Alparslan Hoca, Muherrem İnce bahane uydurmayı bırakıp açıkça Kürtlere hak vermek istemediğini söylesin!

Alparslan Hoca, Muharrem İnce’nin Kürtçe eğitim ile ilgili; “Pedagojiye uygun değildir” sözlerini eleştirdi. “Kürtlerden oy alamayacağını düşünerek yaldızlı sözler sarf ediyor, kimse kimseyi kandırmasın, açıkça devletçi kafada olduğunu söylesin!” ifadelerini kullandı.

Eklenme Tarihi: 13 Haz 2021
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca, Muherrem İnce bahane uydurmayı bırakıp açıkça Kürtlere hak vermek istemediğini söylesin!

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Memleket Partisi lideri Muharrem İnce'nin Kürtçe eğitim hakkındaki; “Pedagojiye uygunsa bilin ki üniter devlete de uygundur. Ama pedagojiye uygun değil” ifadelerini eleştirdi. İnce’nin aslında Türkçü-devletçi bir kafa yapısına sahip olduğunu, Kürtlerden oy alamama korkusuyla “Pedagojiye uygun değil” cümlelerine sığındığını ileri süren Alparslan Hoca:

Sen çocuk mu kandırıyorsun ya? Desene şuna; ‘Devlet istemiyor. Ben de devlet ile beraberim. Devletin istediğini isterim, istemediğini istemem.’ Şunu açıkça konuşalım. Artık birbirimizi kandırmayalım! Kürtlerden oy alabilmek için açıkça söylemiyorsun, yoksa bunun pedagoji ile falan bir alakası yok!” diyerek şu cümleleri kaydetti:

‘Bu pedagojik değil, siyasi bir meseledir’

“Muharrem İnce, Kürtçe eğitim ile ilgili demiş ki; ‘Pedagojiye uygunsa bilin ki üniter devlete de uygundur. Ama Kürtçe eğitim pedagoji uygun değil.’ Muharrem İnce öğretmen olduğu için kendini pedagoji uzmanı falan zannediyor da. Halbuki pedagojiye niye uygun olmasın?

Kürtçe eğitim bir siyasi meseledir. Bunun pedagojiye uygun olmayan tarafı yok. Bunu açıklarken diyor ki; ‘Mesela bir Kürt genci, doktor olsa anadilinde Kürtçe okuyarak doktor, mühendis falan olsa İzmir'e gittiğin zaman ne yapacak? Nasıl orada mesleğini icra edecek? Türkçe yok, orada da Kürt yok. O zaman sadece doğu bölgesinde çalışmak zorunda kalacak. Kürtçe bilenlerin arasında yaşamak zorunda kalacak. Kendi ülkesinde başka bir yere gidemeyecek. Bundan dolayı Kürtçe eğitim olmamalı.’

Muharrem İnce gerçekten bundan dolayı mı, Kürtçe eğitime izin verilmesini istemiyor? Bu sorun hallolsa, pedagojik açıdan uygunsa gerçekten de ister mi? Şimdi açıkça dese ki; “Ben Kürtlere hak falan verilmesine razı değilim. Ben de bir Türkçüyüm” dese olmayacak, Kürtlerin oyunu alamayacak. Herkes niye istemediğinizi çok iyi biliyor.

Bu yeni değil. 100 yıldır bu böyle. Bu kafayla daha evvel de Kürtçe şarkıya, türküye bile müsaade etmiyordunuz. “Vatan bölünür, vatanın birliği beraberliği açısından uygun değil” diyorlardı, 10 yıldır izin veriliyor. Ne oldu vatan mı bölündü? Hiçbir sorun var mı? Kürtçe şarkı söylese de, söylemese de bir sorun oluyor mu? Bu bizi böldü mü? O zaman da öyle bir bahaneyle engellediler.

