Filistin Mücadelesi için yapılması gerekenler nelerdir? İsrail'in hakimiyeti hangi yollarla biter? Alparslan Hoca açıkladı!
Furkan Vakfı Kurusu Alparslan Kuytul Hoca, İsrail’in Filistin’e sürdürdüğü katliamlar üzerine açıklamada bulundu. “Her bölgenin Müslümanları harekete geçmelidir” diyen Alparslan Hoca:
“Dolayısıyla her bir bölgenin Müslümanları bulundukları yerlerde İslam medeniyetini kurmaya çalışmalıdırlar ve büyük topluluklar meydana getirmelidirler. Devleti idare edenler üzerinde de bir baskı meydana getirebilmelidirler. Aksi halde devleti idare edenler belki laf olsun diye İsrail’in aleyhinde birkaç kelime konuşuyor olsalar bile perde arkasında İsrail’le işbirliğini sürdürdükleri müddetçe İsrail hiçbir zaman yıkılmaz ve hiçbir zaman baskı altına alınamaz.” İfadelerini kullandı.
Zulmün yalnızca İsrail’de değil kendi memleketimizde devam ettiğini belirten Alparslan Hoca, şu cümleleri kaydetti:
‘Allah, Bizi İsrail’e Karşı Uyarmıştır’
Değerli kardeşlerim, bildiğiniz gibi zalim, katil ve gayri meşru İsrail yine Filistin topraklarında Müslümanlara zulüm yapmaya, zulmünü arttırmaya devam ediyor. Bunu kurulduğu günden beri yapıyor. Tarihten beri yapıyor. Aslında Hz. Musa’ya bile zulmedenler, Hz. Musa’dan sonra kendilerine gönderilen birçok peygamberi öldürenler elbette ki bugün Müslümanlara da bu şekilde zulüm yaparlar. Onların bu yaptıkları bize hiç garip gelmemeli, bizi şaşırtmamalıdır. Çünkü aslında Kur’an-ı Kerim, hassaten Bakara suresinde, bize onların ne olduklarını onlarca ayetle haber vermiştir.
Yahudilerin ahlakını, onların ne yaptıklarını bize onlarca ayetle bildiren Allah Azze ve Celle; onlara inanmamak gerektiğini, onlarla dost olunmaması gerektiğini, onlara karşı tedbirli olunması gerektiğini ve onların ahlakından uzak durmak gerektiğini bize ifade etmişti. Fakat biz Allah’ın ayetlerinden anlamamız gerekeni anlamadık, almamız gereken tedbirleri almadık, onlarla dost olmaya kalkıştık ve bugün bu sonuçla karşılaşıyoruz.
'Her Bölgenin Müslümanları Harekete Geçmelidir'
Eğer İslam âleminin her bir bölgesinde böylesi nesiller meydana gelirse; Allah’ı seven, dünyayı sevmeyen, Allah’tan korkan, insanlardan korkmayan, Allah’tan korkan, ölümden korkmayan nesiller… Ve her memlekette bu nesillerle İslam hâkim olursa işte o zaman Filistin’e de, Afganistan’a da, Suriye’ye de, Myanmar’a da, bütün İslam âlemine de gerçek yardımda bulunmak mümkün olabilir.
Dolayısıyla her bir bölgenin Müslümanları bulundukları yerlerde; Türkiye’dekiler Türkiye’de, Suriye’dekiler Suriye’de, Irak’takiler Irak’ta, Mısır’dakiler Mısır’da, Arakan’dakiler Arakan’da İslam medeniyetini kurmaya çalışmalıdırlar ve büyük topluluklar meydana getirmelidirler. Devleti idare edenler üzerinde de bir baskı meydana getirebilmelidirler. Aksi halde devleti idare edenler belki laf olsun diye İsrail’in aleyhinde birkaç kelime konuşuyor olsalar bile perde arkasında İsrail’le işbirliğini sürdürdükleri müddetçe İsrail hiçbir zaman yıkılmaz ve hiçbir zaman baskı altına alınamaz.
Her bölgenin Müslümanları çoğalmalı, kendi memleketlerinde devleti idare edenler üzerinde bir baskı meydana getirebilmeli. ‘İsrail’le ilişkilerinizi baştan düzenleyin, İsrail’le dost olmanıza razı değiliz, İsrail’e ambargo koyun’ diyebilmeli. Devletler de halklarının dediğini yapmak zorunda kalacaklardır. İşte o zaman İsrail’e gerçek bir baskı uygulanabilir. Filistin topraklarının dört tarafı Müslümanlarla çevrili ve onların ortasında bir İsrail! Ona kimsenin gücü yetmiyor. Böyle bir şey mümkün müdür? Bunun sebebi düşmanın güçlü olmasından ziyade Müslümanların paramparça olmasıdır.
