STK yasası ile kim bilir neler olacak?
Söz konusu yasa henüz kabul edilmediği halde bile birçok vakıf ve derneğe kayyum atanmış olduğunu hatırlatan Alparslan Hoca terörle alakası olmadığı Emniyet raporları ile kanıtlanmış olan Furkan Vakfı’nı hatırlatarak “Bu yasa yokken bile birçok vakfı ve derneği kapattılar, kayyum atadılar. Hatta olağanüstü hal ilan edip binlerce vakıf, dernek ve kuruluş kapatıldı, bir kısmına da kayyum atandı. Bu yeni yasa yokken böyle yaptılar. Şimdi kim bilir daha neler yapacaklar?” ifadesini kullandı.
İslam adalet değil midir?
Yasa henüz teklif aşamasında iken yaptığı açıklamayı hatırlatan Alparslan Hoca dünkü açıklamasında Süleyman Soylu’nun “Bu yasa ile İslami çalışmalar etkilenmeyecek” söylemini de değerlendirdi. “Diyelim ki bu yasa gerçekten de İslami çalışmaları engellemek için değil. Peki diğerleri insan değil mi? Onların da çalışmaları meşru ise karışmayın. Yani biz şöyle mi düşüneceğiz, ‘tamam bizim için değilmiş, o halde mesele yok, karşı mahalledekilere ne yapılırsa yapılsın, banane!’ böyle mi diyeceğiz? İslam adalet değil midir? Bir tek bize yapıldığı zaman mı karşı geleceğiz? Meşru dairede kim çalışıyorsa onlara karışılmaması, kayyum atanmaması gerekir!”
Alparslan
Hoca STK'lara Kayyum Ataması Hakkında Açıklamada Bulundu!
STK’lara kayyum atamak yargının mı İçişleri Bakanlığı’nın mı görevi?
Alparslan Kuytul STK ’lara kayyum atama görevinin yargının işi olduğunu hatırlarak, İçişleri Bakanlığı’nın sayıları çok olan vakıf ve derneklerin hepsine hakim olmaya gücünün yetmeyeceğini ve bu nedenle istihbaratın önüne getirdiği rapora göre hareket etmek zorunda kalacağını vurguladı. İçişleri Bakanlığı’nın bu kadar büyük bir yük altına girmek istemesini ise şu sözlerle eleştirdi: “Neden bu sorumluluğu üzerinize alıyorsunuz? Günah işlemeye çok mu meraklısınız! Bu kadar yetki bir insan için fazla. Bu kadar yetki ancak Allah’a yakışır. Çünkü o her şeyi bilir, yanlış karar da vermez! Ama bir bakan her şeyi bilemez, bir cumhurbaşkanı her şeyi bilemez, yanlış karar verir. Yani yargının işini siyaset üstlenmiş vaziyette. Kayyum atamak yargının işidir. Acelesi ne? Bir vakfın, bir derneğin suç işlediğini iddia ediyorsanız verin mahkemeye, mahkeme incelesin. O anda olmasın da üç ay sonra olsun ne olacak? Üç ay sonra kayyum atansa ne olacak! Korkuları aslında üç ay gecikmesi falan değil. Korkuları belki mahkeme onların istediği gibi karar vermezse, belki vicdanlı bir hakime rastlar da hakim ‘Hayır bunların bir suçu yok, ben niye kayyum atayacakmışım?’ derse ne olacak? Tamamen idareyi kendi ellerine almak için bunu yapıyorlar. Yoksa biraz gecikeceğinden falan filan da değil!”
Derneklere kayyum
atanmasının önünü açan teklif yasalaştı!
Yargıyı saf dışı etme dönemi
Mevcut hükümet döneminde yapılan düzenlemelerle siyasetin sürekli yargıya müdahale etmesinin, bir bakana haddinden fazla güç verilmesinin zararlarının belki de ileride hükümet değiştiğinde ortaya çıkacağını ifade eden Alparslan Hoca bu yorumda bulundu:
“Bu ülkede siyaset yargıya hep karıştı! O yetmedi şimdi de bu yeni yasa. Aslında bu yeni bir yasa değil, bu yeni bir dönem, yargıyı tamamen saf dışı etme dönemi! Şimdi bu bir örnek aslında belki bunun devamı da gelecek. Belki birçok mesele mahkemelerden alınacak, bakanlara verilecek. Bu sadece bununla kalmaz. Kanaatimce bu bir proje! Sadece vakıflar ve derneklerle ilgili kayyum atanması meselesi değil, bu bir başlangıç, bunun gerisi gelebilir ve mahkemelerde olan birçok yetki, aynı şekilde parlamentoda olan birçok yetki bakanlara paylaştırılacak. Bunun zemini hazırlanıyor. Tam bir Ortadoğu ülkesi olmaya doğru gidiyoruz yani. Bir taraftan ‘Yargı reformu ya pacağız, yargıyı daha güçlendireceğiz’ deniliyor sonra yargıdaki yetkiler alınıyor, bakana, siyasete veriliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu samimi olarak görülebilir mi?
