Alparslan Kuytul Hoca, ‘Gündeme İslami Bakış’ adlı programda Merkezi Konya’da olan Öncü Nesil Derneğinin, Ankara Sincan’daki temsilciliğinin geçerli bir gerekçe gösterilmeksizin kapatılması hakkında konuştu. Daha önce de aynı bölgede Furkan İlim ve Hizmet Derneğinin aynı bahanelerle kapatıldığını hatırlatan Alparslan Hoca: “Önceki kapatma da Sincan’da, Şubat ayında gerçekleşmişti. Sincan onlar için bir sembol! Bu zihniyet 28 Şubat post-modern darbesini unutturmak istemiyor!” diyerek şu ifadeleri kaydetti:
“28 Şubat’ın başlangıcı da Sincan’da oldu, Yaklaşık 5 yıl önce bizim Furkan Derneği’nin Sincan şubesi bu şekilde kapatılmıştı. 28 Şubat geldi ve o zaman da Sincan’da tanklar yürümüştü. Bu Sincan’da bir şey var! Sincan onlar için hangi açıdan önemli, neden hep oradan başlatıyorlar bilmiyorum. Sincan’ın insanlarına biraz daha gözdağı vermeyi mi tercih ediyorlar, Sincan insanı dine biraz daha mı temayüllü? Sincan’ı tam tanımıyorum ama sanki böyle bir durum var.
‘Gelen misafire çay ikram ettik diye lokal mi olduk?’
28 Şubat darbesini gerçekleştirenler ve devam ettirenler her şubat ayında böyle bir şey yaparak 28 Şubat post-modern darbesini hatırlatmak istiyorlar.
Ankara Valiliğinin söylediği şey özetle şu: “Temsilcilik adresinin Konya’da kurulu derneğin tanıtım ve yerel işlemlerini yürütmek yerine…” Yani ‘Öncü Nesil Derneği’nin merkezi Konya’dır, dolayısıyla Sincan’daki bir temsilciliktir. Tek yapabileceği şey tanıtım ve yerel işlemlerini yürütmektir. Bunun yerine Öncü Nesil Derneği toplantı yapıyor, söylediklerinin özeti bu! “Lokal şeklinde izinsiz bir tesis işletilmesi 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 26. maddesine göre yasaktır” diyor. Bundan dolayı kapatıldığını söylüyor.
Burası bir lokal değil, temsilciliktir. Temsilcilikte sadece 2 kişi olur mu, böyle bir kanun var mı? Temsilcilikte, 30 kişi veya 100 kişi olsa ne olacak? Bunu engelleyen bir şey var mı? Zaten 8 kişi varmış, “30” diye yalan söylüyorlar. Diyelim ki 30 ya da 100 kişi var, ne olacak bundan? ‘Temsilcilikte 100 kişi olamaz’ diye bir kanun mu var? Lokal; insanların oturduğu, çay içtiği, sohbet ettiği bir yerdir. ‘Temsilcilik de böyle olamaz’ diye bir kanun mu var? Diyelim ki temsilci oradayken bir kafile geldi, ‘Sizi tanımak istiyoruz’ dediler ve oturdular, onlara bir çay ikram etmeyecek miyiz? Çay ikram edince burası lokal mi olacak?
Şubat 2015 yılında da yine Furkan Derneği Sincan Şubesi 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 26. Maddesinden kapatmışlardı. ‘Derneklerin, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, eğitim ve öğretim faaliyetleri için yurt, pansiyon; üyeleri için lokal açmaları ve lokallerinde alkollü içki kullanılması ile bu tesislerin işletilmesi mülkî idare amirinden izin almalarına bağlıdır.’
Bu iğrenç bir maddedir. Çünkü içinde içki de geçiyor. Bilmeyen bir insan içkiden dolayı kapatıldığını zanneder. Maddede ‘Lokal / içki, alkol tüketimi’ diyor. Bunu okuyan insan ‘Herhalde burada alkol tüketimi olmuş, o yüzden kapatılmış’ der. Sen zaten devlet olarak alkole müsaade eden bir devletsin! Her sokakta tekel bayisi var, senin ülkenin her tarafı meyhane olmuş zaten! Bu ülkede 18- 19 yıl öncesine göre daha fazla içki tüketiliyor. Eski başbakan bununla da övünüyordu. ‘Eskiden 1 tane marka vardı, şimdi 4 tane markamız var’ diyordu. Senin ülkenin zaten her tarafı meyhane olmuş. Sen zaten içkiyi suç olarak kabul etmiyorsun. Biz Kur’an okuyan insanlarız, bu insanlar orada içki mi içtiler ki sen bu maddeden kapatıyorsun? ‘Pandemi’ diyorsan, pandemiden dolayı para cezası kes! Niye kapatıyorsun?
