• Anasayfa
  • ANALİZ Haberleri
  • Alparslan Hoca'dan Adana Emniyetinde İşkence Gören 3 Furkan Gönüllüsü Hakkında Basın Açıklaması

Alparslan Hoca'dan Adana Emniyetinde İşkence Gören 3 Furkan Gönüllüsü Hakkında Basın Açıklaması

Emniyet önündeki bekleyişleri 60 saatten fazla zamanı bulan Alparslan Hoca ve yüzlerce Furkan Gönüllüsü, Adana Emniyetinde işkence gören 3 Furkan Gönüllüsünün serbest bırakılmasını bekliyor. Son olarak dün (12 Eylül) akşam saatlerinde Furkan Haber ve Furkan Tv ortak hazırlanan 'Adana Emniyetinde İşkence' Gündem Özel Programında, bugün savcılığa çıkarılacağı bildirilen 3 gönüllü hakkında Alparslan Hoca basın açıklamasında bulundu.

Alparslan Hoca'dan Adana Emniyetinde İşkence Gören 3 Furkan Gönüllüsü Hakkında Basın Açıklaması
13 Eyl 2021 09:23:30

Emniyet önündeki bekleyişleri 60 saatten fazla zamanı bulan Alparslan Kuytul Hoca ve yüzlerce Furkan Vakfı Gönüllüleri, Adana Emniyetinde işkence gören 3 Furkan Gönüllüsünün serbest bırakılmasını bekliyor. Son olarak Alparslan Hoca, dün (12 Eylül) akşam saatlerinde Furkan Haber ve Furkan Tv ortak hazırlanan 'Adana Emniyetinde İşkence' Gündem Özel Programında, bugün savcılığa çıkarılacağı bildirilen 3 gönüllü hakkında basın açıklamasında bulundu.

Bugün (13 Eylül) ifadeleri alınacağını belirten Alparslan Hoca, şu ifadeleri kaydetti:

Arkadaşlarımızdan biri cuma günü saat 10:00’da alındı, diğeri de cuma namazını kıldıktan sonra alındı. Üçüncü kişiyi tam bilemiyorum. Bu şekilde bunlardan hiçbir haber alınamadı. Akşam oldu, akşam 22.00’den sonra işkence başlamış, sabaha kadar devam etmiş. Bir polis içeriye giriyor dövüyor, o yoruluyor çıkıyor, öbürü içeriye giriyor dövüyor, o yoruluyor çıkıyor öbürü giriyor…

Bu şekilde 7-8 polis, belki de daha fazlası, sabaha kadar sırayla dövüyorlar. Ondan sonra üzerlerindeki darp izleri biraz azalsın diye bekliyorlar. Cumartesi saati 4-5:00 civarı Yusuf kardeşimizin eşine diyorlar ki: Avukatınız gelip görebilir. Avukat geliyor ve Yusuf da, Haydar da bu darp olayını anlatıyorlar. Avukatlar çıktılar, bana söylediler: Böyle böyle olmuş. Bunun üzerine biz de buraya geldik ve herhalde bitti, bir defa yapmışlardır zannettik ama devamının da gelme ihtimal vardı ve dediğim gibi de olmuş. Ondan sonra tekrar başlamışlar. Avukat gitti görüştü. Görüştükten sonra herhalde; “Avukat nasılsa gitti, bir daha gelmez” gibi düşünmüşler ve tekrar işkenceye başlamışlar.

Şimdi beyefendiler, bizim avukatlarımızın sürekli içeriye girmelerinden rahatsız oluyorlarmış. Sizin işkencenizden dünya rahatsız. Sizden herkes rahatsız. Rahatsız oluyorlarmış. 1-2 defa gelseler yetmez miymiş. Sen öyle bir emniyet misin? Emniyet hissi veren bir emniyet misin? Sen, emniyet hissi vermeyen bir emniyetsin. Şayet işkence olmuş olmasaydı, arkadaşlar orada bekliyor olsaydı, belki sürekli avukatların girip çıkmasına gerek kalmazdı ama bizde oluşan kanaat, orada yalnız bırakıldıkları her an işkencenin başlayabileceği kanaatidir. Yalnız kaldıkları her an işkence başlayabilir. Bizde böyle bir kanaat hâsıl oldu. Bunun üzerine avukatların sürekli girmesi gerektiğini düşündük.

