Alparslan Hoca: “Erdoğan bizi milleti olarak görmüyorsa ben de onu cumhurbaşkanım olarak görmüyorum!”

Alparslan Hoca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 20 Mart’ta Adana Emniyeti’nin Furkan Hareketi mensuplarına yönelik gerçekleştirdiği kanlı sokak işkencesine sessiz kalmasını sert cümleler eleştirdi.

Eklenme Tarihi: 18 Nis 2022
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca: “Erdoğan bizi milleti olarak görmüyorsa ben de onu cumhurbaşkanım olarak görmüyorum!”

Furkan Hareketi Lideri Alparslan Kuytul Hoca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 20 Mart’ta Anayasal haklarını kullanarak basın açıklaması ve gösteri yürüyüşü yapmak isteyen Furkan Hareketi mensuplarına yönelik saldırıları hakkında sessiz kalmasını sert cümlelerle eleştirdi.

“Cumhurbaşkanı bizi, milleti olarak görmüyorsa ben de kendisi Cumhurbaşkanım olarak görmüyorum” diyen Alparslan Hoca şu ifadeleri kaydetti:

‘Zulmeden Polislere Ceza Verilmiyor!’

“Zulmeden polislere ceza verilmiyor. Ceza almayanlar daha beterini yapıyor.

Ceza verilmediği gibi o olayı yapan, dünyanın lanetlediği, her görenin lanet okuduğu o zulmü yapan polislerin alnından öpüyor bazıları. Bu polisler neden zulmetmesin ki?! Nasılsa alınlarından öpenler hâlâ var.

25 gün oldu, bu konuda bir kelime konuşmayan Cumhurbaşkanı, 4-5 gün önce polislerle iftar etti ve “Polislerle ilgili bazen bazı şeyler duyuyoruz. Siz onları boş verin, aldırmayın.” dedi. Ne demek aldırmayın? Sen bu milletin Cumhurbaşkanı mısın, yoksa sadece polislerin Cumhurbaşkanı mısın? Binlerce insana ben de dahil cop ve gazla müdahale ettiler. Sen bu memleketin Cumhurbaşkanısın. Nasıl olur da polislere “Önemli değil, kim ne derse desin, aldırmayın.” diyebilirsin! Bu ne demek? Devam edin demek! Cumhurbaşkanı böyle konuşursa diğeri de alınlarından öperse polisler niye zalimleşmesin ki?

‘Ya Umurunda Değil Ya da Talimatı Veren Cumhurbaşkanının Ta Kendisi!’

Cumhurbaşkanı bu memlekette kim zulme uğrarsa onu savunmak zorundadır, zalime ceza vermek zorundadır, o mazlumun yüreğini soğutmak zorundadır. Bunu yapamayacaksa o makamda oturmasın! Biz bu milletin evladıyız. O da bu milletin Cumhurbaşkanıysa böyle davranamaz.

Buradan ilan ediyorum; bugüne kadar nice zulümlere uğradık. Ben düşündüm; bunlar AKP'ye fayda sağlamaz, zarar getirir. Acaba haberi yok mu? Çünkü bunun ona faydası yok, zararı var. Acaba Erdoğan'ın haberi yok mu? Başkaları mı yaptırıyor? AKP düşmanları mı yapıyor? AKP’nin altını mı oyuyorlar? Oy mu kaybettirmeye çalışıyorlar? Ben 8 yıldır bu şekilde konuştum. Artık yeter. Bitti. Bugüne kadar hep iyi niyetle yorumladım, sesimi duyurmaya çalıştım; “Bakın bize böyle böyle yapıyorlar. Bu yapılanlardan haberiniz yoksa işte ben söylüyorum, haberiniz olsun. Eğer haberiniz yoksa işte haberiniz oldu. Bu zulmü yapanları görevden alın, cezalandırın.” Hiçbir şey yapmadılar. “Herhalde haberleri yoktur, neden bunları yapsınlar ki?” dedim. Yıllardır hep hüsnü zan ettim, hep iyi yorumlamaya çalıştım ama artık bitti. Demek ki ya umurunda değil ya da bu talimatı verenlerden biri de kendisi.

İki ihtimal. Artık haberinin olmama ihtimali bitti. 8 yıldır yeter! En son yapılan olayı dünya konuştu dünya. Haberinin olmaması mümkün değil. Bütün parti başkanları yapılan zulmü lanetledi. Bir tanesi dışında hepsi lanetledi. Bundan haberinin olmaması mümkün değil. Sustu. Ya talimatı veren kendisi ya da en iyi ihtimalle demek ki millet onun umurunda değil.

‘İşkenceler Neden Çoğaldı?’

Polis milletin parasıyla yaşıyor. Birçoğu yata yata maaş alıyor, hem de dünyanın maaşını alıyor ve millete böyle zulmediyor. İşkenceler neden çoğaldı? Çünkü Süleyman Soylu bunları koruyor, Cumhurbaşkanı da sesini çıkarmıyor, Devlet Bahçeli de bunları alınlarından öpüyor. Polis niye zulmetmesin ki?

