndürülmektedir ve bunun adı da ‘Türk okuyuşu’dur. Ezanın Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı olmaz. Sürekli her şeye bir Türklük damgası vurmaya çalışıyorlar. Ezan Arapçadır, Arap makamıyla okunmalıdır. Ve dünyanın her tarafında nasıl okunuyorsa öyle okunmalıdır. Ezanın o ilan manası yok edilmemelidir. Bu bir müzik değil, ilandır. ‘Allah en büyüktür’, ‘La ilahe illallah: Allah’tan başka ilah yoktur’ bu bir ilandır. Bu dünyaya bunu ilan ediyorsun. Bunu müzikleştirdiğin zaman bu ilan olmaktan çıkıyor. Her şeye bir ‘Türk’ damgası vurmak istiyorlar. Bunun sonu Kur’an’a gider. Kur’an-ı da böyle okuyanlar var.

Kur’an da, Ezan da Müziğe Dönüştürülemez!’

Bakın, hiç de güzel olmuyor. Mesela 2 tane güzel sesli insanın Kur’an okuyuşunu bir dinleyin. Diyelim ki birisi Arap ağzıyla okuyor diğeri işte buna benzer şekilde okuyor. Şöyle bir düşünün; hangisi daha etkili, hangisi daha güzel, kalbe dokunuyor? Bu tamamen müzik! Ne Kur’an’ı müzik haline getirebilirsiniz ne ezanı. Sen müzik yapmak mı istiyorsun, sesinin güzelliğini mi göstermek istiyorsun, nağme mi yapmak istiyorsun? Bir ilahi söyle, ne söylüyorsan söyle, ne yapıyorsan yap. Orada sanatını göstermek istiyorsan buyur göster, bu işe ezanı karıştırma. Ne Kur’an ne de ezan böyle şeyler için değildir.

‘Diyanet Bu Oyunu Bozmalı!’

Ezanı çok nağme yaparak okumak mekruhtur, ezanın ruhuna aykırıdır. Diyanet bu hususun farkında değilse bu oyunu bozmalı, buna izin vermemelidir. Yok, farkındaysa, kendisi de işin içindeyse zaten hesabını Allah’a verecekler. Derin devletin bazı projeleri var, ezanı bozmak da onlardan biridir.