Alparslan Hoca, adli kontrol için karakola imza verdikten sonra Furkan Haber'e konuştu: Bize bunu yapanlar hükümeti zor durumda bırakmak istediler!

Alparslan Hoca, 'Denetimli serbestlik' ile bırakıldığı mahkeme kararı neticesinde, imza vermeye gittiği karakol çıkışında Furkan Haber ekibine röportaj verdi. İtikaf ibadetini gerçekleştirirken gözaltına alınıp mahkemeye çıkarılan Alparslan Hoca; "Bizi camileri işgal etmekle suçladılar, camileri işgal eden şerefsizdir. Camileri asıl işgal edenler, cami basanlardır" ifadelerini kullandı.

Eklenme Tarihi: 21 Haz 2021
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca, adli kontrol için karakola imza verdikten sonra Furkan Haber'e konuştu: Bize bunu yapanlar hükümeti zor durumda bırakmak istediler!

Ramazan Ayı'nda itikaf ibadeti gerçekleştirdiği camiden gözaltına alınıp 4 günün ardından mahkemeye çıkarılan Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, denetimli serbestlikle beraat etmişti. Haftada iki gün imza vermeye gittiği karakol çıkışında Furkan Haber ekibiyle röportaj gerçekleştiren Alparslan Hoca, şu ifadeleri kullandı:

"İtikafa giren yüzlerce insanı gözaltına aldıklarını söylemek istemedikleri için yalan uydurdular, polise mukavemetten mahkemeye çıkarıldık. Mahkeme adli kontrol şartıyla serbest bıraktı, pazartesi perşembe günleri karakola imza atmak şartıyla bırakıldık.

Avukatlar karara itiraz ettiler. 1'inci itirazımız reddedildi. Bu olay böyle bir cezayı gerektiren bir olay değil, asıl mesele; 'İtikafta gözaltına aldık' demek istemediler çünkü bu, suç değildi. 'Polise mukavemet' dediler, halbuki ben polisle beraber elim açık bir şekilde karakola gittim.

Burada hedefin ben olduğum meydan da, benimle beraber yüzlerce kişi alınmasına rağmen yalnızca bana ve 4 kişiye mahkeme açıldı. Maksatları, karakola gelip gideyim. Günahlarını çoğaltmaya devam etsinler!

Savcılığa farklı iddialarla sevk edildik. Savcı; 'Bunlar gündemde bile yok' dedi. Cami işgal etmişiz, sivil itaatsizlik yapmışız, bunların hiçbiri savcı tarafından sorulmadı bile, bunlar emniyette ifade verirken sorulmuştu.

Sanıyorum savcıya bir talimat geldi ve; 'Cami demeyin, polise mukavvemet demeyin, sivil itaatsizlik demeyin" dendi. Ben bunlarla ilgili de mahkemede açıklama yapmak istedim ama hakime hanım; 'Bunlara gerek yok' diyerek adli kontrolle serbest bıraktı.

Bu bir utanç! Ramazan ayında ibadet eden insanlara; 'Camileri işgal ettiniz' dediler, camileri işgal edenler asıl kendileridir, bu talimatı verenlerdir. Çıkan olayların sebebi de polislerin zor kullanmasıdır.

Kanaatimce böyle yaparak hükümeti de zor durumda bırakmak istediler, o yüzden bu şekilde davrandılar. Provokasyon yapanlar kendileridir. Provokasyon camide dört duvarın arasında yapılmaz. Bu akla mantığa da ters, eşyanın tabiatına da ters, hayatın olağan akışına da ters! Tamamen yalan üzerine bir operasyon yaptılar, bu sefer de rezil oldular. Bu sefer oradan mahkeme açsalar olmayacak, 'Polise mukavvemet' dediler.

Süleyman Soylu açıkça; 'Ben 4.5 yıldır ben bu adamla uğraşıyorum' dedi. Süleyman Soylu benimle neden uğraşıyor? Bu işlerin arkasında kendisi olduğunu açıkça ifade etti.

Aslında o da bizi tanımaz, siyah gözlüklüler onun önüne raporu koyuyor, o da verilen rapora inanıyor. Aslında bütün her şeyi karıştıran, ülkede insanlara zulmeden, bütün dosyaları hazırlayan, emniyet kuvvetlerini de harekete geçiren siyah gözlüklüler!

Bunlar emniyeti, adliyeyi kullanıyor, talimatı veriyor ve insanları kendilerine boyun eğdirmek için sıkıştırıyorlar. Ben bunu kabul etmeyince zulmediyorlar.

Ben bunu kabul edeceğime ölümü kabul ederim daha iyi. Bu benim tabiatıma da, dinime de aykırı! Bu düzen böyle devam ettikçe, bu zulüm devam edecek gibi görülüyor. Biz de daha çok emniyetlere gelir gideriz, daha çok hapishanelere gireriz herhalde... Allah bizi bunlardan bir an evvel kurtarsın."

Tamamını izlemek için: