Alparslan Kuytul Hoca, Furkan Tv internet kanalında yayınlanan ‘Gündeme İslami Bakış’ adlı programda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "sözde Cumhurbaşkanı" diyerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında kullandığı ifadelere yönelik şu açıklamaları kaydetti:
“Kılıçdaroğlu’nun daha sonra yapmış olduğu açıklamayı okudum. Beş-on madde sayıyor. Yani “Ben bunu niye söyledim?” deyip, “Sözünden dönen bir Cumhurbaşkanı” diyor.” Papazı bırakmayacağım, ben hayattayken onu asla kimse götüremez, kimse hapishaneden çıkaramaz manasında sözler söyleyen Cumhurbaşkanı, sonra onu bıraktı. Cumhurbaşkanı filan yerde şöyle dedi, sonra şöyle yaptı. Filan yerde şunu dedi, sonra böyle yaptı. Süleyman Şah türbesinin yerini değiştirdi” vs. bu gibi şeylerden dolayı bu ifadeyi kullandığını söylüyor.
Onların üzerine tek tek konuşmamız mümkün. Dediklerinin hepsi doğru bile olsa, gerçekten de, şimdi hatırlamıyorum ama birçoğu da doğru. Yani evet, öyle oldu ama bunlardan ötürü seçilmiş bir Cumhurbaşkanına “sözde Cumhurbaşkanı” demek doğru olamaz. Ben bunu önce maksadını aşan bir söz gibi zannettim. “Herhalde ağzından bir anda kaçtı” diye düşündüm ama daha sonrasında bunda ısrarcı oldu; “Sözümün arkasındayım” dedi. Anladım ki, bu aslında öyle bir anlık ağızdan çıkan bir söz değil. Öyle olsa özür diler, olur biter. Her insanın ağzından yanlış kelimeler çıkabilir.
Zaten bu ‘sözde’ kelimesi moda oldu. ‘Sözde hoca’ diyorlar, bir örgütü temsilen o şehirde sorumlu kişiye ‘sözde il sorumlusu’ derler. ‘Sözde bilmem ne’ filan diye hep böyle konuşuluyor. Madem sözdeyse o zaman niye ceza veriyorsunuz? Madem sözdeymiş o zaman ceza da vermeyin. Yani bu sözde kelimesi çok gereksiz kullanılıyor. Ve çok fazla kullanılıyor. Her yerde kullanılıyor. Yani adam, diyelim ki hocadır. Hocaysa hocadır. Şimdi ‘sözde hoca’ demenin ne âlemi var? Yanlışı varsa yanlış dersiniz. “Hocadır ama işte şu yanlıştır” diyebilirsiniz.
'Halkın, Cumhurbaşkanı’nı gayrimeşru görmesini sağlamak istiyorlar!'
Yani bu kelime çok fazla kullanılır olduğu için önce “Acaba bir ağız alışkanlığı ile mi bunu söyledi?” diye düşündüm. Fakat sonra devamını getirdi. Yani sözünün arkasında olduğunu ifade etti. Ve bunu kullanmaya devam edeceğini söyledi. Bunu kullanmaya devam edeceğini söylemek, bu işin planlı olduğunu gösteriyor. Demek ki bir noktaya varmak istiyor. Benim anladığım kadarıyla herhâlde, halkın gayrimeşru olarak görmesini sağlamak istiyorlar. ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ ifadesiyle, ya halkın saygı duyması engellenmek isteniyor ya da artık seçimlere güvenilmesin ve gayrimeşru olarak kabul edilsin isteniliyor olabilir. Yani bu iki ihtimal aklıma geliyor.
Bu şekilde, yarın Cumhurbaşkanına karşı bir darbe girişimi olsa, Kemal Kılıçdaroğlu'na bundan ötürü dava açılabilir. “Sen zaten sözde Cumhurbaşkanı demiştin, demek ki sen onun Cumhurbaşkanlığını kabul etmiyordun. Darbe ile devirmeyi mi düşünüyordunuz, ne yapıyordunuz, bir plan mı yapıyordunuz?” denilebilir. Bu noktayı düşünmemiş olabilir. Bu noktayı düşünsün. Kendisine bu şekilde söylenir. “Darbeden haberin mi vardı? Darbeyi biliyor muydun?” derler.
Ben böyle bir şey demediğim halde sadece gelişmelere bakarak, Amerika'nın, Avrupa'nın, Afrika'nın Erdoğan'a yaptıklarına bakarak, “kalemi kırılmış” demiştim. Mahkemeye verdiler. Beraat ettim ama sonuçta böyle şeyleri kullanan bir ekip var karşımızda. Fırsat kolluyorlar, bunu da kullanırlar. Yarın Cumhurbaşkanına karşı en ufak bir girişim olsa “İşte senin bu sözünden ötürü oldu. Sen böyle ‘sözde’ deyince insanlar da saygı duymaz oldu” veya “Sen bunun için mi, böyle saldırılar olsun, böyle darbeler olsun diye mi bunu başlattın?” gibi bir takım iddianameler hazırlanabilir.
Bence bu meseleyi uzatmanın gereği yok. Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’dır. Kemal Kılıçdaroğlu'nun o saymış olduğu on kadar maddenin hepsi doğru olsa bile, onlardan dolayı eleştiri yapabilirsiniz ama sonuçta halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var. ‘Sözde’ diyemezsiniz yani. Ne zaman ‘sözde’ diyebilirsiniz? Eğer seçimler gayrimeşru ise, hile yapıldıysa, deliliniz varsa, ispatınız varsa, toplumun büyük çoğunluğu ondan nefret ettiği halde o seçimi kazandıysa, bir hile varsa ve delil varsa o zaman ‘sözde Cumhurbaşkanı’ denilebilir. “Hile yaptı öyle kazandı. İşte delilleri de şunlardır” denilebilir. Aksi halde halk tarafından seçilmiş bir insana ‘sözde Cumhurbaşkanı’ demek doğru olmaz. Bu başka manalara çekilir.
‘Biden’dan sonra Türkiye’de değişiklikler oldu!’
Biden'ın seçimi kazanmasından sonra Türkiye'de bir takım değişiklikler, konuşmalarda değişiklikler, dün konuşamayanların bugün konuşmaya başladığını görüyoruz. Herhâlde birçokları Biden'dan bir şey bekliyor. Amerika'nın yeni yönetiminden bir şey bekliyor. Amerika'ya kim güvendiyse yarı yolda kaldı. Kimse Amerika'ya güvenerek iş tutmasın. Kullandığımız ifadeleri iyi seçmeliyiz. Eleştiri yapalım ama meşru olanı gayrimeşru göstermeyelim. Eleştiri yapalım ama iftira atmayalım. Her şeyin bir sınıra ihtiyacı var. Eleştirinin de bir sınıra ihtiyacı var.
Bunu hükümet tarafı kullanır, size faydası olmaz, hükümet tarafına faydası olur. “İşte bunlar böyle” demeye başlarlar. “Seçilmiş, halkın seçtiği bir Reis-i Cumhur’la bu şekilde, ‘sözde’ diyerek alay ediyorlar. İşte bunlar böyle” derler ve aslında bu bir hata olur ve bu hatayı da hükümet tarafı kullanır. Siyaseten de uygun değil, mantıklı değil. Doğruluk açısından da doğru değil, yanlıştır. ‘Sözde’ ifadesi kabul edilemez. Keşke daha sonrasında “Ağzımdan kaçtı, yanlışlıkla söyledim” deseydi olur biterdi, konu kapanır giderdi. Kanaatimce bir hata oldu, bundan dönülmeli.