Alparslan Kuytul Hoca, Furkan Tv internet kanalından yayınlanan ‘Gündeme İslami Bakış’ adlı programda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sosyal medyada paylaştığı ileti üzerine, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, Soylu’nun ismini zikrederek “Yargı dağıtımı mahkemededir, sosyal medyada değil” açıklamalarını şu sözlerle değerlendirdi:
“Ben önce şunu söyleyeyim; gördüğüm kadarıyla Süleyman Soylu’nun istediği oldu ve o kişi tutuklandı. Hani Soylu; ‘Bakan olsan ne yazar’ diyor ya, demek ki yazıyormuş bir şeyler ve o kişi tutuklandı ama nasıl tutuklandı? İşte bakanın annesine ya da kendisine hakaret ettiği için değil de cumhurbaşkanına hakaret etmiş, diyerek tutukladılar. Yine dediğini yapmış oldular aslında ama bakanın kendisine ya da annesine hakaretten tutuklasalar ‘Biraz evvel niye bırakmıştınız?’ diyecekler.
‘Süleyman Soylu tepki gösterince mahkemeler, Soylu'nun emrini yerine getiriyor, mahkemeler bağımsız değil’ denilecek. O yüzden başka bir suçtan tutukluyorlar. O kişinin yaptığı saygısızlık nedir, ben bilmiyorum, o tweeti de okumadım ama yaptıysa da tabi ki ayıptır. Yani kime olursa olsun hele bir anneye hakaret varsa ya da bakanın kendisinde bir hata olsa eleştirebilirsin ama hakaret, tabii ki ahlaki bir suçtur. Hakaret edemeyiz ama hakaret edilmiş mi, bilmiyorum. Ya da Cumhurbaşkanıyla ne alakası var? Süleyman Soylu ile ilgili olabilir, cumhurbaşkanı ile ne alakası var? O attığı tweet ya da yazı, konuşma neyse bu kişi cumhurbaşkanına da mı hakaret etmişti ki, ondan dolayı tutuklandı? O tweette böyle bir şey okumadım.
Sonuçta demek ki ‘tutuklayın’ denildi ve tutuklandı. Açıkça meydandadır ki cumhurbaşkanına hakaretten tutuklama yok. Beni de aynı şekilde bu ithamla mahkemeye çektiler. Ben de bundan dolayı ifade verdim, bana dava açtılar. Hiç alakası yok, ben asla hakaret etmedim. Bir siyasi analiz yapmıştım, sadece gelişmelere bakarak “Cumhurbaşkanının kalemi kırılmış” demiştim. “Şu olaylar bunu gösteriyor; “Dikkat edin, en sonunda da ben kendilerini iyi niyetle uyarıyorum. Bakın böyle gelişmeler var, işiniz çok fark edemeyebilirsiniz. Bakın, ben söylüyorum bir tuzak var, sizin kaleminizi kırmışlar, dikkat edin, haberiniz olsun” demiştim. İyi niyetle yapılmış siyasi bir analizdi.
Hatta, “Beni dinlerlerse onların hayrınadır. Dikkat edin” diyorum. Bu iyi niyetle yapılan analizden başka bir şey değildir. Bundan ötürü ‘hakaret davası’ açtılar. Nerede hakaret var? Zaten hâkim, direk berat verdi; hakaret falan yok yani. Eğer hakaretten dolayı tutuklama olsaydı beni de ondan dolayı tutuklarlardı.
Süleyman Soylu'ya Hakaret, Cumhurbaşkanına Hakaretten Daha Da Önemli Bir Konu Haline Gelmiş!
Süleyman Soylu'nun kendisine hakaret etmiş olan kişi, şu anda Erdoğan'a hakaretten tutuklandı. Erdoğan'a hakaretten mahkeme olmadan, direk tutuklama diye bir şey yok. Bu besbelli ki Süleyman Soylu'ya yapılan hakaretten dolayı tutuklandı.
Bakan Abdülhamit Gül, “İki seneye kadar olan suçlardan ötürü tutuklamak yasak” dedi ve hakaret suçu da öyle bir suç. Nasıl tutuklandı peki bu adam? Beni de aynı şekilde mahkeme ettiler, bakın beni cumhurbaşkanına hakaretten dolayı tutuklanmadılar ve tutuksuz olarak yargılandım ben o dosyadan. Şimdi bu kişi neden tutuklu olarak yargılanıyor? Çünkü bu kişi aslında Süleyman Soylu'ya laf söyledi. Erdoğan'a laf söyleseydi aslında şu anda belki de tutuksuz olarak yargılanırdı. Süleyman Soylu’ya söyleyince tutuklu yargılanıyor. Demek ki aslında o “tek adam sistemi” diyorlar ya, öyle görülüyor ki Türkiye’de Süleyman Soylu'ya hakaret, cumhurbaşkanına hakaretten daha da önemli bir konu haline gelmiş. Ben bu olaydan bunu çıkartıyorum. Aslında cumhurbaşkanına hakaret eden tutuklanmıyor.
Hani Anayasada Eşitlik Vardı? Demek ki Bu Ülkede Eşitlik Yok!
Hakaret elbette çirkin bir şeydir ve bir cezası olmalıdır ama bana da çok sayıda hakaret ettiler, neler neler söylediler. Ben onların sadece birkaç tanesini mahkemeye verdim. Binlerce var ama ben onlarla uğraşmadım, sadece birkaç tane gazeteciyi mahkemeye vermek istedim; savcılıktan döndü, takipsizlik kararı verdiler. Açıkça hakaret ettiği, iftira attığı halde, gazeteler ve bazı yazarlar tarafından açıkça hakaret ve iftira olduğu halde takipsizlik verdiler, mahkeme bile olmadı.
O sözleri söyleyenler, bana yapınca bırakın adamı tutuklu yargılanmayı, takipsizlik veriliyor. Savcılık aşamasındayken bitiyor, mahkeme bile olmuyor ama birisi Süleyman Soylu’ya hakaret edince tutuklandı. Bakın aynı gün tutuklanmadıysa bile ertesi gün başka bir bahaneyle tutukladılar. Demek ki bu ülkede eşitlik yok. Demek ki sana, bana küfür edilirse küfür eden tutuklanmaz ama İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya küfür edilince tutuklanır. Hatta küfür de değil belki daha hafif bir hakaret etmişse bile tutuklanabilir. Çünkü o bakandır. Hani eşittik, hani anayasada eşitlik vardı”!