‘Siyah Gözlüklüler Bizim Faaliyetlerimizden Rahatsız!’
Ben Şubat 2015’de de yine bununla ilgili çok sert bir açıklama yapmıştım. 1 hafta sonra açmışlardı. Şimdi ‘Gelin, bize söz verin’ demişler. Oradaki arkadaşlar ‘Bu nasıl iş?’ diye sormaya gitmişler. Onlara, bize burada toplantı olmayacak! Şeklinde söz verin, bir yazı yazın imzalayın, ondan sonra açalım, diyorlar. Niye toplantı olmayacakmış? Toplantı için senden izin mi alacağız? Bu kadar temsilcilik var, başka derneklerin temsilcilikleri var, hangisi toplantı için izin alıyor? Bir tek bizimkinde mi izin gerekiyor? İsterlerse bütün derneklerin temsilciliklerine gidebilirler ve insanların orada toplandığını da görebilirler. Diğer derneklerin temsilciliklerine ses çıkarmayanlar bize gelince mi böyle zalimleşiyor?
Bizim faaliyetlerimizden rahatsız olan siyah gözlüklüler demek istiyor ki: “Biz size, 100 tane mahkeme açtık, milyonlarca TL cezalar kestik, hocanızı da her gün 24 saat takip altında tutuyoruz ve siz hala bu faaliyetleri bırakmıyorsunuz.” Evet, İslami faaliyetleri bırakmıyoruz bırakmayacağız. Bu memleket sizin değil hepimizin ve İslam’a hizmet etmek bizim vazifemizdir. Siz, “İslam’ı konuşmayın, İslam’ı anlatmayın, 2 kişi bir araya gelmeyin” dediniz diye, öyle mi davranacağız? Peygamberimize de aynısını yaptılar, Peygamberimiz davasını bıraktı mı ki biz bırakalım? Biz O’nun ümmetiyiz, örneğimiz de O’dur, bırakacak da değiliz!
Birçok yerde buna benzer toplantılar oluyor, onlara neden bir şey söylenmiyor? Pandemi işin yalanı! Eğer pandemide böyle toplantılar yasak olsaydı cumhurbaşkanının böyle toplantılar yapmaması gerekirdi. Demek ki yasak değil. Cumhurbaşkanına serbest bize mi yasak? Ak Partinin, MHP’nin il-ilçe teşkilatlarında böyle toplantılar olmuyor mu? Zaten okullar da açılacak, büyük ihtimalle hafta sonu yasakları da kalkacak. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bu tamamen İslam düşmanlığı, başka bir şey değil! Bu tamamen İslami hizmetlere düşmanlık yapmaktır. ‘Kimse bir araya gelmesin, kimse İslam’ı konuşmasın ve bunlar böylece bitip gitsinler.’ Allah’ın bitirmediğini kimse bitiremez. Bize bunun bin katını yaptınız, bitirebildiniz mi?
‘Bu Mücadele Gerekirse Evlerde Devam Edecek!’
Bu mücadele böyle devam edecek. Temsilciliği kapatırsın, evlerimizi de mi kapatacaksın? Hem ‘resmi olun, merdiven altı olmayın’ diyorlar, hem de kim resmi olsa ‘Şu kurala uymadı, şunu şöyle yapmadı, bunu böyle yapmadı’ deyip, yalanla dolanla kapatıyorlar. Önce ‘Resmi olun, gayri resmi şeyler yapmayın’ diyorlar, siz resmi oluyorsunuz, ardından birçok bahane ile 'Şu şöyle oldu, bu böyle oldu, kapat!’ diyerek mühürlüyorlar! Böyle bir ülkede merdiven altı çalışmalar çoğalmaz mı?
Bu ülkeyi, devleti idare edenler, kendilerine ‘Devlet’ diyen o siyah gözlüklüler bu hale getirdi! Yeraltı çalışmalarını çoğaltıyorlar. ‘Resmi olun’ diyorlar, resmi olduğunuz zaman da kapatıyorlar. Bu insanlar ne yapacaklar? O zaman evlerde toplanacaklar, olacağı bu! Biz bu işi bırakacak değiliz. İslami faaliyetlere engel olmak isteyenler bunu böyle kabul etmek zorundalar. Bu millet Müslümandır, İslam’ı konuşmaya ve İslam’ı anlatmaya devam edecektir. İslami faaliyetler yapılmaya devam edilecek!”
HABER VİDEOSU: