Yargı reformunda ikinci adım olarak “İnsan Hakları eylem planı” paketinin duyurulması ve Cumhurbaşkanının adalet hakkında verdiği demeçler üzerine konuyu değerlendiren Alparslan Hoca çarpıcı tespitlerde bulundu.
İnsan hakları eylem planı olarak servis edilen yargı reformu paketi içerisinde yer alan birçok meselenin zaten mevcut kanunda da yer aldığının altını çizen Alparslan Hoca “Siz insanları yıllarca tutuklu bir şekilde yargılıyorsunuz, yatırıyorsunuz, mahkemeler de yıllarca sürüyor, ondan sonra “pardon deyip” bırakıyorsunuz. Bu bir zulümdür ve bu zulüm olmasın diye kanun zaten o şekilde yapılmıştı.” İfadesini kullandı.
İnsan hakları eylem planı ile daha güzel kanunlar çıkaracakmış gibi konuşuyorlar. Çocuk mu kandırıyorsunuz?
Türkiye gerçeklerinde yargılamanın talimatlar ile yürütüldüğünü hatırlatan Alparslan Hoca “Çocuk mu kandırıyorsunuz? Kanunlarda ifade hürriyeti de fikir hürriyeti de var. Ama bunlar telefonlarla, kurdukları diktatörlükle bunu engelliyorlar. Sanki yeni daha güzel kanunlar çıkaracaklarmış gibi konuşuyorlar. Hâlbuki aynı şeyi söylüyorlar.” Dedi.
Türkiye kendi anayasasına da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de uymuyor
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne imza atmış bir ülkedir. Avrupa İnsan Hakları sözleşmenin maddelerinde “Rejim eleştirilebilir” yazıyor ve Türkiye buna imza atmıştır. Mesela adam ‘laik rejim yanlıştır’ der. Hatta cumhuriyeti eleştirebilir, padişahlık taraftarı olabilir.-yani böyle insan pek yok da mesela- Birisi sosyalizmi isteyebilir, birisi İslam Şeriatını isteyebilir. Türkiye buna imza atmış ama böyle bir şey yapmak Türkiye’de mümkün müdür? Türkiye neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından çok defalar tazminata mahkûm ediliyor? Çünkü Türkiye kendi anayasasına da uymuyor Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de uymuyor. Türkiye sürekli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden ceza alıyor.
Yargı reformu olsa da değişen bir şey olmayacak
Meselenin kanunların eksik olması değil bilhassa kanunda yer almasına rağmen işlerin talimatlarla yürütülmesi olduğunu vurgulayan Alparslan Hoca’ya göre yargı reformu da olsa insan hakları eylem planı da devreye konsa değişen bir şey olmayacak.
“Ne anayasanın önemi var sizin gözünüzde ne Anayasa Mahkemesinin ne Yargıtay’ın ne de bunların hepsinin üstünde olan AİHM’nin! Gözünüzde bir tek sizin görüşünüz var! Size karşı gelen vatan haini, terörist! Bu anlayış devam ettiği müddetçe anayasa değişse ne olur babayasa değişse ne olur? Anlayış bu olduktan sonra kâğıt üzerinde kalıyor.
Yargı reformu ile kanun değiştirmenin bir manası yok! Hâkimler Derin Devletten Talimat Alıyor!
Hâkim, tutuksuz yargılamak zorunda olduğu bir durumda tutukluyor. Bu gücü nereden alıyor? Derin devletten talimat alıyor. Yapmasın da görsün, ertesi gün tayini Hakkâri’ye çıkar mı çıkmaz mı? Bunu herkes biliyor. Kanun değiştirmenin bir manası yok!
Cumhurbaşkanı ne demek istiyor? Yani ‘Bu yapılanlara ben razı değilim, biz Ak Parti olarak bunları yapmıyoruz, bunu bizim ortaklarımız yaptırıyor’ mu demek istiyor? ‘Hükümet benim ama iktidar ben değilim, aslında bunları yaptıran MHP’dir, Vatan Partisi’dir’ mi demek istiyor? Ne demek istiyor acaba?
Yargı reformu halkı sakinleştirmek için
Tümden bir anayasa değişikliği için 2/3 oy lazım. Herhâlde yeni bir anayasa yapmak için 400 kadar oy gerekiyor. Zaten öyle bir oyları yok ki! Anayasa değişikliği zaten mümkün değil ki. Bu tür reformlar sadece ortamı yumuşatmak için söyleniyor, bir şey olacağını ya da daha iyiye gideceğini de hiç zannetmiyorum. Sadece halkı sakinleştirmek ve halka ümit vermek için ‘daha özgürlükçü olacağız’ deniliyor. Aslında bu durum, şunu gösteriyor; demek ki herkes cumhurbaşkanına “Biz artık diktatör olarak tanınıyoruz ve millet artık adaletsizlikten feryat ediyor. Her konuşan mahkemelik oluyor. Bir tweet atan mahkemelik oluyor. Biz artık böyle tanınıyoruz ve bu yüzden oy kaybediyoruz.” Diyor.
“Bundan Sonra Özgürlüklere Önem Vereceğiz, İfade Hürriyeti Olacak” Demek Bir İtiraftır!
Salonun dolmasıyla mutlu oluyorsunuz, siz milyonlarca oy kaybettiniz. Oy kaybını azaltmak için bundan sonra özgürlüklere önem vereceğiz, bundan sonra ifade hürriyeti olacak, deniliyor. Demek ki özgürlükler, ifade hürriyeti şimdiye kadar yoktu mu demek istiyorsunuz? Bu bir itiraf! Cumhurbaşkanı işinden gücünden kanun okuyamamıştır. Biz hapishanede çok okuduk. Kanunlarda bir sorun yok! Kanunlar ifade hürriyeti veriyor. Anayasada da var; “Herkes önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Görüşlerini açıklayabilir hatta rejimi bile eleştirebilir.” Cumhurbaşkanı kanunları bilmediği için sanıyor ki şimdi yargı reformu ile insan hakları eylem planı ile öyle yapacağız. Zaten öyleydi.
Cumhurbaşkanı yargı reformu yerine şunu yapmalıdır
Alparslan Hoca kanunlarda zaten bahsedilen konuların yer aldığını yargı reformu ve insan hakları eylem planı yerine Cumhurbaşkanının dürüst bir şekilde şunu söylemesi gerektiğini dile getirdi:
“Evet değerli halkım, aslında anayasada da kanunlarda da özgürlük ve ifade hürriyeti verilmişti. Bu tutuklu olanların birçoğu mevcut anayasa ve kanunlara göre tutuksuz yargılanması gereken insanlardı. Bizim bu dönemimizde zulüm yapıldı. -eğer kendisi talimat vermediyse- Birileri bu talimatı verdi ve bizde bunlara bunun hesabını soracağız, özür dileriz. Hepinizden özür diliyorum. Özellikle de zulme uğrayanlardan özür diliyorum. Aslında anayasa da böyle değildi, kanunda böyle değildi ama birileri beni vitrine koydu. Beni gösteriyor ama aslında onlar (talimat verenler) hükmediyor. Benim de her şeyle ilgilenmeye gücüm yetmiyor ve böyle zulümler oldu. Hepinizden özür diliyorum ve bu zulme uğrayanlar gelsinler başvuru yapsınlar. Kim yaptıysa, hangi savcı, hangi hâkim, hangi emniyet müdürü, hangi istihbaratçı yaptıysa; ortaya koyalım, hepsinin cezasını verelim.”
Yargı reformu konuşulacağına öncelikle mevcut hatalardan dönülmeli
Adam fikrini açıklamış, adamı hapse atıyorsunuz. Bu söylediklerinize inanmamızı istiyorsanız evvela geçmişten dolayı özür dileyin. “Bundan sonra böyle olmayacak” deyin. Mevcut dosyaların yani fikir suçlarının hepsini kaldırın? Nasıl yapacaksanız? Hepsine beraat verin. Daha doğrusu beraat de değil bu dosyalar -hukuki yolu nasıldır bilmiyorum- bir şekilde kaldırılmalı ve bu dosyalar bitirilmelidir. O zaman ben inanırım. Demek ki “Oy kaybettiklerini, diktatör gibi göründüklerini, zalim gibi görüldüklerini anladılar. Artık bu durumu değiştirmek istiyorlar.” derim. Yoksa şu anayasayı değiştireceğiz şunu yapacağız demenin bir anlamı yok.
Yargı reformu tek adam sistemine mi hizmet edecek?
Zaten halihazırda kanunda olan maddeleri içeren yargı reformu ile belki de bir hedefin tek adam sistemini kuvvetlendirmek olabileceğini vurgulayan Alparslan Hoca şu ifadeleri kullandı:
Vallahi belki de çok daha kötüsünü yapmayı da planlıyor olabilirler. Bir iki maddeyi güzel bir şekilde değiştirirler; biraz daha özgürlükçü ama diğer taraflardan da çok daha katı bir sistem kurmayı planlıyor da olabilirler. Çünkü ‘başkanlık sistemini kurdular ve anayasanın başkanlık sistemine uyumlu olmasını sağlayacağız’ diyorlar. Başkanlık sisteminden de ne anladıkları ortada: “Tek adam sistemi.” Kimsenin konuşamadığı, konuşanın susturulduğu ve yetkinin tek elde toplandığı bir sistem. Anayasayı buna göre yapacaklarsa vay halimize. Belki bir iki tane madde daha güzel şekle çevrilecek ama belki de onun on katı yirmi katı madde daha kötü hale getirilecek, çok şüpheler var.