'Adli Tıp Darp Raporu Verdi!'

Bugün, 2. günün sonunda adli tıbba yine götürüldüler. Dünkü açıklamamızın tesiri oldu mu, bilmiyorum. Belki o doktorun kendi insanlığının tesiridir, belki insan evladı olduğu içindir; kim olduğunu bilmiyorum, bu defa darpları yazmış. Bugünkü adli tıp raporunda çenesine, vücudunun her tarafına yapılan darplar yazılmış. 

Sonra bir avukat arkadaş, içeride onlardan birisi ile konuştuktan sonra orada tutanak tuttu: Birinci tutanak. Sonra İnsan Hakları Komisyonu Başkanı bir başka avukat geldi. O da orada bir tutanak tuttu: İkinci tutanak. Belki duymuşsunuzdur, Adana Baro Başkanı da geldi. İnsan hakları komisyonundan bazı avukatlar geldi. Baro Başkanı “Bu işi takip edeceğiz” diye söz verdi.

İl Emniyet Müdür Yardımcısı ile, Başsavcı Vekili ile görüşüldü. Başsavcı Vekili de “Avukatlar istediği kadar, 7/24 girebilir, bunun sınırı yok. Avukatlar istediği kadar girer, içeride istediği kadar konuşur. Bunun sınırı yoktur” dedi. “İstediğiniz kadar gidip görüşebilirsiniz” dedi. Bunun sözünü verdi.

Emniyet, insanlara güven vermediğini gösterdi. Bu hareket de kardeşlerini yalnız bırakmayacağını gösterdi. Bu zulmü yapanlar, haksız yere bir insana darpta bulunanlar elbette ki kendi ahiretlerini berbat etmişlerdir. Bu zulme dayananlar ise elbette ki sevap kazanmışlardır. Dün de ifade ettim: Adana Emniyeti ne yaptıysa, 1.90 m boyundaki polisler ne kadar zulmettilerse de bu kardeşlerimiz teslim olmadılar ve aynı ifadelerini vermişler çünkü yalan yere ifade vermeye zorlandıklarının, bir hesabın olduğunu, bundan sonrasında bir şeylerin planlandığının farkındalar. Dişlerini sıktılar, dayandılar. Dün de ifade ettim: Her üçünün de alınlarından öpüyorum.

Savcının, Baro başkanına ve avukatlarımıza verdiği bilgiye göre sabahleyin ifade alınacak. Ondan sonra da sulh ceza hâkimine çıkarılacak. Hâkim karar verecek. Yarın sabah 10:00’da 3.gün dolmuş oluyor, 4. güne geçiş yapılmış olacak. Belki 4. güne geçilmemesi için sabahleyin ifade almayı planlamış olabilirler. Bize verilen bilgi bu yönde. Sabahleyin ifadeleri alınacakmış, sonra mahkemeye sevk edilecekmiş. Biz o saate kadar buradayız. Mahkeme esnasında da mahkemedeyiz."

Ne Olmuştu?

Dün (11 Eylül) akşam saatlerinde Adana İl Emniyet Müdürlüğünde, 3 Furkan Vakfı Gönüllüsüne yönelik akılalmaz işkenceler yapıldığı ortaya çıkmıştı. 

10 Eylül Cuma günü Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ifade vermek için emniyete  giden Furkan Gönüllüleri E. E., H. A. ve Y. T., emniyette gözaltına alınmıştı. 

Polislerin insanlık onurunu ve haysiyetini zedeleyici muamelelerine maruz kalan gönüllülerin avukatları, gözaltı sürecinde yapılan kan dondurucu eziyetleri anlatmış ve yaşananlar hakkında yasal yollara başvuracaklarını belirtmişlerdi. 

Emniyette İşkence! Adana Emniyeti, 3 Furkan Gönüllüsünü Ağır Şekilde Darp Etti! Emniyette İşkence! Adana Emniyeti, 3 Furkan Gönüllüsünü Ağır Şekilde Darp Etti!



0 Yorum

Yorum Yaz