Alparslan Hoca, yanan ormanlar hakkında: Devlet bu konuda sınıfta kaldı!

Alparslan Hoca, Antalya ve Adana başta olmak üzere 20’den fazla ilde çıkan yangınlar hakkında değerlendirmede bulundu. Kundaklama iddiaları hakkında da yorumda bulunan Alparslan Hoca, devletin bu konuda itibar kaybettiğini, sınıfta kaldığını belirtti.

Eklenme Tarihi: 02 Ağu 2021
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca, yanan ormanlar hakkında: Devlet bu konuda sınıfta kaldı!

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, 20’den fazla yanan ormanlar hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kaydetti;

Kasten Yapıldıysa, Allah Yapanların Belasını Verecektir!’

“Kundaklama var mıdır, onu bilemem tabi ama eğer birileri bunu kasten yaptıysa ya bu dünyada ya ahirette ya da her ikisinde de Allah belalarını verecektir. İnsanların, hayvanların ve o kadar güzelim ağaçların cayır cayır yanma ihtimaline rağmen böyle bir yangını çıkaranların günahları çok büyüktür. Bunun hesabını Allah’a veremezler.

‘Havanın Durumu Yangın Çıkmasına Uygundu’

Silahlı örgütler, terör örgütleri yapmış olamaz mı onu bilemem. Bunlar öldürürler ama bugüne kadar böyle orman yaktıklarını falan bilmiyoruz. Çünkü bu ormanlar onların da işine gelmektedir. Ormanda saklanabilmektedirler. O yüzden örgütlerin bu şekilde orman yangınları çıkardığını bilmiyoruz.

Yangının çıktığı gece ben ofisteydim. Sürekli klimada oturuyoruz. O sırada klimaları kapatmıştık, pencereleri açmıştık. Bir baktım o kadar güzel, o kadar serin, o kadar kuru bir hava var ki. Şaşırdım. Burası Adana ama hiç Adana havası gibi değildi. Kuru, rutubet yok ve normalde Adana’da rüzgâr güneyden, kıble tarafından gelir. Baktım rüzgâr kuzeyden esiyor. Hatta buradan esince kapı çarptı. Hep buradan güneyden esince kapı çarpmasın diye bir önlem almamıştık. Ama kuzeyden esince kapı çarptı. Baktım kuzeyden esiyor; poyraz. Poyraz kuzeyden eser ve kuru eser. Poyraz estiğinde her şeyi kurutur, rutubet bırakmaz ve her şey kibrit gibi olur.

Uzmanlar böylesi zamanlarda birkaç tane şart sayıyorlar; hava sıcaklığı yüksekse, poyraz esiyorsa… Şartlardan ikisi bunlar. Yüksek hararet var ve poyraz esiyor, kupkuru. Böyle bir durumda her taraf yanmaya müsait. O kozalaklar yanmaya başladığında fırlıyormuş, 200 metre uzağa gidiyormuş. El bombası gibi yani… Bunlar 200 metre uzağa gidebiliyor, orda yangın başlıyor. Zaten her şey kupkuru, hızla yanmaya başlıyor.

‘Devlet Bu Konuda da Sınıfta Kaldı!’

Burada devlet sınıfta kalmıştır. ‘Şöyleyiz böyleyiz’ diye çok övünüyorlar. Doğru düzgün bir yangın söndürme uçakları bile yok. Rusya’dan istiyorlar, Ukrayna’dan istiyorlar ama lafa geldiği zaman kendilerini sanayileşmiş ülkelerin içerisinde, G-20 ülkeleri içinde görüyorlar. Lafa geldiğinde ‘bölgesel gücüz’ demeyi biliyorlar. Bazen kendilerini kaybedip ‘küresel gücüz’ dedikleri de oluyor, ‘Almanya bizi kıskanıyor’ dedikleri de oluyor, ‘Amerika bizi kıskanıyor’ dedikleri de oluyor. Ara ara fren tutmuyor. Ama görüyoruz ki bir yangını söndürecek uçak bile yok. Yangını birileri kasten çıkardı mı onu bilemem ama devlet sınıfta kaldı, o bir gerçek.

