Bütün Ölüm Vakaları Hastanelerde Gerçekleşti, Evinde Ölen Yok!
Cuma akşamları gerçekleştirdiği tefsir dersi sonrası kendisine yöneltilen soruları değerlendiren Alparslan Kuytul Hoca, korona virüs tedavisi sebebiyle artan ölümlere dair sosyal medyada paylaşılan videolar üzerine, yapılan tedavide yanlışların olduğunu söyleyerek “Adam sağlam bir şekilde, ayakta hastaneye gidiyor, iki gün sonra ölüyor. Uzman bir doktor, Sağlık Bakanı’na yazdığı mektupta; “Bütün ölüm vakaları hastanede gerçekleşti, evinde ölen yok” diyor. Bu garip değil mi? Gerçekten ben de evinde ölen duymadım. Haberlerden, çevremizden hastanede ölenleri duyuyoruz ama ben daha evinde ölen duymadım. Bu ilaçlarda bir şey var” ifadeleri kullandı.
Verilen ilaçların ölümlere yol açtığını belirten Alparslan Hoca: “Hastaneye gidenlerden öğrendiğimize göre; bir avuç sabah, bir avuç akşam ağır ilaçlar veriyorlar. Bunu ancak sağlam bünyeler kaldırabilir. Sağlam olmayan bünyeler bu kadar ilaç yüklemesini kaldıramaz. Bu ağır ilaçlar yüzünden bazılarının kalbi duruyor” dedi.
‘Koronavirüs tedavisi için ilaç yazan doktorlar suç işliyor!’
Konunun uzmanı olmadığını ancak vatandaş olarak devlete tavsiyelerde bulunabileceğini belirten Alparslan Hoca şu cümleleri kaydetti: “Doktor olmayan birisinin başka birine bir ilaç yazması suç mudur, değil midir? Suçtur. Neden suçtur? Çünkü doktor değilsin, bilmiyorsun, kafadan atıyorsun, ilaç yazıyorsun, adamın hayatını tehlikeye düşürebilirsin. Doğru mu? Doğru. Suç mudur? Evet, suçtur. İslam'a göre de suç mudur? Evet suçtur. Soğuk algınlığı, Aferin, Aspirin vs. gibi ufak tefek, herkesin bildiği ilaçlar için söylemiyorum, bunlar bilinen şeyler, bunun dışında önemli bir ilacı, doktor olmayan birisi yazamaz, tavsiye de edemez.
Doktor olmayan için reçete yazmak suçsa bu hastanelerde verilen ilaçlar suç değil midir? “Bunu doktorlar veriyor” diyeceksiniz. Evet veriyor. Peki, bu virüsün tedavisi bulundu mu ki veriyorlar? Verilen bu ilaçların virüse karşı etkili olduğu ispat olunmuş mu ki? Onlar da bu meselede bizim gibiler. Bilmeden yazıyorlar, suç işliyorlar. Bu dünya mahkemelerinde, yarınlarda devran değişince yargılanırlar mı? Sanmıyorum, çünkü bütün dünyada bu yanlış yapılıyor. Ama Mahkeme-i Kübra’da yargılanacaklar.
‘Bu ilaçlar verilerek insanlar üzerinde deney yapılıyor’
Benim o doktorlara söyleyebileceğim; sen bu ilaçların bu adama iyi geleceğinden emin misin? Korona virüsünün ne olduğu henüz bilinmiyor. Bu ağır ilaçları vererek insanların üzerinde deney yapıyorsunuz. Bunlar normal ilaç değil, bunlar ağır ilaçlar. Bunun vebali var. Nice sağlam insan hastanede öldü. Zannediyorum, yarınlarda bu ilaçların öldürdüğü bilim adamları tarafından da ispat edilecektir. Bilmeden ilaç yazmak suçtur. Bu suçu ben de işlesem suçtur, profesör doktor da işlese suçtur.
Profesör, bu ilacın ona etkili olduğunu tespit etmiş mi? Bir ilacın herhangi bir hastalığa karşı etkili olduğunu ve uygun olduğunu anlamak için bir sürü deneyler yapmak lazım, bir sürü aşaması vardır. ‘Şu ilaç şunda etkilidir, şu dozda kullanılabilir’ diyebilmenin öncesinde bir sürü aşaması var, hayvanlar üzerinde deneniyor vs. yıllar sürüyor. Bunların hiçbirini yapmadan kişiye bir avuç ilacı veriyorlar. ‘Birinden biri tutarsa’ diye düşünüyorlar. Hep de ağır ilaçlar, vücut bunları kaldırmıyor.
‘Koronavirüsten Ölenlerin Artması Tesadüf Mü?’
Evinde olanlar ölmüyor, hastanedekiler ölüyor. Bu tesadüf mü? Bu dünya mahkemelerinde hesap vermeseler de, Allah'ın mahkemesinde hesap verirler. O doktorlar bunu unutmasınlar, bilir bilmez bir avuç ilaç vermesinler!
Birçok kişi şu anda verilen ilaçları kullanmıyor. Birçok uzman da ‘kullanmayın’ diye konuşuyor. “Alın, gidin evinize kullanmayın, bu ilaçlar tehlikeli” diyorlar. Bazı uzmanlar diyorlar ki: Bu ilaç; diyelim ki genç ve bünyesi güçlü adamı belki öldürmüyor ama bazı organlarını tahrip ediyor. Böbrek gibi organlar ileride sorun çıkartacak. Bugün belli olmuyor ama bu insanlar yarın büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilir.
‘Koronavirüsü Bilmiyorsunuz, Neden Bu İlaçları Yazıyorsunuz?’
Aslında dünya, korona virüs konusunda çaresizlik içerisinde. Daha tedavisi bulunmadı ama tedavi uygulanıyor. Hâlbuki her gün başka propagandalar yapana kadar “Bol bol bağışıklık sistemini güçlendirici şeyleri yiyin-için” deseler çünkü daha tedavisi yok. İlacı yok ki, sen neyi veriyorsun? Bir avuç ilaç veriyorsun ama neyi veriyorsun? Madem bunun ilacı bulunmadı, hiç olmazsa yapılması gereken budur. Rastgele ilaç verilerek binlerce insan öldü.
İnternette bir videoda, adam bağıra bağıra konuşuyor; babası ölmüş, halası ölmüş, annesi de içeride ölmek üzere. Bana bahsedilen fotoğraf ve videolarda 50-60 tane ölü gasil hanede yıkanma sırası bekliyormuş. Yani durum kötüye gidiyor. Benim kanaatimce bu ilaçların terk edilmesi lazım.
Ben bilim kurulu üyesi değilim, onların işine karışmış olmak istemem ama bir daha düşünsünler. Bilim adamı olabilirler ama bu işi daha bilmiyorlar, kusura bakmasınlar. Adı istediği kadar profesör-doktor olsun korona virüsü bilen profesör yok. Kimse yalan söylemesin. Başka şeyleri bilebilirler, hocalarımızdır, saygı gösteririz bir şey demiyorum ama sen korona virüsü biliyor musun hocam? Bilmiyorsun, o zaman neden bu ilaçları yazıyorsunuz?”