Eğer Müslümanlar birlik beraberlik içinde olsaydılar ve her bir bölgede İslam hâkim olmuş olsaydı, o topraklarda yaşayan Müslümanlar devletlerine bu konuda baskı yapabilseydiler, devletler de İsrail’e baskı yapmak zorunda kalacaklardı ve o zaman gerçekten Filistinli Müslümanlara faydalı olmuş olacaktık. Gerçek çözüm budur. Gerisi pansuman çözümlerdir.
Elbette Müslümanlar Türkiye’de de başka yerlerde de yine mitingler yapsınlar, yine basın açıklamaları yapsınlar, yine böyle konuşmalar yapalım, safımızı belli edelim, tepkimizi gösterelim. Elbette bu da gereklidir. Ama bilelim ki, bu geçici bir çözümdür. Tıpkı ateşli bir hastanın elini yüzünü yıkamak belki o anda onun ateşini düşürürse de on dakika sonra tekrar ateşlenmeye başlar. Yapılması gereken antibiyotik kullanmaktır, doktorun dediği şekilde gerekli ilaçları kullanmaktır, o virüsü o mikrobu öldürmektir. Yoksa on dakika sonra tekrar ateşleneceksiniz demektir.
'Filistinli Kardeşlerimiz Bizden Destek Bekliyorlar'
Birçok devlette tepkiler var. Ama biraz evvel haberlere baktım, İsrail saldırı yaptı ve 9 şehit var. Galiba Hamas bir füze atmış. Attığı füze isabet etti mi? Çoğu zaman isabet etmiyor. İsrail son derece gelişmiş teknoloji kullanıyor. Belki füzeleri hedefinden saptırıyor ya da havada vuruyor. Gönderilen füzeler çok kaliteli füzeler olmadığı için hiçbir şeye de yaramıyor. Ama daha beter İsrail’in silahla saldırmasına sebep oldu ve 9 şehit verildi. Bütün kardeşlerimize Allah rahmet eylesin.
Hamas’ın da Allah yardımcısı olsun. Elbette ki ellerinden geleni yapıyorlar. Orada yaşamak hiç kolay değil. Hamas’ın idarecileri elbette sürekli ölüm tehdidi altındalar, elbette çok zor bir hayat yaşıyorlar. Oradaki bütün Müslümanlar aynı şekildeler. Onların halini anlamaya çalışıyoruz. Tam olarak anlamamız mümkün değil, o hayatı yaşamadıkça anlayamayız. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki, onlar tüm dünya Müslümanlarından destek bekliyorlar.
Bu konuşmalarımız, yaptığımız basın açıklamaları, mitingler ne kadar destek oluyor? Belki yüreklerine bir parça su serpiyor, belki hiç olmazsa ‘Kardeşlerimiz bizi unutmamışlar’ demelerini sağlıyor, belki onlara biraz daha mücadele azmi veriyor. Ama onlar da bizden kesinlikle sadece bunu istemiyorlardır. Onlar da bizden gerçek çözüm istiyorlardır. Bu işin gerçek çözümü, her bir İslam coğrafyasında oranın Müslümanlarının o topraklara İslam’ı hâkim kılmasıdır. Devleti idare edenlere baskı yapmaları, İsrail’e baskı yapmalarını sağlamalarıdır.
'Kim Ehli Kitap’ı Dost Edinirse O Da Onlardandır'
Devleti idare edenler bir taraftan böylesi zamanlarda İsrail’i kınıyorlar. Sonra bir bakıyoruz ki; ekonomik, siyasi ve askeri bütün münasebetler devam ediyor. Halklar adeta kandırılıyor. Bir bakıyoruz ki, eskisinden çok daha fazla mal alışverişi yapılıyor, ortak askeri tatbikatlar yapılıyor, siyasi iş birliği yapılıyor. Bu durumda İsrail zulümden vazgeçer mi? Sadece halkları rahatlatmak için bir takım demeçler veriliyor. Devlet başkanları ya da dış işleri bakanları tarafından, bir takım sözcüler tarafından, dış işleri sözcüleri tarafından bir takım demeçler veriliyor. Ama ondan sonra münasebetler devam ediyor.
Biraz sakinleşince bir bakıyorsunuz; bugün İsrail’i kınayanlar, tekrar ‘İsrail’le dostuz’ demeye başlıyorlar. Birkaç sene önce Ak Parti sözcülerinden birisi, “İsrail’le dostuz” demedi mi? İsrail 1948’den beri Müslümanlara zulüm yapmıyor mu? İsrail tövbe mi etti? ‘Bundan sonra yapmayacağım’ diye söz mü verdi? Nasıl dost oldunuz? Allah Azze ve Celle, ehli kitabı dost edinenler hakkında: “Kim onları dost edinirse o da onlardandır” buyuruyor (Maide/51). Böyle bir siyaset izlenirse İsrail hiçbir zaman geri adım atar mı?
'İsrail’i Tanımıyoruz'
Özetle; Müslümanlar gerçek çözümün peşinde olmalıdırlar. Elbette İsrail’i bu yaptıklarından dolayı lanetliyoruz. Aslında İsrail’i kınamaya bile gerek yok çünkü biz zaten İsrail’i tanımıyoruz. İsrail bizim için yok ki, orası Filistin’dir. Dolayısıyla İsrail’i belki kınamaya bile gerek yoktur çünkü orası Filistin’dir. İsrail’i değil Siyonistleri kınamak daha doğru olur.
'Müslümanlar Mescidi Aksa’ya Sahip Çıkmak Zorundadırlar'
Müslümanlar Mescidi Aksa’ya sahip çıkmak zorundadırlar. Mescidi Aksa dünyada Allah için kurulmuş ikinci mescittir. Peygamberimiz’e “İlk kurulan mescit hangisidir ya Rasulallah?” diye sorulduğunda, Efendimiz Mescidi Haram yani Kâbe olduğunu söylemişti. “Ondan sonra hangisi?” dediler, “Mescidi Aksa’dır” buyurdu. Allah Azze ve Celle Mescidi Aksa’yı Kur’an’ında da zikrettiğine göre o halde Mescidi Aksa Allah katında kıymetlidir. Ve yolculuk yapılmaya değecek olan üç mescitten birisidir. Efendimiz hadiste: “Üç mescit için yolculuk yapılır. Birisi Mescidi Haram, birisi -kendi inşa ettiği mescit- Mescidi Nebi, biri de Mescidi Aksa” buyuruyor.
Mescidi Aksa Müslümanların ilk kıblesiydi ve miraç olayı da oradan başlamıştı. Efendimiz Mekke’den oraya, Filistin topraklarına Mescidi Aksa’ya getirilmiş ve sonra oradan da miraca yükseltilmişti. Bütün peygamberlerle orada namaz kılmıştı. Müslümanlar bu gerçeği unutmamalıdırlar ve Mescidi Aksa’yı korumayı unutmamalıdırlar.
Mescidi aksanın kendileri için ne kadar değerli olduğunu unutmamalıdırlar. Mescidi Aksa’nın korunabilmesi ancak gerçek çözümle mümkün olabilir. O gerçek çözümün peşinde olmalıdırlar. Kınamalarla, basın açıklamalarıyla, yürüyüşle, mitingle yetinmemelidirler. Gerçek çözümün peşinde olmalıdırlar. Allah Azze ve Celle ancak o zaman bizi bu zilletten kurtaracaktır. Aksi halde bu durum böyle devam eder gider.
'Müslümanlar Görevini Yaparsa Yahudi Hakimiyeti Bitecektir'
Ben Filistin’de şehit olan kardeşlerime Rabbim’den rahmet temenni ediyorum. Oradaki bütün kardeşlerimizi desteklediğimizi, kalplerimizin onlarla birlikte olduğunu tekrar ifade etmek istiyorum. Filistin Filistinlilerindir. İsrail diye bir devlet gayri meşrudur. Müslümanlar İsrail’i tanımamak zorundadırlar. Gerçek güce ulaşmalıdırlar. Görevlerini yerine getirirlerse Allah Azze ve Celle yardım edecek. Hz. İsa (a.s.) da inecek, Deccal orada zuhur edecek ve Hz. İsa tarafından da Deccal öldürülecektir. Yahudi hâkimiyeti de bitirilecek ve Roma bile fethedilecek.
Dolayısıyla Müslümanlar ümitvar olsunlar. Efendimiz, İsa (a.s.)’ın geleceğini ve Filistin topraklarında Yahudilerle savaşacağını, Deccal’i öldüreceğini ve Roma’nın dahi fethedileceğini haber vermektedir. Dolayısıyla bu böyle devam etmeyecektir. Müslümanlar kendilerine düşen vazifeyi yerine getirirlerse Rabbimin rahmeti ve yardımı gelecektir.
'Filistin Halkının Yanındayız'
Herkesi kendi topraklarında İslam medeniyeti kurmaya, bu uğurda mücadele etmeye, gayret etmeye davet ediyorum. Filistinli kardeşlerimize de direnmelerini, direnmeye devam etmelerini, İslam’ın izzet ve şerefini kurtardıklarını bilmelerini, bu anlayışla mücadeleye devam etmelerini tavsiye ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza da Rabbimden acil şifalar temenni ediyorum. Filistin halkının yanındayız. İsrail’in yapmış olduğu devlet terörünü de lanetliyoruz.
Filistin Mücadelesine yönelik açıklamanın tamamı için;