‘İtibarınızı Kaybettiniz!’

Vatandaşlar da çok tepki gösteriyorlar. Bakanlar laf olsun diye gidiyorlar. Dış işleri bakanın ne işi var orman yangınıyla? Sırf laf olsun, sırf milleti sakinleştirmek için alakası olmayan bakanlar bölgeye gidiyorlar. Türkiye artık bu şovu bırakmalı. Bu çok basit, seviyesiz bir şovdan başka bir şey değil. Türkiye yapması gerekeni yapmalı. Rize’de sel oluyor, cumhurbaşkanı orda. Cumhurbaşkanı ne yapacak? Gidip de ne yapacak? Kendisi mi seli engelleyecek? Cumhurbaşkanından beklenen oraya gitmesi değil, çamurun içinde gezmesi değil, marifet bu değil. Şu zaman olmuş hala şehrin ortasından sel akıyor. Böyle şey mi olur? Hiç mi bir önlem alamazsınız? Yapmanız gerekeni yapın. İnsanları aldatmak için o bölgelere gidip de poz vermenin bir alemi yok. Kimse bunlara da artık kanmıyor.

Telefon açıyorlar, itfaiye 1 buçuk saat sonra geliyor. Hatta bazı yerlere hiç gelmemiş bile. Fakat kendi güvenlikleri için ha bire masraf ediyorlar. Kendi saltanatları için ha bire masraf ediyorlar. ‘İtibarda israf olmaz’ demeyi biliyorlar. Kendi itibarları için israf noktasında masraf ediyorlar. İtibar işte budur. Ormanların yanıyor 3-5 tane uçağın yok. İşte itibar kaybı böyle olur.

İşsizlikle itibarını kaybetmişsin zaten. Ekonomik krizle itibarını kaybetmişsin zaten. Doların, euronun, altının yükselmesiyle itibarını kaybetmişsin zaten. Üniversitelerinin kalitesizliğiyle itibarını kaybetmişsin zaten. Hapishaneleri doldurmanla itibarını kaybetmişsin zaten. Herkesi susturmakla, her konuşanı hapse attırmakla itibarını kaybetmişsin zaten. İsraf yaparak, saraylar yaparak itibarını kurtarmaya çalışıyorlar. İşte ne oldu itibarınız? Yerle bir oldu. 10 tane yangın söndürme uçağınız yok ama sarayınızda kaç tane uçak sizi bekliyor. Helikopterleri de saymıyorum.

Orman Mafyaları da Yapmış Olabilir’

Bu arada orman mafyaları, ormanları yakıp da oralarda lüks oteller yapan mafyalar… Nice fotoğraflar var. Eski fotoğrafı var; çok güzel cennet gibi bir yer, güzel ağaçlar, su kenarı falan. Sonra kasten bir yangın çıkartılmış ve şimdi orası acayip lüks otellerle dolu. Böyle maksatlar da olabilir mi? Evet olabilir ama eğer böyle bir şey varsa bu kadar büyük çaplı düşünmemişlerdir. Belki küçük çaplı birkaç yerde yapacaklardı ama hava da müsait olunca aldı başını gitti. Öyle de olabilir.

‘Medya, Yanan Alanlarının Tamamına Ağaç Dikilmesinin Takibini Yapmalıdır’

Medya bunu takip etmelidir. Bakalım bu yanan yerleri ne yapacaklar, göreceğiz. Eğer 3-5 tanesinde bile 5 yıldızlı oteller dikilirse bu işin içinde devletten bazı kimseler var demektir. Mafya-devlet iş birliği ile yakılmış demektir. Bir tanesinin bile yerinde bir tane bile otel yapılmamalıdır. Muhalefet partileri diye bir şey varsa muhalefet partileri bunu metre metre takip etmelidir. Her parti kendi içinden bir iki kişiyi görevlendirmelidir ve onlar bu yanan yerlere ağaç dikilip dikilmediğini kontrolle görevli olmalıdır. Bir tane bile otel yaptırtılmamalıdır. Yoksa böyle yangınlar devam eder. Yangını çıkar, oteli yap. O zaman bu sistem yürümeye devam eder.”