Cumhurbaşkanı sadece MHP ile olan ittifakını düşünüyor. MHP ile ittifak bozulmasın diye her şeyi yutuyor. Halbuki bu ittifak AKP'ye asla yarar getirmedi. Bu ittifak AKP'yi geriletti. %50+1 sistemi AKP'yi MHP'ye muhtaç hale getirdi. AKP tuzağa düştü ve bu koalisyona mecbur kaldı. Koalisyonu devam ettirebilmek için her şeyi yutuyor. Neden işkenceler arttı? Polis teşkilatında ve cezaevlerinde kimlerin hakimiyeti varsa işte onların yüzünden arttı.

‘Eğer O Bizi Milleti Olarak Görmüyorsa Ben de Onu Cumhurbaşkanım Olarak Görmüyorum!’

Polis teşkilatına kim hükmediyor? AKP mi? Hiç zannetmiyorum. Adana Emniyet Müdürünü derhal görevden alması lazımdı. Bütün müdürlerin hepsi oradaydılar. Hepsini görevden alması lazımdı. Mesele bizimle ilgili olunca kimseye dokunmuyor. Başkalarına yapsaydı, dinsiz imansızlara yapsaydılar bu zulmü, Erdoğan müdahale ederdi. Biz Erdoğan'ı eleştiriyoruz diye bize yapılan zulme sessiz kalıyor. Demek ki bizi milletinden görmüyor. Eğer o bizi milleti olarak görmüyorsa ben de onu cumhurbaşkanım olarak görmüyorum.

‘Arkanızda Devlet Olabilir Ama Millet Yok!’

Mesele sadece 20 Mart olayı değil her tarafta işkenceler çoğaldı. Polisin yaptığı yanına kalıyor. Bizim bu olayımız, Türkiye'nin polis devleti olduğunu dünyaya ispat etti. Çünkü büyük bir olay. Öyle 5-10 kişiye yapılan bir zulüm değil 2-3 bin kişiye yapılan bir zulümden bahsediyoruz. Adana Emniyetinde bir gram gaz kalmadı, bütün gazı üzerimize boşalttılar. Allah bilir ya o gün belki 100, belki 500 kilo gaz boşalttılar üstümüze.

Kaç kişinin burnu kırıldı; burnuna copla vurup burnunu kırdılar. Kaç kişinin ayağı kırıldı, kaç kişinin eli kırıldı, kaç kişinin beli kırıldı. Benim oğlumun da başına vurdular, beyin kanaması geçirdi. Yüzlerce arkadaşımızın başına vurdular. Çok şükür onlara bir şey olmadı ama olabilirdi.

Bir insanın başına vurmak öldürmeye teşebbüstür. Kapalı kapılar arkasında daha neler yapıyorlar neler... Bunlar bunu kameraların önünde yaptılar. İyice pervasız olmuşlar, iyice cüretkâr olmuşlar. Artık hiçbir şeyden korkmuyorlar. “Nasılsa arkamızda devlet var, hükümet var.” diye düşünüyorlar. Arkanızda devlet olabilir ama arkanızda millet yok ve millet sizi lanetliyor.

‘Mazlumlar Sustukça Zalimler Azgınlaşır!’

Her gün yeni olaylar duyuyoruz. Kimi hapishanede işkencede öldürülüyor, kimi karakolda dayak yiyor. Eskiye döndük. 15 Temmuz'dan beri böyle. 15 Temmuz bahanesiyle istediklerini yapıyorlar. Herkesi sindirmiş vaziyetteler, herkes korkuyor, kimse konuşamıyor. Mazlumlar sustukça zalimler azgınlaşır. İşte olay bu. Mazlumlar susuyor, zalimler de azgınlaşıyor.

Ben tüm polis teşkilatını suçlamıyorum. Biz adaletli insanlarız. 5-10 kişinin yaptığından ya da 1000 kişinin yaptığından ötürü biz 400.000 polisi suçlamayız. Ama onlar içimizden birisi bir suç işlese hepimizi suçlar. O da onların ahlakı.

Tüm hepsini suçlamıyorum ama içlerinde sınırı aşanlar, haddini aşanlar çoğalıyor, her geçen gün çoğalıyor. Yediğimiz coplar, gazlar, plastik mermiler, suratlarımıza vurulan kalkanlar... Kalkanı kaldırıyor böyle suratına vuruyor keskin tarafıyla. Kalkanı kalkan olarak kullanmıyor, kaldırıyor vuruyor. Bu öldürmeye teşebbüs!

Bir insanın başına copla vurursan öldürmeye teşebbüs ediyorsun demektir. Cumhurbaşkanı bunu görüyor ama MHP ile arası bozulmasın diye seslenmiyor. Devlet Bahçeli onları alınlarından öptüğü için bir şey dersem ittifak bozulur, diyor.