‘Bu devletin yöntemi, hep böyle çalışıyor’

Hatırlarsanız Ahmet Kaya, Kürtçe bir şarkı yazmıştı. Klipini falan çekmişti. Yayınlayacak, diye çok baskı yaptılar ve tehdit ettiler. Ahmet Kaya buradan kaçmak gitmek zorunda bırakıldı. Orada da öldü mü, öldürüldü mü? Onu da incelemek lazım ayrıca… Biz Ahmet Kaya'nın görüşünde değiliz o ayrı bir konu ama sonuçta adam kendi diliyle, ana dili ile bir şarkı yazmış. Söylese ne olur, söylemese ne olur? Niye adamı tehdit ettiniz? Niye adama vatanını, milletini bırakıp gitmek zorunda bıraktınız. Ne hakkınız var buna? Gurbet ellerde niye ölsün?

Şimdi mesela devletin kendi televizyonu var: TRT Kürdi. Ne oldu? Vatan bölündü mü? Bu ırkçı kafa, bir şeyi bahane ederek, hak verilmesini engeller. Bu devletin yöntemi, hep böyle çalışıyor. Hatırlayın daha evvelde başörtüsüne izin vermiyorlardı. Başörtüsüne izin verildi. Ne oldu, kıyamet mi koptu? Hep böyle büyük laflar söyleyerek, o hakkı vermezler. Büyük bir tehlike varmış gibi gösterirler, o hakkı vermemek için. Muharrem İnce'nin ki de bu. Pedagojik açıdan uygun değilmiş de, kendi ana diliyle eğitim görürse İzmir'de çalışamazmış. Hangi devirde yaşıyoruz?

Sen çocuk mu kandırıyorsun ya? Desene şuna; “Devlet istemiyor. Ben de devlet ile beraberim. Devletin istediğini isterim, istemediğini istemem.” Şunu açıkça konuşalım. Ya artık birbirimizi kandırmayalım ya. Kürtlerden oy alabilmek için açıkça söylemiyorsun. Yoksa bunun pedagoji ile falan, bir alakası yok!

Kaldı ki adam diyebilir ki; “Ben kendi memleketimde doktorluk yaparım ya, buysa mesele… İzmir'de doktorluk yapmayacağım. Ben kendi memleketimde yapacağım” diyemez mi? Sana mı soracak? İlla İzmir'e mi gitmek zorunda? Buna hakkı yok mu? Kendi topraklarında, kendi memleketinde, doğduğu büyüdüğü yerde, çalışamaz mı? Bunlar laf değil.

‘Bu kafayla büyük devlet olunmaz!’

Osmanlı, nasıl Osmanlı oldu? Bu kafayla kimse büyük devlet olamaz. Osmanlı kimsenin dili ile uğraşmadı. Üç kıtada hüküm sürdü, dünyanın yarısıydı. Hepsi Türkçe mi konuşuyordu? Hayır. Kürtler Kürtçe, Araplar Arapça konuşuyorlardı. Hepsi kendi diliyle konuşuyorlardı. Osmanlı bunlarla ilgilenmedi. O yüzden hepsi merkeze bağlandılar.

Bugüne kadar bu kadar baskı yaptınız, ne oldu? Bitti mi? Bitmiyor, kardeşim. Sürekli mücadele veremezsin. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Büyük masraf, büyük bir gerginlik... Bu sürdürülemez. 3-5 yıl sürdürürsün, ondan sonra bitersin. Bak bitti mi ekonomik kriz? Bu sürdürülemez. Bugün zayıflar, yarın tekrar hortlar. Bugün zayıflar, yarın tekrar kuvvetlenir.

Kandilde bir başarı sağlarsın, oradakiler Suriye'ye taşınır. Şu anda orada çok daha büyük bir kuvvet var. Adeta devlet olmuşlar. Ne oldu? “Kandili temizleyeceğim” derken Suriye'de Kürdistan kuruldu gibi bir şey neredeyse. Amerika gözünün içine baka baka 50 bin tır silah verdi. Yaklaşık 10 bin uçakla silah gönderdi. Bu sorunun hallolması lazım! Senin böyle bir zayıf tarafın varsa dış güçler bunu kullanır.

Bu mesele Muharrem İnce kafası ile hallolmaz. “Pedagojik açıdan uygun değilmiş” sanki pedagoji uzmanı ve sanki anadilinde eğitim görse bir Kürt genci İzmir'de hakikaten çalışamaz, Türkçeyi gerçekten bilmezmiş gibi. Ya Türkçeyi bilmeyen mi var bu ülkede? Televizyonu var, internet var. Ya bırakın, bu yalanları ya!”